İtikat; inancımızın ifadesi, ibadet; Yüce Allah’ın yapmamızı emrettiği ameller, ahlak; inanç ve değerlerimize bağlı davranışlarımızdır.
İnancımızın temelini tevhit anlayışı ve kabulü oluşturur. Yüce Allah’a, Ahirete ve imanın gerekleri olan diğer şartlara şeksiz şüphesiz inanmamız itikadımızın boyutunu ve derecesini anlatır.
İbadetlerimizle ilgili olarak bir takım eksikliklerimiz ve kusurlarımız vardır.
Ya emredilen temel ibadetleri tam olarak yerine getirmiyoruz veya ibadetlerimizi yaparken kusurlu davranıyoruz.
İnanmış olmamıza rağmen namaz kılmıyor, oruç tutmuyorsak ibadetlerimizde eksiklik vardır.
Namaz kılıyor da ta’dilierkana riayet etmiyorsak, oruç tutuyor da kötülükleri terk etmiyorsak ibadetlerimizi kusurlu yapıyoruz demektir.
İnanmak beraberinde, inancın belirlediği ibadetleri de yerine getirmeyi gerektirir. İbadetsiz bir inancın zayıflayacağı, zamanla da itikadi bozuklukların ortaya çıkacağı kaçınılmazdır.
İbadetlerimizi yerine getirmek tercihimizin bir gereği, Müslüman oluşumuzun sonucudur.
Müslüman olan kimselerin davranışlarını Kur’an ve Sünnet belirler. Bunun için de müslümanın ahlakına toplu olarak İslam ahlakı denir.
Ahlak, aynı zamanda günlük yaşamın hayata yansımasıdır. Görünen davranışlarımızdır.
Peygamberimiz kendisini tarif ederken, “ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyurmuştur.
Yüce Allah Hz. Peygamberi tanıtırken, “O’nda sizin için güzel örnek vardır” buyurmuştur.
Namaz, oruç, zekat ve hac gibi temel ibadetlerin emrediliş gerekçelerini incelediğimizde, insanları kötü davranışlardan alıkoymak için farz kılındıklarını görürüz.
Eğer ahlaki kusurlar söz konusu ise, itikat ve ibadetlerimizdeki eksiklikleri sorgulamamız gerekmektedir.
Dünyevi kaygıların hakim olduğu, kişisel çıkarların ön palanda tutulduğu, sevgilerin menfaat için geliştiği, saygıların beklentiler için yapıldığı, bencilliğin ve duygusallıkların sıradan davranışlar haline geldiği bir toplumda İslam ahlakından ve adil yaşamdan bahsetmek mümkün değildir.
Müslümanların ihsan sahibi olması güzel ahlaklı yaşamalarını sağlayacaktır.
İtikadımız sağlam olursa, amellerimiz kusursuz olur. Bu da güzel ahlaklı olmamızı sağlar.
Müslüman güzel ahlak sahibi olmalıdır. Kur’an ve Sünnetin belirlediği ahlak, güzel ahlaktır.
Ahlâk; menfaat ve çıkarların insanı yönlendirmesine fırsat vermeyecektir. Güzel ahlak; önceliği ötekine vermekte, külfeti kendine bırakmaktadır.
Güzel ahlâk; aynı zamanda ahlâklı olmak demektir. İtibar ve güven, ihlâs ve samimiyet güzel ahlakın davranışa dönüşmüş şeklidir.
Herkesin güzel ahlâk sahibi olduğu yerde, toplumsal huzur ve mutluluk da kendiliğinden oluşacaktır.
Bireylerin ve toplumun şikayetçi olduğu her konu; ahlâk anlayışıyla ilgilidir. Güzel ahlâk, tüm şikayetlere karşı şifadır.