Ülkeme bak bee..!
Her gün yeni bir sansasyon haber.Şimdilik en son haberde;Ordu-Giresun havalimanında yaşanan,‘’VIP=VERY IMPORTANT PERSON=ÇOK ÖNEMLİ KİŞİ’’Olayı.Ülke insanımızın, olur olmaz şeylerden olumsuzluk üretmek üzere eline kimse su dökemez.Havaalanı olayı da bunu göstermiyor mu?
Ekrem İMAMOĞLU; Bir önceki uçuşunu,hakkı olmadığı halde VIP’ten yapması,diğer uçuşlarını da VIP’den yapma hakkını ona vermez ki.Bir önceki uçuşta,VIP geçişlerini kontrol eden personelin,İMAMOĞLU’na gösterdiği yakınlık ve hoş görü,hakka dönüşmez ki.Aslında,bu haksızlığın hakka dönüşmesi algısına neden olan ve diğer arkadaşlarını da zor durumda bırakan hatalı kim varsa görevlerinden alınıp işine son verilmelidir.Çünkü onların işgüzarlığı,olayların devletin valisine ‘’İT’’denmesine kadar uzanmasına neden olmuştur.Haklı olarak VIP geçişine izin vermeyen memur arkadaşların suçu neydi ki bir çok kötü söz ve hakarete maruz kaldılar.Suçluyu aramaya gerek yok ki.Suçlu;Hakkı olmayanları VIP geçişinden geçirmeye kalkışan ve dokunulmazlığına güvenerek olayları tırmandırarak memurların zor durumda kalmasına neden olan Ordu CHP milletvekili ve genel başkan yardımcısı Seyit TORUN ve hakkı olmadığı halde,VIP geçişinden geçmeye çalışan Ekrem İMAMOĞLU’dur. Hani, İMAMOĞLU halkın adamıydı.O zaman halktan biri olarak-ki henüz seçilmediği için VIP geçiş hakkı yok-niye yolcu geçişini kullanmadı.Kemerini çıkarmak mı zor mu geldi,yoksa çok kıymetli olan kol saatinin X-Ray cihazında kaybolacağını mı düşündü.Umarım ki 23Haziran seçimlerinden sonra ki uçuşlarında,daima kemerini ve kol saatini çıkaran olur.
Tüm olanları bir tarafa bırakıp,olaya sebebiyet veren şahıslara bakalım.Biri ülkeyi yöneten TBMM=Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi.Öteki ise Ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birine sahip bir şehri,yerelde yönetmeye aday;Büyükşehir Belediye Başkan adayı.Bu iki insanın,Kanun ve nizama bakış acısı ve saygısı bu..! Vah ülkem vaaah..!
Bir havalimanında VIP’e kabul edilmek,bir başkasında ise kabul edilmemekle ilgili yaşananlar,bana lise yıllarında yaşadığım bir olayı hatırlattı.
KISSADAN HISSE;
Yıl 1974.Lise yıllarımda başımdan geçen bir olay.Olay sonucu otobüs şoförünün bana verdiği ve 45 yıl geçmesine rağmen hala aklımdan çıkarmadığım dersi,siz okurlarla paylaşmak istiyorum.Okul çıkışı Atakum’a gitmek için tek alternatif belediye otobüsü.Çünkü o tarihte minibüs sayısı üç adet.İç yolda,Abdullah Paşa Cami önünde karşılıklı olarak otobüs durağı var.Ama Atakum’a giden otobüsler o zaman müftülüğe varmadan ana yola çıkıyordu.Otobüsler ana yolda da tam cami karşısında durup yolcu alıyorlardı.
Günlerden bir gün yine okul çıkışı eve giderken ana yol çıkmıştık.Tam caminin karşısında birisi otobüse el etti ama otobüs şoförü durmadı.Ortalardaydım.Hızla kalabalığı yararak ilerleyip,şoförün yanına gittim ve sağ omzuna tokadı patlatıp;Adam el etti niye durakta durmadın.Şimdi adam akşam üstü ne kadar otobüs bekleyecek,yazık değil mi dedim.Şoför önce bocaladı bir iki kavis çizip liman kavşağında durdu.Gençliğin verdiği cahillikle, neredeyse şoföre kaza yaptırıyordum.Otobüste bulunan büyükler aramıza girdiler ve kavgayı büyütmediler.Ve şoför başladı konuşmaya;Bak delikanlı,orası otobüs durağı değil.Abdullah Paşa Cami durağı,karşılıklı olarak iç yolda var.Ana yolda durak yok.Ana yola çıkmadan önce son durak, gümrük durağı. Durak olmayan burada durup yolcu alırken bir kazaya sebebiyet versem,suçlu olurum.İşten atılırsam benim çocuklarıma sen bakabilir misin veya kim bakar dedi ve ekledi,’’HERKESİN YANLIŞ YAPTIĞI YERDE,BENİM YAPTIĞIM DOĞRU,YANLIŞ GİBİ GÖZÜKÜYOR.’’Anlayana ve anlayabilene..!
Her şey gönlünüzce olsun.
SEVGİLERİMLE..!