Pişmanlık, insan hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. Neredeyse herkesin hayatında pişmanlık duygusunu yaşadığı durumlar vardır. Pişmanlık duygusu; tövbe ile iç içe geçmiş öz eleştiri ve kişinin fıtratına dönüş sürecini ifade eder. Pişman olmamak için; her an Allahın gözetiminde olduğunun hatırlanması gerekir. Allahın rızasını kazanma arzu ve düşüncesi kişiyi pişman olacağı davranışlardan uzak tutar. Aklını kullanmak ve düşünerek hareket etmek pişmanlığın önündeki settir. Genellikle acele olarak yapılan ve verilen kararlar sonucunda pişmanlık duyulacak hadiseler meydana gelmektedir.
İslam, insanın yaratılış gayesini Allah’a kulluk etmek olarak belirlemiştir. Bu süreçte insan, iradesi ve özgür seçimiyle iyilik ve kötülük arasında tercih yapma yeteneğine sahiptir. Ancak hata yapmak, insana mahsus bir özelliktir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeği şu şekilde ifade buyurmuştur: "Her insan hata yapar; ancak hata yapanların en hayırlısı, tövbe edenlerdir." Günah, Allah’ın emir ve yasaklarına aykırı bir davranışta bulunmaktır. Günah işlemek, insanın fıtratı ve nefsi ile mücadele ettiği bir alanın sonucudur. Ancak İslam, günahkarı bütünüyle reddetmez; aksine, ona tövbe ve arınma kapısını açık bırakır. Bu da İslam’ın rahmet ve bağışlama dini olduğunun bir göstergesidir.
Pişmanlık (nedamet), İslam’da tövbenin temel şartlarından biri olarak kabul edilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Pişmanlık tövbedir” (İbn Mâce, Zühd, 30) buyurarak, günahkar bir insanın kalbinde hissettiği derin üzüntü ve dönüş arzusunun tövbenin özü olduğunu belirtmiştir. Gerçek pişmanlık, insanın yaptığı hatayı fark etmesi, bu hata nedeniyle Allah’a yönelmesi ve bir daha aynı hataya dönmemek için gayret göstermesiyle anlam kazanır. Pişmanlık, Allah ile kul arasındaki bağın yeniden tesis edilmesine vesile olur.
Tövbe, İslam’da kişinin yeniden başlangıç yapmasının kapısıdır. Tövbenin kabul edilmesi için İslam alimleri şu şartları belirlemiştir. İşlenen günahtan dolayı kalben üzüntü duymak. Kişinin o günaha hemen son vermesi. İnsanın aynı hataya düşmemek için kesin bir kararlılık göstermesi. Eğer günah, başka bir insana zarar verdiyse, onunla helalleşmek gerekir.
Bu süreçte namaz, dua, sadaka gibi ibadetlerle Allah’a yaklaşmak ve iyi amellerle geçmişteki hataları telafi etmek büyük önem taşır.
Pişmanlık sadece Allah ile kul arasındaki bağın yeniden güçlenmesi için değil, aynı zamanda bireyin psikolojik iyileşmesi için de önemlidir. Günah ve pişmanlık, insanı içsel bir hesaplaşmaya götürür ve ahlaki sorumluluk bilincini artırır. Bu bilinç, bireyi daha iyi bir insan olmaya ve çevresine karşı daha duyarlı davranmaya yöneltir.
İslam, günahkar bir insanı dışlamaz; aksine, onun dönüşünü rahmetle karşılar. Bu, Allah’ın "Tevvâb" (tövbeleri kabul eden) ve "Gafûr" (bağışlayan) sıfatlarının tecellisidir. Pişmanlık, bir insanın ne kadar hata yaparsa yapsın yeniden Allah’a dönebilmesi için bir kapıdır. Önemli olan, pişmanlığın samimi ve kalpten gelmesi, günahı terk ederek daha iyi bir kul olmaya gayret göstermektir. İslam’ın bu rahmet kapısını anlamak ve değerlendirmek, her Müslüman için bir lütuftur.
İslam, insanları her gün kendilerini sorgulamaya davet eder. Peygamberimiz günde yüz defa tövbe ettiğini ümmetiyle paylaşmaktadır. Bunun anlamı; her an Allaha karşı sorumluluk bilinci içinde olmaktır. Hata yapmamak için kişinin imanına ve ortamına başvurması gerekir. Fıtrat insana yanlış yaptırmayan önemli bir güçtür. Amellerle beslenen fıtrat hataları engelleye yetecektir. Buna rağmen önemli kararlar alınırken pişman olmamak için istişare de gerekir.