Hasbilik; her hal ve şartta, her zaman ve mekanda Allah’ın rızasını gözetmek, hesaba katmaktır.
Dostlukların temelinde hasbilik vardır. Birbirinin yanında ve yakınında olan insanlar, birbirlerine karşı yaklaşımlarını eğer Allah rızası esasına göre düzenlemişlerse, o ilişki hasbidir.
İlişkilerini hesabi düşüncelere göre düzenleyenlerin dostluk dedikleri oluşum ise; çıkar ve menfaatlerin elde edilmesi içindir. Menfaatin bittiği an’dan itibaren birbirinden yakınlıklar da bitmiş olur.
Müminler birbirlerini Allah rızası için severler, birbirlerine Allah rızasını gözeterek buğuz ederler. Dostlukları da, kırılganlıkları da Allah’ın rızasını hesaba kattıkları içindir.
Müslümanların yerine getirdiği ibadetlerde de hasbilik esastır. Huşu’nun temelinde ihlas ve samimiyet vardır. İbadette hasbilik söz konusu değilse, o ibadette huşu ve samimiyet de söz konusu değildir.
İbadetler Allah rızası için yapılır. Eğer ibadette kazanç düşünülüyorsa, bu ibadet Allah’ın rızasına ulaştıracak bir formata dönüşemez.
Sevap kazanmak ve günahları affettirmek için namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmek; samimiyetin ve hasbiliğin değil, hesabın ve çıkarın sonucunu yansıtır.
Allah rızası için yapılan ibadet zaten insanın günahlarının affına neden olacak, sahibine sevap kazandıracaktır. Asl olan; Allahın rızasını düşünmek ve ona ulaşmak için gayret içinde olmaktır.
Günümüz Müslümanını Saadet Müslümanından ayıran en belirgin özellik belki de hasbiliktir. İbadetlerin kötülüklere engel olduğu ilahi bir müjde olmasına rağmen, ibadet edenlerin kötülük yaptıkları da görülmektedir.
Kişinin dünyasını değiştirmeyen, sahibini kötülüklerden alıkoymayan ibadet; kişinin ahiretine de etki edemez. İbadetin ruhu; ihlas ve samimiyet içinde yapılmasıdır, yani ibadette hasbiliktir.
Peygamberimiz; Allah için seven ve Allah için buğuz edenleri övmüştür. Bunun adı hasbiliktir. İbadette, insani ilişkilerde, canlılara yaklaşımda temel esas; hasbilik olmalıdır. Her türlü tavrın ve davranışın belirlenmesinde hasbilik varsa, o ilişki ve sonuçları ibadete dönüşecektir.
Çıkar ve menfaatlere dayalı yakınlıklar günlüktür ve çıkarlar sonra erdiğinde düşmanlığa dönüşür. Allah rızasına dayalı yaklaşımlar dostluktur ki, temelinde hasbilik vardır.
Bu tür dostluklar, çıkarlar ve menfaatlerin kurbanı olmazlar. Bugün eksikliğini gördüğümüz ilişki biçimi hasbilikten uzak olmasıdır. Bu nedenle de, bireysel ve toplumsal huzur yoktur.