Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında Kasım ayında yayımlanarak yürürlüğe giren ve yabancı hemşire ve hekimlere Türkiye'de çalışabilmenin kapılarını açan Kanun Hükmünde Kararname (KHK), beraberinde de ilgili hekimlerin hastalarla kuracakları iletişim tartışma konusu odu.
TTB ve Sevgili Dr. Cem Şahan ne kadar, "Türkiye'de hekim sayısının yeterli olduğunu, şu anda 113 bin civarında bir hekim olduğunu ve Türk Tabipleri Birliği'nin yaptığı çalışmaların bu sayının yeterli olduğunu gösterdiğini söylüyoruz. Öncelikle bunu bir hatırlatmakta fayda var. Şu anda Türkiye'de 1400 beyin cerrahı var. Ama Bakanlığın söylediği gibi Avrupa rakamlarını örnek alacak olursak 700 beyin cerrahı yeterli Türkiye'de. Ama bunun iki katı beyin cerrahı var. Evet; yeni doğan hekim sayısında ise bir azlık var. Bu aradaki plansızlığı giderebildiğimiz ve dağılımını özendirici yöntemlerle yerinde yaptığımız takdirde bir sorun yok." dese de hükümet ısrarlı ve kararlı.
Şimdi şu tartışılıyor: Yabancı hekimler "Türkçe"yi ne derece bilecek? Tanı ve tedavide iletişimin önemi yok mu? "AileHekimiSitesi.com" isimli internet sitesi de "Guzum yabancı doktorum, beni anlar mısın? başlıklı bir araştırma yaparak, özellikle Anadolu'da sıkça kullanılan ve hekime başvuruda şikayetleri betimlemeye yarayan ifade biçimlerini tespit etmiş. Halkın şikayetlerini hekime anlatırken kullandığı özel tabirleri hemen çözmek için Türkçe bilmek yeterli değil.
Dr. Cem Şahan'a kulak veriyoruz; "Bizim hekimin yabancısı, yerlisi diye bir değerlendirmemiz yok. Türkiye'de hizmet verecek hekimin nitelikleri konusunda bir tartışma yürütüyoruz. Bu nitelik nedir; bunu tartışırız. Dil sorunu dahil olmak üzere, hekim-hasta ilişkisinin gerektirdiği özelliklere uygun hekimler olmasını talep ederiz. Bir-iki de akıl yürütme ile ilgili soru sorayım:
Sizce Türkiye'ye yabancı diye adlandırılan hekimler hangi gerekçeyle gelirler? Bir; çok para verileceği için
Mümkün mü? İki; çok para verileceği durumda illa nitelikli hekim mi gelecek? Yabancı hekimi en yüksek parayla getirip en niteliklilerini getireceğiz diye bir iddianın tartışılır bir yanı yok. Türkiye'deki hekimlere verilen ücretler dünya ortalamalarına; eğer Avrupa, Amerika ve benzeri ülkeler üzerinden konuşuluyorsa, denk değildir, onların altındadır. Daha düşük ücretlere nitelikli hekimler mi gelecek? Bu da makul bir açıklama değil. Bundan 4 yıl kadar önce Başbakan'ın '100-150 dolara çalışan hekimler var. Onları getiririz' diye açıklamaları olmuştu
Türk insanı şikayetini anlatırken kullandığı ilginç deyimler "Guzum üzerine afiyet amel oldum, döşüme yel girdi, midem kaynama yapıyor, gözümde şimşekler çakıyor, haznemde akıntı var, beynim patlıyor, etlerimi çekiyorlar, ayaklarım karıncalanıyor, içim gıcık oluyor, boğazım düğümleniyor, gözüm seyiriyor, popomda meme çıktı, karnımda peklik var, darlanıyorum, damar damar üstüne bindi, kafam zonkluyor, damarlarım çekiliyor, apış aram kaşınıyor, beynim didişiyor, bağrım yanıyor, döşüme bıçak saplanıyor, kafam yerinde değil, mayasır oldum, içimde yangın var, mideme taş oturdu, cırcır oldum."
Ve Cem Şahan'ı dinlemeye devam diyoruz: "Türkiye'de Kamu Özel Ortaklığı, Kamu Hastane Birlikleri gibi uygulamaları getirecekseniz, üniversite hastanelerini bir biçimde çökertecekseniz, sağlık hizmet sunumuna uluslararası sermayeyi sokacaksanız, sağlık emek gücü içinde görece en yüksek parayı alan hekim işgücünün de bir biçimde sayısını artırıp onların ücretlerini düşürecek ortamı sağlamanız lazım. Yani hekim işgücü piyasasını piyasa lehine düşük ücret ve uzun süre çalıştırma lehine düzenlemeniz lazım."
Günün Fotoğrafı
YEDAŞ'A TEŞEKKÜR.
