Harbiye Marşı Ve Balyoz

İkinci kıtası şöyle der marşın;

Yaşa var ol Harbiye! Yıkılmaz satvetinle                                                                
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor dinle
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen
Kartal yuvalarında hürdür millet seninle

 

Harbiye marşı nereden aklımıza geldi? Türk ordusunun Harbiyelilerin ve ailelerinin ve hatta çocuklarının dahi ezbere bildiği bir marş diye düşünüyorum.

 

Silivri özel mahkemesince 163 subay, emekli ve muvazzaf orgenerallerin ve generallerine mahkemece tedbir amaçlı tutuklanma kararı yüzlerine okununca şoka giren subay, astsubay, orgeneral ve generallerinin aileleri hep bir ağızdan harbiye marşını okumaları ve direnmeleri anlamlıdır.

 

Cuma gününün gece yarısında televizyonlar Silivri özel yetkili mahkemesinin vermiş olduğu bu şok kararı “şok haber” olarak duyurdular millete.

 

Eşlerinin ve kendilerinin hiç beklemediği bu karar üzerine fenalaşanlar da olmuş televizyonların duyurularına göre.

 

Mahkemeden olumsuz bir karar çıkmayacağı beklenti içinde olan subayların aileleri ve avukatlarınca şöyle ifade ediliyor; bayrama gider gibi gittiler mahkemeye. Tıraşlarını oldular, ütülü elbiselerini giydiler ve hatta kravatlarını dahi seçerek taktılar. Olumsuz bir karar beklemiyorlarmış idi.

 

Bütün bunları görsel basından duyunca şahsen bende çok etkilendim. Avukatlarınca söylenenlere bakılırsa, savunma hakkı dahi verilmemiş kendilerine. Anlatımlara bakılırsa da bir komplo dercesine düzmece gerekçeler sunulmuş kendilerine.

 

Bende bir Türk vatandaşı olarak bütün bu olanlardan kendimce etkilendim doğal olarak. Terörle mücadele eden onlar, büyük orman yangınlarında mücadele edenler onlar, depremlerde mücadele edenler onlar, sel baskınlarında mücadele edenler onlar, güvenliğimizden mesul olanlar onlar, yurt bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti topraklarını koruyanlar onlar, mahkemeye takım elbisesini giyip kravatını takıp gelenler de onlar, görevin başında olanlarda onlar, milletin başına gelecek olan her türlü sıkıntıya karşı yeminlerini ederken bayrağına, silahına ve toprağının savunmasına karşı canını siper edenler de onlar. Yani Türk ordusu, Türk askeri, Türk subayı…

Hangi meslek kurumu var ki, mesleğine başlarken kanının son damlasına kadar feda ederek milleti ve vatanı uğruna yemin eder.

 

 

Bilindiği kadarıyla “tedbir amaçlı” tutuklama. Peki, emekli subaylar orada, muvazzaf subaylar orada, orgeneral, korgeneraller orada, emekli olmayanlar görevlerinin başında. O gün mahkemede olmayanlar da kararın ardından da teslim oldular. Hemen hemen  4-5 aydır balyoz harekatı adı altında mahkemeler oluşturuluyor sonucunda hemen hemen aynı konu adı altında beraat kararları da verilmişti birkaç defa tutuklanıp salınıverdiler.

 

163 subay, astsubayı general ve orgeneralin aynı mahkemece ve aynı gerekçeyle tedbir amaçlı tutuklama kararının verilmesi ve bu kararın içinde bilindiği kadarıyla 30-40 kadar muvazzaf subayın olması yani akşam sabah görevlerinin başında olmalarına rağmen verilen tedbir amaçlı bu karar Türk milletince de şok bir karar olarak nitelendiriliyor. Ve vatandaşlarca bilinmeyen haricinde içten içe iddialar arasında bu karar 1 Mart ırak teskeresine ve Afganistan'daki NATO güçlerine biraz daha fazla askerimizin gönderilmesine karşı gelenler diye de konuşuluyor.. Tabii ki bunlar bir iddia. Temennim bu iddialara göre bu kararın verilmemesi. Bu yapılanları ve konuşulanları doğru kabul edersek durumumuz hakikaten de içler acısı.

Kısacası bir tarafta adaleti sağlamakla görevli hâkimler,  savcılar bir tarafta vatanıyla bütünlüğüyle bölünmez bütünlüğü için kanını son damlasına kadar akıtacağına yemin etmiş Türk Ordusunun mensupları.  

Neyin doğru neyin yanlış olduğuna biz sıradan vatandaş olarak hakikaten de şaşırdık. Bir şeyler dönüyor yurdumun ve milletimin üzerinde. Ama ne dönüyor bilemiyoruz biz sıradan vatandaşlar olarak. Belki de sonradan gerçekleri öğreneceğiz ama o zaman da çok geç olacak.

 

HAK TEALAM hiçbir milleti, vatansız, milletsiz, güvenliksiz, bayraksız, topraksız, hukuksuz, eşitliksiz, hürriyetsiz ve korku içinde bırakmasın. Saygılar, sevgiler benden korkusuzca özgür ve hür yaşamak siz değerli okuyucularımın olsun