Efendim
Kitaplar baskı, Kitapevleri iş yapmıyormuş, olanlar raflarda tozlanıyor,yayınevleri bir bir kapanıyormuş
Bize ne
Neymiş
Fevkaladenin fevkinde yarışma programları, nesli tükenen kelaynak misali oda bir gözü kalk gidelim, diğeri biraz daha oturalım der gibi ekrana bakan üç-beş Bilgi yarışmasından daha çok reyting alıyormuş
Dediğine bak
Yok
21.Yüzyıl gençliğinin adeta sığınma evleri internet kafelerinin serinletici google sörfüne bayılmışız da, disko, barlar, oyun salonları tıklım tıklımmış da, kütüphaneler, kitap okuma salonları sinek avlıyormuş
Delinin zoruna bak
Siz bu halkı hala tanıyamamışsanız o sizin sorununuz üstadım
Bir daha söylemeyin böyle şeyler çok ayıp
Biz ki, bilgi okyanusunun suyunu damla damla içip, 80 yılda devr-i alem yapmış bir toplumuz ayıp oluyor ama
Bilgilendik ve artık biraz da beyinlerimizi lay lay lom işler, incir çekirdeğini doldurmayan programlarla dinlendiriyoruz ne var bunda
Hem onlar ekranlarda, bizler ekranları başında, resmen bizimle maytap geçerek oldukçada başarılı da eğlendiriyorlar (!) He birlikte eğleniyoruz ne var bunda
24 saat kumsalda pusuya yatıp o ünlüyü (!) bu ünsüzü (!) yakalayıp kare kare çekmek öyle kolaysa Başına gelsin Buyur sen çek o zaman Derler adama
Madem başlattın, öyle çamur at izi kalsın yok
Söyle lafı çek git yok
Çok güzel hareketler değil bunlar
Dur bakalım
Dur Yolcu dur da dinle bakalım
Döktürelim de sana, gör toplum olarak uzmanlık alanımızı
Bilmez misin ki, öyle kimse bizim kanka olup koyun koyuna yatıp kalktığımız dizilerimize laf edemez, dalga geçemez
Onların var
Ya, senin Cesaretin var mı aşka
Yurdumun Düğün Şarkıcısı seni
Bak Yaprak dükümü gibi dökülür, Sıla ya Hasret kalırsın, parmak pıtlatarak Selena yı da çağırsan yemez sonra
Sizi gidi, Küçük kadınlarsizi
Hadi diyelim ki dedin, bak Elif ile Ece bacımızın diline düşer, sonra ekranların Son Ağası, Emret komutanım der, derhal Avrupa Yakasından Dedektif biraderlere haber verir
Baba ocağından çıkıp Aman annem görmesin diyerek Dilek ağacı nın dibine , Çemberin dışında Ateş ve Barut koyarak Aşk yakar diye nara attığını Anında görüntü show layıp tüm yaptıkların Çorap söküğü gibi Çocuklar duymasın desen de ortaya dökülür anladın mı
Hatta, Aşk eski bir yalan deyip, Vazgeç gönlüm türküsünü mırıldanarak Akasya durağından Deli yürek taksiye atlayıp Cennet mahallesinden geçerek Büyük buluşma için gittiğin A5 Akmerkez dönüşü Arka sokaklarda, Kurtlar vadisi pusu kurar, Gazi olsan iyi, sonra hayata Elveda Rumeli dersin, seni Doktorlar bile kurtaramaz
Son kez Benim annem bir melek der, son sözlerin Beni unutma olur, demedi deme
Hem sonra Bizim mahalle sana Ekmek teknesinde yediğin ekmekler için Dizine dursun der de bakarsın dizine durur, sonra Dermansız bir Acı hayatına tanıklık etmek bizi de üzer
Yok azizim
Amiral batsa, Gemi karaya otursa da
Gel sen bizim bilgi toplumu olmamıza laf etme
Beni de söylettirme
Bak şimdi Denge Gazetesi sevgili editörü Fatih bey Merve hanım"a söyleyecek, o da arayıp Hamit bey yazınızı gönderecek misiniz? diye soracak, eğleme beni Yazımı yazmalıyım Şu yazının içinde cevabın olacak,tellal gibi bağıracağım sende gözlerini dört, kulaklarını öyle bir aç ki, iyi görüp, işitesin
Ey ahali;
Duyduk duymadık demeyin, bir daha bize cahil demeyin
Biz bilgi toplumu olduk
Dost düşman herkes bilsin duysun hatta görsün bunu
Özellikle de Romeo-Juliet aşkıyla bir ömür peşinden koşturduğumuz AB, mutlaka önemli bir yerine not etsin ve Türkiye hakkında konuşurken bir daha akıllı olsun
Attık kitabı defteri, bastık mührümüzü çağa, yolumuzdan dönmeyiz
Bilgiye öyle dolduk ki, doyduk doyduk elhamdülillah
Ekonomimiz yolunda
İşlerimiz tıkırında
Demokrasimiz rayında
Adımızı göklere yazdırdık,
İcadlarımızı da arasına kondurduk,
Üstüne de yıldız çaktırdık,
sürpriz sürpriz sürpriz hayatımız
Ne mutlu bize
Bize ne lazım bilgi
Bize ne lazım siyaset
Bize ne lazım ekonomi
Bize şarkı söylemek lazım
Bir Analar, Babalar kalmıştı onlarda karıştı artık
Benim annem dans edemez,senin Baban saz çalamaza kadar geldi iş
Ülkenin geleceği Buzda dans ediyor, toplum olarak İlle de roman olsun havasında oynuyoruz
Evet lazım
Mutlaka bir şey söylemek lazım