GÜLÜŞLERİNDE ÇİÇEKLER AÇAN, VEFAKAR,ENERJİK HİZMET ABONESİ GENÇ BİR KIZIMIZ :
SN. FATMA ÇİÇEK HANIMEFENDİ !..
Toplumumuzun mihenk taşları olan kadınlarımızı hangi kulvar da olursa olsunlar anlatmak, tanıtmak hedef ve görevim içerisinde; ilklere imza atmış, hizmet ve projelerinin tahakkuku için büyük fedakarlıkla cansiperane çalışan, bu özellikleri ile önde gidenleri makaleştirmek vebaldir. Bu düşüncelerle işte bu gün bambaşka bir şahsiyeti tanıtacağım. Böylesini bulup da anlatmadan olur mu hiç... İşte önde olan kadınlarımızdan biri daha: SN. FATMA ÇİÇEK!..
Fatma isminin sözlük anlamı çocuğunu sütten kesen kadın ve Hz. Muhammet'in ilk eşi Hz. Hatice'den doğan kızının adıdır. Bahse konu kızımız henüz bekârdır. İleri de çocuğunu sütten keser mi kesmez mi bilinmez ama; halihâzırda görünen gerçek odur ki topluma hizmetlerine kesintisiz devam ettiğidir. Ayrıca; Allah aşkı ile dopdolu oluşu doğru yolda oluşunda etkendir.
Henüz baharında ömrünün; genç, dinamik, hayat dolu, neşe saçan, cıvıl cıvıl etrafına... Sizi içine çeken konuşma tarzı, saatlerce konuşmuş ama sanki az bir zaman geçmiş gibi...Dakika içine soluksuz onlarca kelimeyi sığdıran, hiç kesintisiz duru söylemleri. Muhteşem ela gözleri ışık dolu, umut dolu, yaşama sevinci dolu pırıl pırıl işte Efsunlu, gizemli yine de. İçten, samimi, sıcacık, doğal!
Onunla çiçek bahçelerin de gezinir hissedersiniz kendinizi. Aldığınız nefesle bayram eder ciğeriniz. Nice çiçekler derlersiniz demet demet, mest olursunuz; huzurla yaşama sevinci ile dolarsınız. Düşünceleriniz pozitifliğe yönelir, olumlu düşünürsünüz. Gamzelerin de çeşit çeşit rahiyalar da çiçekler açar güldüğünde O gamzesinde hayat bulursunuz. Daha sıkı sarılırsınız hayatınıza. Unutur gidersiniz tüm dertleri, yaşadığınız da bu insan sevgisini.
Yurduna tutkusu almış götürmüş onu siyasi hizmetlere... Ailesinin sorumluluğu atmış onu genç yaşta iş hayatına Adamış kendini annesine, babasına, ailesine... Gem vurmuş gençlik duygularına , ama bağlanmış mücadele ile hayata. Hep vermiş, almamış; doldurmuş yüreğini insan sevgisiyle...
Güzel mi güzel şöyle baktığınız da fiziğine, boyuna bosuna
Modern, kültürlü, kendine öz güveni yerinde. Başarılı bir iş kadını, nice, işgal ettiği makam ve görevlerle bir nefer gibi yılmadan politik hayatın içinde, bir çok sosyal içerikli projeler de toplum adına üretimler de faal rollerde
Çiçek gibi, rengarenk...Mis kokulu hayatı
Hizmeti, her şartta pes etmeden şiar edinmiş özelliği ile örnek alınacak bir genç kızımız işte!
Samsun' da açmış gözlerini bir yaz sıcağında yaşama. İlk okul, orta okul derken Ticaret Meslek lisesinde görmüş öğrenimini ve ailevi sebeplerden ara verdiği Üniversite eğitimini bilâhere Anadolu Üniversitesinin İşletme Fakültesi Bankacılık ve Sigorta Bölümünü bitirerek amacına nail olmuştur.
Daha liseyi bitirir bitirmez kendini mecburen iş hayatının içinde bulan Fatma Çiçek; yıllardır çok müşkül bir sektör olan Sigortacılık ve brokerlikle iştigal ederken; şimdiler de buna Turizm ve Seyahat Acentiliğini ilave etmiştir. Her iki dalda da üstün hizmet ve başarıları ile önde giden biridir.
Hayatı böyle devam ederken; ısrarlı teklifleri göz ardı edememiş ve 2002 yılında birden siyasetin içinde bulmuştur kendini. Alt kademeler de girdiği bu yolda; her geçen gün bir nefer gibi bıkıp usanmadan şehri ve yurt sevgisiyle çalışmış ve hizmetlerde bulunmuştur. Şu an şehrimizde bir partinin ilçe başkan vekili ve Siyasi ve Hukuk İşleri Başkanlığı görevini deruhte eden tek kadınımızdır.
Siyaset ve iş hayatının yanı sıra birçok sosyal projelerde faal olarak aktif görevlerini burada sıralamaya kalksam köşem yeterli olmayacaktır. İnanmış, hedefini belirlemiş ve adım adım ilerilere yürümüş bu genç kızımız; hep cephede olmaktan vazgeçmemiştir. Makam ve mevki tutkusu ve beklentisi olmadan yoluna devam etmektedir.
Özel hayatında; şahsi duygu ve beklentilerini hep geriye atmış olan, bu farklı, çalışkan, güzel, şaheser kızımızın bahtı açık olsun. Gamzelerinde tomurcuklanan o müstesna güzellikler bir bir çiçek açsın. Yolu açık olsun.
DELİKANLIYSAN GİT
Sen gittin ya; ne yükler kalktı üzerimden
Ne kadar güzel şeymiş meğer yaşamak
Ziyan olup gitmiş kahırla dolu onca yıllar
Unutmuşum ne renkti gözlerin
Hakikaten ne idi adınız? Söyler misiniz...
O gün bu gündür rüzgarları sevmiyorum
Hele de yağmurları hiç!
Biri savurup okşuyor saçlarını
Diğeri ıslatıyor tenini
sanki çıplak gibi!
Ne pusulalara
Ne de ağaç gövdelerinde ki yosunlara
Ve ne kadar varsa
Ahkam kesen yol göstericilere
Eyvallahım yoktu senin varlığın da
Yeter de artardı rehberliğin bana
Ne zehirli hançerler taşıdım bağrım da
Ne aheste adımlarıyla yaşamın
Sisler içinde nice baharların da
Çirkef, dediğim dedik idin
Belki de ondandı seni sevişim
Artık umurumda değil topun, tüfeğin
İstersen al eline otomatiğini
Sırala kurşunları ... Ölmem!
Ölümüm sadece gözlerin
Bahaneler namlunun ucunda
Tetiği çekip sonlandıracağım da yaşım
Son lokma aşım; emsalsiz aşkım
Seni çok seviyorum"
Diyen biri varken
Hadi bırak ta git gidebilirsen
Ve delikanlı isen