Görgü kuralları, aynı zamanda ahlak kuralları anlamına gelir. İnsanların birbirleriyle geçinmeleri, nezaket ve terbiye kurullarına uygun hareket etmelerinin toplam adı görgü kurallarıdır. İslamın güzel saydığı söz ve davranışları sergileyerek yaşamak, genel adıyla “adab-ı muaşeret” kurallarına riayet etmek; toplumsal huzurun da sigortasıdır. İslamın sunduğu hayat nizamının tamamı görgü kuralları merkezli, güzel ahlaktır. İbadetler, Allah için yapılıyor ve Allaha itaati ifade ediyorsa da, aynı zamanda güzel ahlakın geliştirilmesinin de zeminin oluşturmaktadır.
En güzel bir şekilde yaratıldığı Tin suresi 4.ayette belirtilen insan için, görgü kurallarına riayet etmesi yaratılışına uygun yaşamın adıdır. Bu ayetten, insanın bedeni ve fiziki olarak en güzel bir biçimde yaratıldığı anlaşılıyorsa da, ayrıca ruhunun ve gönlünün güzelliği de ifade edilmekte, güzel ahlak üzere bir yaşamın insanın bu güzelliği ile örtüştüğü anlatılmaktadır. İnsanın yaratılışına uygun güzellikte yaşaması için gereken kuralları yine kendisini yaratan Rabbı bildirmiştir. Kitap ve elçiler göndererek huzurlu hayatın şifrelerini sunmuş, görgü kuralları ile yaşanan bir hayatın güzel ahlak olduğu belirtilmiştir.
Peygamberimize, “Sen güzel ahlak üzeresin” diye tarif yapan Yüce Kur’an, genel geçer görgü kurallarının zaman ve mekana göre değişmeyeceğini, insanın olduğu her yerde huzur için, adab-ı muaşeret ilkelerine riayetin esas olduğu hatırlatılmaktadır. “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyuran Allah Resulü; ahzap suresi 21.ayette “Allahı çok anan kimseler için Resulu en güzel örnektir” ayetini hatırlatmaktadır. Güzel ahlak, görgü kurallarına riayet edilerek yaşanan bir hayattır ve bu hayat şeklinin dünya ve ahirette sahibinin derecesini yükselteceği Yüce Allah tarafından bildirilmiş, düşük ve çirkin söz sahiplerine Allahın buğuz ettiği Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. İnsanlara güzel ahlakla muamele etmek, onların istifadesi için gayrette bulunmak, zararlı olabilecek bütün unsurlardan ortamı temizlemeye çalışmak; Allah c.c’ın insan arası ilişkilerde öncelikle murat ettiği hususlardır.
Müslüman aynı zamanda İslamı da temsil eden kimsedir. Müslümanın hataları öncelikle İslam’a mal edilecek ve İslam düşmanlarını sevindirecektir. Bu da Müslümanın İslama yaptığı en büyük kötülük olarak not edilecektir. Müslümanın uyması gereken görgü kuralları, ya Kur’anın mesajları ya da Peygamberin sünnetlerinden ibarettir. Her Müslümanın kendisini ve sorumlu olduğu ailesini görgü kurallarına uygun olarak şekillendirmesi inandığı ve tercih ettiği dinin gereğidir. Tahrim suresi 6.ayette, insanın çoluk çocuğunun koruması kendisine hatırlatılmıştır.
Her toplumun kendisine özel adab-ı muaşeret kurulları vardır. Ama her görgü kuralının temelinde yine ilahi mesajların sunduğu güzellikler yatmaktadır. İnsan merkezli yaratılan dünyadaki yaşamın huzuru, ilahi kodlarla şekillenmiş insan davranışlarıyla sağlanır ancak. Görgü kurallarının neler olduğu bilinmeli, bu kurallar toplumun genel yaşam şekli haline gelmelidir. Aile büyükleri çocuklarını, öğretmenler öğrencilerini, imamlar cemaatini bu konularda bilgilendirmeli ve bilinçlendirmelidir. Müslümanlar için, İslam kardeşliği temel kuraldır. Ahlaki bir yaşam ve adab-ı muaşeret kurallarının hayata yansıması da kardeşliğin gereğidir. İnsanlar, vahyin sunduğu ahlak kurallarını hayata yansıtmadıkça, şikayet ettikleri toplumsal huzursuzluktan kurtulamazlar. Bu nedenle; görgü kurallarına riayet çok önemlidir.