Konvansiyonel savaş ,kitle imha silahları olmadan yapılan savaştır. Konvansiyonel olmayan savaş ise baskın ,gerilla savaşı, ayaklanma ve terörizm gibi taktiklerin yanında nükleer, kimyasal, ve biyolojik silahların kullanılmasıdır. Ülkeler arasında yapılan savaş yüksek yoğunluklu ,gerillalara karşı yapılan savaşta düşük yoğunluklu savaş adını alır. Gayri nizami harp ise küçük birlikler ile düşmanı yıpratmak, moralini bozmak ,kayıp verdirmek için uygulanan savaştır.
Çevremizde yaşanan savaşlara nasıl bir ad verirsiniz bilmiyorum ama bölge üzerinde çıkarları olanlar ıçın savaşın adının hiçbir önemi yoktur. Böylesi bir durum karşısında hazırlıksız yakalanırsak dönüşü olmayan bir sonu yaşamamız kaçınılmaz olur.Yapılacak olan hazırlık ne olabilir? Devletin , halkıyla birlik içerisinde, milli birlik ve beraberlik ruhunu oluşturması için varını yoğunu ortaya koyması gerekir.
Bölgemizde veya ülkemiz üzerinde beklentisi olan ülkelere karşı savaş hazırlığı olarak askeri açıdan yapmamız gereken nedir ?
Geniş bir konu olmasına karşın konumuza uygun olan birkaç tanesi, ülke ordusunun eğitim düzeyini üst seviyede tutulması. Personelin moralinin üst seviyede tutulması, personel arasında sorun olacak konuların tespit edilmesi ve personelin psikolojik olarak hazırlanması sayıla bilir.
Böylesi bir duruma düşmeden karşı tarafın, ordusunun İmkan ve kabiliyetini ,ordunun gücünü araştırmak .Ordu içinde huzursuzluk yaratacak olayları belirlemek. Ordu'nun demografik yapısını incelemek ve bu yapı hakkında bilgi toplayıp bunu kullanmak İstediğiniz gibi, hasmınızında aynı şeyleri yapacağını unutmamak gerekiyor.
Böylesi bir çalışma yapılır mı ? Tabi ki yapılacaktır .Yarın burada bulacak olduğun küçük bir açıklığı kullanman belki de beklemediğin bir üstünlüğü sağlayacaktır. Peki ülkelerin her şeyi olan ordu içerisinde değişik gruplar olabilir mi? İnsanın olduğu her yerde her şey mümkündür. Sadece yapılmış bir araştırmadan bahsedeyim .Birkaç yıl önce gazetenin birinde İsrail istihbaratının bölge ordularını yapısını araştıran bir raporunun sonuçlarını yayınlanmıştır.
Suriye ve bölge ülkelerinin ordusunda bulunan askerlerin Şii, Sünni, Nusayri,Hırıstıyan, Arap, Kürt askerlerin miktarları, bunların ne kadarı komuta heyetinde, ne kadar askerin bunların emrini dinler türünden bir çalışma yayınlanmıştır. Öylesine merak ettikleri için bunu yapmadılar mutlaka .
Günümüz savaşları cephe savaşları şeklinde gelişmeyecek, ama en güçlü yıkımı sağlayacak olan ülkeyi bölmek üzerine çalışmalar yapılacaktır. Böylesi bir çalışmanın ekmeğine yağ sürecek zeminin hazırlanması mantık dahilinde değildir.
Bu çalışmaların varlığı bilinmesine karşın ordunun temel taşlarla oynamanın mantığı anlamak pek mümkün değil . Yapılan faaliyetlerin bize yarar mı yoksa zarar mı getirir diye düşünmeden karar vermek çok olumlu bir yaklaşım da değildir.
15 Temmuz sürecinde yaşanılanları herkes gördü. Ordu içinde yuvalanan hainlerin neler yaptığı ortadadır, bunlar açığa çıkmadan bir başka ülke ile aramızda büyük bir sorun yaşansaydı ülkenin düşeceği durumu tahmin bile edemiyorum .
Böyle bir coğrafyada ordu içerisinde başörtüsü meselesi ortaya atıldığında bunun kullanılmaya çok müsait olduğu göremiyor musunuz ? Yarın devir değiştiğinde bu insanların yüzüstü ortada kalacağını bunun ordu içinde hoşnutsuzluk yaratacağını anlamak ve görmek için müneccim olmaya gerek yok .
Demokratik bir haktır mutlaka baş örtüsü ama kanaatimce ordu İçinde sorun olarak kalacak. Bu sorun da askerin emir dinler,dinlemezin ne kadardır diye İnceleyenler için bulunmaz bir nimet olacağını umarım gözden kaçırmazsınız. Buradan doğacak olumsuzluğun zararını yine ordu çekecektir, ordu üzerinde böylesi bir hassasiyet gelecek için çok büyük bir olumsuzluk nedeni olacaktır. O nedenle lütfen geleceğimizi karartmayalım . Bu karar tekrar gözden geçirilerek alınsın