Seçimin ardından yaptığımız değerlendirmeyle ilgili siz değerli okurlarımızdan bir hayli yorum ve telefon geldi. Yazıya katılanların yanında eleştirenlerin de olması mesleğimizin olmazsa olmazıdır. Eleştiri her zaman iyidir, yeter ki iyi niyetle yapılmış olsun. Amacımız insanları belli bir yöne kanalize etmek değil, yanlışları ve doğruları yazıp objektif eleştiri yapmaktır. İnsanların siyasi düşüncelerine saygı duyarım, herkes istediği gibi düşünecek, yazacak, konuşacak ama muhatabına da saygı duyacak. Dikkat ettiyseniz siyasi kritiklerimde ben kişilerden ziyade yapılanları eleştiriyorum. Yok falanca lider şunu dedi ardından böyle yaptı, feşmanca lider şöyle dedi sonra dediğinin aksini yaptı gibi eleştirilerden ziyade icraatlardaki yanlışlıkları yazmaya çalışırım. AK Partili siyasetçileri en çok eleştiren de benim. Neden onları eleştirdiğime gelince; birincisi onlar iktidarda, sorumlulukları fazla, ikincisi onları daha iyi tanıdığımdan yanlışlarını söylemek öncelikle bana düşer. Ancak bu durum karşılarındaki siyasetçilerin sütten çıkmış ak kaşık oldukları veya hatasız oldukları anlamına da gelmez. Ya hep ya hiç kuralı bende geçerli değildir, insanların hataları olsa da doğruları daha fazlaysa onlar makbul insanlardır.
Neden bu detaya girdiğime gelince; son günlerde dikkatimi çeken olaylardan birisi de Vezir Hazretlerinin ziyaretleri ve beraberindeki ekip oldu. Normalde Vezir Hazretlerinin öyle seçmene gidip gönül alma, dert dinleme gibi bir huyu yoktur ama her ne hikmetse bu seçimde kendisine bir ekip kurarak kafasına göre ziyaretler yaptı. İnsanların gönüllerine dokunmaya çalıştığını sosyal medyadan paylaştı bunları görünce de gözlerim yaşardı. Adamcağız ne kadar mütevazı, vefalı, dost canlısı, davasına sahip bir insanmış da biz kıymetini bilememişiz. İşin daha enteresan tarafı, Erdoğan Tok’un da ekibinde olması. Erdoğan Tok’u ne kadar sever benden daha iyi bilen yoktur bu şehirde. Hatta kendisinin istifasından sonra AK Parti Genel Merkezi, Erdoğan Tok’u kendi yerine koyma kararı alıp teşkilatlarda bu minvalde temayül yoklaması yaptıktan sonra olaya müdahil olup Zihni Şahin’i yerine koyduğunu benim kadar Erdoğan Tok da bilir. Ancak her ne hikmetse son bir iki aydan beri peşine takılıp her programında boy göstermesi enteresan bir durum. Niyetinin ne olduğunu bilmiyorum ancak niyeti ister İl Başkanlığı, ister İlkadım Belediye Başkanlığı, isterse Büyükşehir Belediye Başkanlığı olsun hiçbirinde asla arkasında durmayacağını ben buradan ilan ediyorum. Halep oradaysa arşın burada, ömrümüz varsa göreceğiz.
Hiç unutmuyorum 2004 yerel seçimlerinde Yunus Güney, Canik Belediye Başkanlığına aday adayı olmuştu, tek dayanağı da Vezir Hazretleriydi. Hatta Vezir Hazretlerine yaranabilmek adına siyasette ona her türlü desteği vermiş olan Cemal Yılmaz Demir’den dahi vazgeçmiştir. Belki iki yıl belki daha fazla peşinden koşturdu. AK Parti Genel Merkezi’nde mülakat yapılıp Vezir Hazretlerine Canik’te kiminle çalışmak istersin diye sorulmuştu. Vezir Hazretleri, İbrahim Tan ismini vermişti. Komisyondaki arkadaşlar, orada bir Yunus Güney var tanır mısın diye sorunca, o da kim tanımıyorum diyecek kadar vefalı olan Vezir Hazretlerinin şimdi Erdoğan Tok’a aynı muameleyi yapacağından en ufak bir şüphem yoktur. Ben Erdoğan Tok’un yerinde olsaydım yola çıktığım arkadaşımı asla terk etmezdim. Kaldı ki o arkadaşı beni geçmişte dışladığı onu dışlamadığı gibi son yerel seçimlerde kendisini ortaya koyarak arkasında durdu. Yetmedi seçimde ekibiyle, parasıyla, zamanıyla, eforuyla gece gündüz ona çalıştı ama kaybetti. Seçimlerde listeye girmeme nedenlerinden birisinin de bu olduğu kanaatindeyim. Ama önemli değil onun zaten öyle bir derdi yoktu. Benim yazma amacım da bu değil zaten.
Yerel seçimlere bir yıldan az bir zaman kaldı. Önümüzdeki haftadan itibaren herkes bu konuyla ilgilenmeye başlar. İlçe Belediyelerinden Büyükşehir Belediyesine varıncaya dek pek çok aday adayı çıkar ortaya. Ancak bu seçimin ortaya çıkardığı gerçeklerden birisi de önümüzdeki yerel seçimlerin geçmiş yerel seçimlerden çok daha zor olacağıdır. AK parti bu ilde yüzde on iki oy kaybetti, bu azımsanacak bir rakam değil. Seçim kaybetmiş siyasetçilerin şanslı olacağını düşünmüyorum. Hele hele Vezir Hazretleri gibi ırkçı ve sosyal demokrat yapıya yakın olan birisinin Erdoğan Tok gibi Trabzon kökenli muhafazakâr bir isme destek olacağını düşünmenin öküzün altında buzağı aramak gibi bir şey olduğunu düşünmekteyim. Farklı düşünen varsa beriye gelsin, biz buradayız. Aslında bu konuda çok daha uzun yazmam gerekli ama yerim bitti, önümüzdeki günlerde zaman zaman yazarım. şimdilik bu kadar. Kalın sağlıcakla.