HAK İHLALİ YAPANLAR

Sami Kesmen

İnsan beşeri bir varlıktır, bilerek veya bilmeyerek, farkında olarak veya olmayarak başkasına haksız bir davranışta bulunmuş, onun mağdur olmasına sebep olmuş olabilir.

Böyle durumda olan birisi vicdan azabı çekiyorsa ne yapmalıdır ?

İslâm’da Allah hakkı, bir de kul hakkı vardır. Allah hakkı, her insanın Rabbine karşı yapması gereken kulluk vazifeleridir. Bu hususta yaptığı bir kusur, günah ve eksiklikten dolayı Allah’a yalvarır, tövbe istiğfar ederek affını diler. Fakat kul hakkı öyle değildir. Onun bir tek telafisi vardır, o da haksızlığa uğrayan kişiyle bizzat görüşüp özür beyan etmek, helallik dilemekle birlikte maddi bir kaybı varsa telafi etmektir.

Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz şöyle buyururlar:

“Bir kimse kardeşinin haysiyetine, yahut malına haksız olarak taarruz etmişse, iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüşün bulunmadığı günden (Kıyamet) önce helalleşsin. Aksi halde, yaptığı haksızlık nispetinde onun iyi amellerinden alınıp hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahından alınıp haksızlık eden adama verilir.”

Bir kimnse her hangi bir kimseye haksızlık yapmışsa eğer, öncelikle hakkını ihlal ettiği kimseden özür dilemeli ve ihlal ettiği hakkı iade etmelidir. Maddi bir kayıp varsa, imkanlar ölçüsünde kayıp olan hak sahibine verilmelidir. Böylece, dünyada iken helalleşerek ahiretteki hesaplaşma ve azaptan kurtulmuş olunur.

Bununla birlikte, söz konusu hak ihlali nedeniyle vicdan azabı çekiliyorsa, ayrıca tövbe istiğfar etmek gerekir. “Pişmanlık tövbenin kendisidir”, “Günahından tövbe eden hiç günah işlememiş gibi olur” mealindeki hadis-i şerifin gereği olarak, bu inan Allah katında da rahata kavuşmuş olur.

Bir insan tövbesinin kabul olduğunu, günahtan kurtulduğunu nasıl anlar, nasıl fark eder, bu hal nasıl bilinir? sorusunun cevabını Peygamberimiz; “Bir günah işledikten sonra tövbe edip iyilik işleyen kimse, üzerine çok dar bir zırh giyinen bir adama benzer. Günahtan sonra bir iyilik yaparsa zırhın halkalarından biri çözülür. Bir iyilik daha işlerse öbür halka da çözülür. Yapılan iyiliklerin sonunda zırh yere düşer.” buyurarak vermiştir.

Gerek Rabbine karşı bir günah işleyen, gerekse bir insana haksız bir davranışta bulunan bir kimse, o günah ve hatanın akabinde pişmanlık duyarak iyi ameller işler, Kur’an ve imana yönelik hizmetlerini ve çalışmalarını arttırırsa, kısa zamanda o günahlardan kurtulur. Artık bundan sonra bir vicdan azabı çekmesine, huzursuz olup üzüntüye kapılmasına gerek kalmaz. Çünkü o bir kul olarak halis bir niyet ve ihlasla elinden geleni yapmış sayılır.

Zumer suresi 53.ayette Yüce Allah; “Ey kendi nefislerine karşı haddi aşan, günahlarla kendi nefsine kötülük eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz. Muhakkak Allah günahları affeder. O Gafur ve Rahimdir.” buyurmak suretiyle  Allah C.C’ın rahmetinin her şeye kadir olduğunu bildirmiştir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.