AKP iktidarı hukuk ve yasa tanımıyor, oy çoğunluğunu bir Pazı gücü" gibi kullanıyor; Vura vura gidiyor, sata sata bitiriyor. Yapacağı ve yaptığı her işte bu açıkça görülüyor. Antidemokratik uygulamalarını muhalefeti aşarak kolayca yürürlüğe koyabiliyor. Her yaptığı işe baktığımızda çıkardığı kendine has yasalarla veya genelgelerle çalıştığını görüyoruz ki; buradan aldığı güçle de, bir diğerine yöneliyor. AKP, yapacağı işlerde kendi hukuku ve kendi çıkardığı yasaların dışındaki yasaları tanımadığını görmekteyiz. Bir öncekilerin yerine yapılan çoğu düzenlemeler "tek parti" iktidarına uygun, Başkanlığa benzer bir şey yapılmak isteniyor. Fakat şimdilik pek anlaştırmıyorlar. Demokratik tahavvüller bir kenara itilip muhalefet daima dışlanıyor. Bilgi bile verilmiyor. AKP bunu yaparken de önce meclis dışında kamuoyu oluşturuyor ve meclisle eşzamanlı götürüyor. AKP, Ülkemiz hukukunu değil, kendi hukukunu ve yasalarını hazırlıyor. Halkımız AKP iktidarından rahatsız olduğu halde Muhalefeti yanında görememekte, çaresiz kalmakta ve nerdeyse her gün cinnet, aile içi şiddet, intiharlar ve baskılarla, toplumsal Travma yaşamaktadır. Meclis'e hapsedilmiş, kamuoyu ayağı sağlamakta zayıf kalan meclis içi muhalefet. Anayasa hazırlık komisyonlarında bir şeyler yaptığını söylüyor, ama ne yazık ki olumsuzlukları kabul etmediklerini, istemediklerine şerh koyduklarını ne kadar belirtseler de. Kamuoyu ve "sokak ayağı" olmadığı için muhalefet, büyük ölçüde halkımızın desteğini kaybeden iktidara karşı ülkenin geleceği noktasında etkili olamamakta yetersiz kalmaktadır. Mazlum ve çaresiz olan halk tüm demokrasi güçlerini yanında görmek istiyor. Muhalefet bir an önce, Mecliste bir şeyler yapıyoruz sarmalından kurtulmalı ve muammaya dönüşen çalışmalarını sokağa taşımalıdır. Antidemokratik uygulamalara, demokratik eylemlerle tepki koymalıdır. Yüzde on barajıyla meclisin dışında kalmış partiler ve halk odaklı demokratik kuruluşlar, dernekler, sendikalar, odalar inanıyorum ki, en az Meclistekiler kadar Yurtseverdirler. Muhalefet onlarla dayanışma içine girmelidirler. Başta, Ana muhalefet partisi CHP, bir an önce Şehirlerdeki yönetimlerini uyarmalı; Delegelerine, emekli ve uzman üyelerine görevler verdirmelidir. Mahallelerde yönetimler oluşturmalılar ve halkın dertlerine sıkıntılarına anında koşmalılar, Halkın dert yandığı mağdur olduğu sorunların çözümü için ilgili birimlerin üzerine gitmeli, medya ve kamuoyu önünde iktidarı uyarmalıdır. AKP tarafından yönetilen devletin kurum ve kuruluşları Halkımızın ortak malıdır. Yönetenlerin keyfiliğine bırakılmamalıdır. Demokraside denetim görevi muhalefetindir. Muhalefet Bakanlıkların ilgili Müdürlükleri için uzman üyelerinden kurulu denetim komisyonları oluşturmalı gerçek demokrasi işletilmelidir. Muhalefet denetimi yerelde de yapmalıdır. Parti üyeleri genelde kendi alanında deneyimli insanlardır. Bunlardan oluşturulacak komisyonlar halkımıza faydalı olacaklardır. Vatandaşımız bu yoldan hem ülke yönetimine katılacak, hem Vatandaşımızın sorunlarına ilk elden hizmet edecektir. Halk Demokrasisi böyle işler. Yoksa sayısal çoğunlukla ve adaletsiz baraj sistemiyle, bunun yanında emperyalist işbirliğinin sağladığı destekle iktidarı ele geçirenlerin keyfi yönetimlerine Halkın ekseriyeti, seçime kadar katlanmak zorunda değildir. Zulüm derecesinde yapılanlara, ülkemiz uçuruma götürülürken, dışarı da savaş ve terör, içeri de husumet politikalarına dur denmeli, muhalefet halkın sesi olmalıdır. Bugün en vahimi "Öcalan la antlaşma" yoluna giden ve Anayasayı BDP ile çıkarabileceğini ifade eden Erdoğan Hükümetinin iktidarda kalmasına halkın daha fazla katlanacağına inanmıyorum. Saygılarımla.
HALKIN MUHALEFET BEKLENTİSİ !
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.