Pazartesi günü bir elektrik kesintisi hikayesi anlatmıştım, evimizde yaşadığımız. Önceki gün (6 Aralık) akşama doğru cep telefonum çaldı. Bir hanımefendi adının Seda Özcan olduğunu belirterek YEDAŞ'tan aradığını söyledi. Yazıyı okuduklarını ve kesintinin neden kaynaklandığını anlatrak özür diledi kurum adına. Ben de hiçbir kurumla husumet içinde olmadığımı ve olmayacağımı belirterek söylediklerini yazılı olarak göndermesini rica ettim. İşte o açıklama:
Sayın Şevki Bey,
04.12.2011 Pazar günü 08.20 09.00 saatleri arasında 5 No'lu indirici merkezimizden Adalet Mahallesi'ni besleyen 5/1 no ,lu trafo istikameti aşırı akımdan açmış,istikamet kesicisi kapatılmış ancak hat aşırı akımdan tekrar açmıştır. Bunun üzerine bu istikameti besleyen fider üzerindeki akım trafoları değiştirilerek fider normal olarak beslenmiştir. Bu süreler içersinde meydana gelen elektrik kesintisi dolayısıyla tüm halkımızdan özür dileriz. Şirket olarak programlı elektrik kesintilerini basın bildirimi olarak gazetelere gönderilerek halkımız haberdar edilmektedir. Basın bildiriminin yanı sıra web sitemizden yazılı ve çağrı merkezimizin sesli mesaj kaydı IVR sistemi ile de programlı elektrik kesintilerinin duyurumu sağlanmaktadır. Sanayi, ticarethane ve tarımsal sulama yapan kurumsal müşterilerimize de en kısa sürede SMS'le kesinti bildirim sistemi devreye geçirilecektir.Türkiye'de bir ilki gerçekleştirerek çağrı merkezimizi arayan müşterilerimize geri dönüş sağlamaktayız. Ayrıca bu durum dışında alt yapı çalışmaları yapan kurum, kuruluşlar ve üçüncü şahıslar tarafından da şebekemize verilen zararlardan dolayısıyla kesintiler yaşanmaktadır. Bilgilerinize sunar, İyi günler dileriz.
Ben de teşekkür ettim, Seda Özcan hanımefendiye.Tabiki kurumu adına..
VAY CANINAAA!!
Anadolu Basın Birliği Samsun Şubesi 3 Aralık 1999 tarihinde yapılan bir törenle hizmete açılmış. Açılışına Anadolu Basın Birliği Genel Başkanı Halil Zor, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Çakır, İlkadım Belediye Başkanı Necmi Akkoyunlu, Canik Belediye Başkanı Şefik Yazgı, Gazi Belediye Başkanı Nihat Batur, Altınkum Belediye Başkanı Cemal Gülhan, çok sayıda vatandaş ve basın mensubu katılmış.
Açılış töreninde bir konuşma yapan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, birliğin faydalı çalışmalarını beklediklerini belirtmiş vee, "Gazetecelikde en önemli unsur doğru haberceliktir. Bu sağlanırsa medya günden güne büyür. Bunu sağlamak sizlerin elinde." demiş. Anadolu Basın Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ferruh Çetin bugün de doğru ve dürüst haberciliği bir ilke edindiklerini ve bu çizgide gitmeye çalıştıklarını söylüyor. Anadolu Basın Birlği'nin atılımlar ve yenilikler içinde olduğu müjdesini de veriyor. 12 yıl olmuş Anadolu Basın Birliği'nin Samsun'da şube açması. Şimdi bir de yayın organı var birliğin. Adı da Güçlü Anadolu. Günlük olarak yayınlanıyor. Dernek güçleniyor güçlenmesine de Samsun'da basın güçleniyor mu işte orası muğlak!
ÖZSÜT
Doğallığın tadını nerede hissedebilirsiniz? diye bir soru sorsak size. Ne cevap verirdiniz? Bize sorulsa Özsüt'te hissederiz diye kesin ve net olarak söyleriz.
Biliyor musunuz Özsüt, "doğal" geleneğini kurulduğu günden bu yana sürdürüyor. Benzersiz lezzetteki tatlılarını geleneksel ve moderni bir araya getirerek sunan Özsüt, kullandığı taze ve doğal malzemelerle tatlı tutkunlarının sağlığını da düşünüyor. Raf ömrünü uzatmak için kullanılan koruyucu katkı maddelerine hiçbir şekilde yer vermeyen Özsüt, tatlı ve pastalarında sadece sofra şekeri kullanıyor.
Ben söyliyeyim de yine de siz bilirsiniz. Beni de davet edin 56'larda birlikte olalım!
Tanıdınız mı?
EMİR BALIK MARKET KATKILARIYLA
Samsunluyu balık-ekmeğe doyuralım kampanyamıza tüm hızımızla devam ediyoruz. Ta ki siz balık-ekmekten bıktık diyene kadar da devam edeceğiz. Şimdi size bir fotoğraf sunacağız. Fotoğrafı tanıdıysanız cevaplarınızı Saat 17.00'e kadar bekliyoruz. dünkü fotoğrafımızda İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş'ı bir pazarcıyla görüyorsunuz. Sizce Demirtaş Pazar esnafına ne veriyor? Bize bildirin demiştik Doğru cevap AŞURE olacaktı. Doğru Cevabı veren Kemal Kaya oldu. Balık-ekmek kazandı. Bugünkü fotoğrafımızda Cevaplarınız için adresimiz sevkiyldrm@yahoo.com veya info@dengegazetesi.com.tr. Tel: 420 04 28 Emir Balıkçılık Market Tel: 435 50 51
Şevki Yıldırım'ın objektifi
GÜZEL SÖZ
"Sırtından vurana kızma, ona güvenip arkanı dönen sensin..
Arkandan konuşana da darılma, onu insan yerine koyan yine sensin."
Maksim Gorki