Öncelikle genç fidanlarını toprağa veren şehit annelerinin ve tüm annelerin, Anneler Günü'nü kutluyorum.
Bugün 14 Mayıs Anneler Günü , Mayıs ayının ilk haftası Anneler Günü iken şimdi ikinci hafta kutlanıyor, Kutlu Doğum etkinlikleri gibi normal bir tarihten ziyade Hicri takvime göre hareket ediliyor sanırım bu iki özel gün.
Hafta içi bir resim vardı sosyal medyada, Asya'nın bir yerinde ölen yavrusunu kucağına almış bağıran bir maymundu bu. Maymun çaresizdi ama acı aynıydı. O acı bizim gibi bir çok kişiyi de etkilemişti, bir resim insanların kalbinde acıya neden olabiliyorsa, evlatlarını toprağa veren annelerin tarifi imkansız acılarını rahatlıkla hissedebilir insan. Sadece o his nedense anlık olmaktan ileri gidemezken, asıl olan ateş düştüğü yeri yakıyor.
Biz acıyı hissediyoruz ve normal yaşantımıza dönüyoruz fakat anne yüreği bunu yapamıyor. Acı olan ise, evlatları vatan için toprağa düşen annelerin acıları sıcakken ,o acıyı paylaşma sözleri soğukluğunu muhafaza edebiliyor olmasıdır.
Ve emperyalizmin doymak bilmeyen hırsı için,on binlerce anne çocuklarını toprağa veriyorsa, binlerce çocukta bu güne annesiz giriyorsa Anneler Günü sizin olsun. Kısa ve günlük sevgiler değil, sürekli sevgi ve huzura erdiği zaman bu topraklarda bu insanlar o zaman ister on gün önce, ister bir ay sonra kutlansın gereği gibi kutlarız. Avrupalı anne kadar özel, onlar kadar güzel yüreklidir bu topraklarda, İslam coğrafyasında yaşayan kadınlar.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen çıkıp Anneler Günü etkinliği yapmak yada bu özel günün reklamlara kurban gitmesi hiç hoş bir durum değildir.
Reklamlara kurban olmak, her özel gün ,pazarlama adına o günün çeşidine göre ürünlere tahsis edilmiş gibi bir yaklaşım oluştu. Sevgililer Günü dendiğinde, akla hayale ziyan ürünler ön plana çıkartılıyor, Tek taş yüzük olmazsa olmaz, oysa sevgililer günün iki gün sonrası ayrılık yaşıyor büyük bir çoğunluk, Kerem ile Aslı olmak artık ender bir olayken ,en pahalı ürünü pazarlamak maddenin manadan ön planda tutulmasının göstergesidir.
Babalar için küçük hediyelerin yanında pahalı bir saatin reklamının yapılması, Anneler Gününde bir altın firmasının yüzük reklamının yapılması.
Reklam kuşağı geçerken gözünüze çarpıyor , ‘’Annenize tek taş pırlanta yüzük hediye edin.’’ Yüzüğün fiyatı ne kadar ? 2500 TL, inanmıyorsunuz aynı reklamı diğer kanallarda arıyorsunuz, evet 2500 TL. Asgari ücret ne kadar 1400 TL
Kiminle dalga geçiyorsunuz sizler, Çocuklarını bu vatan için toprağa veren annelerle, çocukları için varını yoğunu ortaya koyan asgari ücretli bir ailenin annesi ile. Sonra şehit annesinin acısını paylaşıyoruz, neyi paylaşıyorsunuz ?
Bu ürünler mutlaka satılacak, üretilecek fakat bu kadar bariz bir hediye çizgisi sınırı belirlemek ve halkın gelir konusunda aralarında uçurumların olması hoş bir görüntü oluşturmamaktadır. Ne acıdır ki, bir çok aile tamamıyla ekonomik nedenlerden dolayı kulaklarını bu özel güne kapatırken, hediye adı altında bir ailenin ayda alamadığı ücreti hediye fiyatı olarak belirlemek, bunun reklamını yapmak saygısızlıktan başka bir şey değildir.
Görüntüye bakıldığında meselenin özü Anneler Günü değil, Anneler Günü paravan bir kelime arkasında kapitalist bir yaklaşım var.Bu yaklaşımda duygulara değil de cebe hitap etmektedir.
Anneler Günü için malzeme satmaya çalışanların o güne inançları , şehrimize Araplar, Suriyeliler gelmesin diye yaygara kopartırken, mağazalara Arapça ‘’Hoş Geldiniz’’ yazılması kadar düşündürücüdür.