Dünya, kelimenin tam anlamıyla yanıyor!...
Tunus"ta başlayan kıvılcım Yemen"e ve Lübnan"a sıçrayarak içten içten yanmaya devam ederken Mısır"daki alevi ülkenin her yanını kuşattı
Ürdün sırada
Ne kadar gizli bir el yordamıyla da olsa harekete geçen Halklar artık haklarını arıyor
Özellikle Arap ülkelerinin krallıkları saran ateşten tedirgin
İktidarlarını ve nimetlerini halkıyla paylaşmayan yüzyılın diktatörlükleri bir bir yıkılıyor
Bir ara Balkanlar"ın tarihler boyu sıkıntılı ülkesi Arnavutluk"ta da baş gösteren ayaklanmalar, şimdilik bastırılmış görünse de, ülkede ki dip dalga yakın gelecekte değişimi kaçınılmaz kılacağa benziyor
Kısaca, halk depremlerinin merkez üssü Tunus olsa da, fay hattı, birçok 3. Dünya ülkesinin yeraltından geçtiğinden yakındır, onları da şiddetle sallayacak!
*
Oyun kurucularının değişmediği, oyun değiş(tiril)iyor!
Dünya sistemleri, şekil değiştiriyor
Birinci adım da, merkez üssünün ABD" de olduğu Küresel Mali Krizle, para
İkinci adımda ise, halk ayaklanmalarıyla yönetimler el değiştiriyor
Kanımca, dünyada bugün yaşanan olayların arka planı göz hapsine alındığında, zincirin halkaları rahatlıkla tamamlanır
Dünya ülkeleri, dünya egemenlerinin, turuncu yahut kadife, sert yahut yumuşak müdahaleleriyle, üçüncü, dördüncü, beşinci ve diğer adımlarını da atılan her adımın bitişinde bir yenisi olarak yaşayacak kuşkusuz
Kısaca, egemen el, uç bir mühendislikle yüzyılda bir yerinden söktüğü dünyanın çivisini, bir yüzyıllık süre için daha yeniden çakmak üzere işbaşında!
*
Sonuç: Yerine, adalet ve eşitlik, ekmek ve refah, demokrasi ve özgürlük getirecek değişimi ümit ediyoruz
Diktatör yıkılırken, yerine diktatörlerin iş başına geçmemesini temenni ediyoruz
En önemlisi, ülkelerin ve halkların bir an önce istikrar ve huzura kavuşmasını arzu ediyoruz
Ama en çok da, Türkiye"nin, ortak tarihi kökleri olan yakınlarındaki ülkelerde yaşananlardan etkilenmemesini canı gönülden diliyoruz
*
Ancak bu kaotik sürecin, coğrafyasında etkin rol üstlenen Türkiye"nin iç-dış siyasetinde olumsuz etkilerinin olmaması, egemenlerin bu büyük ikinci adımında da, Türkiye"yi teğet geçmesi için, görev ve maharet kesinlikle siyaset kurumundadır!
*
Geren, yeren, döven, söven, hırpalayan, tehditkâr ve tahripkâr saldırgan, kavgacı ve kutuplaştırıcı üslup biçimi, nerdeyse sınırlarında yanan ateşe benzin dökmektir!
*
İktidarıyla, muhalefetiyle, Türk siyaset kurumunun her zaman ama en azından bugünlerde ortaya koyacağı tavır, paratoner görevi yapmaktır
*
Yoksa bu defa, kriz teğet geçti demeye vakit de olmayabilir!...