Koç, "Amaç kan duracak ise, gerçekten Türkiye'nin birliği, dirliği, kardeşliği korunacak bir süreç çalıştırılacak ise bundan hepimiz mutluluk duyacağız. Ama bunu yaparken daha önce yaşadıklarımızı unutmamamız gerekiyor. Başbakan gizli kapaklı tutan bir takım yorumlarla, niyet okumalarla, fal bakmalarla ancak bir değerlendirme yapılabilen bu sürecin benzerlerini kendi yakın dönem siyasi çıkarları için kullanmıştı. Bugün bu noktadaki kuşkularımız, soru işaretlerimiz tüm milletle beraber açıkça orta yerde duruyor. Milletin kabul etmeyeceği hiçbir taahhüdün altına girmeyin uyarısı vardı. Süreçle ilgili ana muhalefet partisini, tüm muhalefet partilerini bilgilendirmelerini söylemiştik. Bunlar bizim devlet geleneğimiz içerisinde vardır. Daha önceki önemli iç, dış sorunlar karşısında mevcut iktidarlar bir kısmı kapalı kalacak şekilde muhalefet partilerini, başta ana muhalefet partisi olmak üzere bilgilendirmişlerdir. " dedi.
CHP'DEN AKAN KANIN DURMASINA , KARDEŞLİĞE DESTEK VAR
Bu geleneyıkıldığını ifade eden Haluk Koç, " Şimdi herkes bir çağrı yapıyor. Neye ve ne karşılığında vereceğiz desteğimizi? Bunları gelin TBMM'de meşru zeminde tüm milletin seçtiği temsilcilerin önünde, milletin gözünün önünde açıkça konuşalım. Kabul edilecek, kabul edilmeyecek, tartışılacak bütün süreçleri çekinmeden konuşalım. Eğer önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri hedef olarak alınıyor ise, Başbakan eylemlerini Cumhurbaşkanı, ya da kayıtsız şartsız başkanlık için hedef olarak koyuyor ise o zaman sorun çözmek midir bunun adı, yoksa başkanlık emeline ulaşmak için bir süreci yönetmek midir? Cumhuriyet Halk Partililer Sayın yeni Kültür Bakanı Çelik'ten cumhuriyetçilik, halkçılık, devrimcilik, ulusçuluk dersleri alacak insanlar değildir. Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkede birliği , kardeşliğin yerleşmesini istiyor. Herkesin eşit hukuku paylaşan, eşit cumhuriyet yurttaşları olarak Türkiye Cumhuriyetinin onurlu bir bireyi olmasını istiyor. Kardeşliğe , akan kanın durmasına destek var. Kürt kardeşlerimizle Türkiye'de birlikte aynı kaderi, aynı sevinci, aynı tasayı dün yaşadığımız gibi birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Birlikte üretip hakça yaşamaya ihtiyacımız var. Ama bunun dışında pazarlık olarak adlandırılan bu süreçte neler konuşuluyor, birliğimizi, dirliğimizi tehlikeye sokabilecek bir takım öneriler var mı? Bunlar hakkında hiçbir bilgimiz yok. " diye konuştu.