İnsan en büyük hayal kırıklıklarını sevdiği, değer verdiği kişilerin gerçekte ne kadar hakir olduğunu gördüğü zaman yaşar derler de inanmazdım. Meslek camiasında gerçekten sevdiğim, değer verdiğim bir ağabeyimizin Hem ip hem de cambaz olmaya kalkmasını gördüm ya
Samsun"da yaşanan olayların arka yüzünde bu ağabeyimizin "fitne ve fesatlıkları"nın olduğu yönündeki söylentilere şimdiye kadar inanmak istemedim.
Kendisini de bu konuyla ilgili hiçbir zaman eleştirmedim. Hatta köşemde daima birlik ve beraberlik mesajları verdim. Amacım bu ağabeyimizin önderliğinde bu mesleği zirveye çıkarmaktı. "Ham hayal" derler ya bizimki de ham hayal imiş ne diyeyim?
Ne yaptın abi? Ben hep senin başarını örnek aldım. Oysa sen ne yaptın... Her zaman her yerde senin için Samsun"da basın bir noktaya geldiyse onun sayesinde gelmiştir. Basını renklendiren de, şehrin en büyük gazetesine rağmen başka bir gazete kurarak başarılı olan da odur. Basında yeni yeni gazeteler kuruluyorsa o başardığı için kuruluyor diyen birinin gözünden düşmek sana ne kazandırdı?
İstediğin kadar paran olsun, istediğin kadar güzel simsiyah ciplere bin. Gözümüz yok. İsterdim ki, bir veren Allah bin versin. Ancak cenaze tek başına kalkmıyor abi. İlla omuz verecek birisi gerekiyor. Para pul, mal mülk, makam mevki, hepsinin gelip geçici olduğunu senin daha iyi bilmen gerekirdi. Ben Hacc"a gitmedimki, sen gittin.
Hiç yakışır mıydı, kendi muhabirinin çektiği fotoğrafları Doğan Haber Ajansı'na servis yapmak. O fotoğraflar senindir, sen yazsaydın abi. Hiç yakışır mıydı, muhabirinin çirkin saldırıyı gerçekleştirenlerle birlik içinde olması? Sen Gazeteciler'in başkanı değil misin abi?
Boşuna bahane bulma. Tüm basın mensupları bina içerisindeyken, senin muhabirin dışarıda saniyeler içerisinde olan bir olayı hiçbir ayrıntısını kaçırmadan kare kare fotoğraflıyorsa, iyi bir gazeteci olduğundan değil, iyi bir organizeci olduğundandır. Bütün muhabirler içerideyken, senin muhabirin pusuya yatıyorsa, kusura bakma abi, sen sütten çıkmış ak kaşık değilsin.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkan Yardımcısı, 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Uzun, sana biz "ağabey" dedik, "büyüğümüzsün" dedik, anladık ki "HATA" ettik. O fotoğrafların Doğan Haber Ajansı'na ne yazılacağıyla birlikte servis yapılması senin gibi bir gazeteciye hiç yakışmadı!
Bu yumruklar basına değil, o dayak yiyen basını temsil eden Gazeteciler Cemiyeti Başkanı"na atılmıştır. Sana bundan sonraki hayatında üstün muvaffakiyetler diliyorum. (Kardeşin Mustafa) Gazeteciler Cemiyeti"nin tüm yönetimini ve üyelerini de alkışlıyorum. İş, ehline teslim edilmiş. Ehil böyle olursa, organize olan cehil ne yapsın?
"NASIL YAŞARSANIZ ÖYLE YÖNETİLİRSİNİZ"
***
Bugün yaşanan çirkin saldırıyı gerçekleştirenler bahane olarak Menderes Yiğit"in gazetemizdeki 1 hafta önceki köşe yazısı nedeniyle böylesi bir işe kalkıştıklarını söylemişler. Madem Menderes Yiğit 1 hafta önce sizin hakkınızda hoş olmayan şeyler yazdı. Bunun sorumlusu Adnan Bahadır mıydı? Yapılan işin zamanı ve yeri doğru muydu? Memlekette mahkeme diye bir kurum yok muydu? Yoksa siz de birilerinin kışkırtmasına ve oyununa mı geldiniz? Menderes Yiğit"in hakkında yazdığı erk sahibi kişilerle ortak mı hareket ettiniz?
***
Gazetemizde yazılar yazan Menderes Yiğit yazdıklarından sorumludur. Köşe verdiğimiz hiç kimseye "yazma" demeyiz. Menderes Yiğit yazmaya devam edecektir.
Menderes Yiğit ile sorunu olan varsa Türkiye Cumhuriyeti Hukuk Devleti"dir. Eğer saldırıda organizasyon var ise bunu da ortaya çıkarmak Emniyet Müdürü Mustafa İlhan'ın görevidir. Tüm bunların takibi de şehrin başı olan Sayın Vali Hasan Basri Güzeloğlu'na düşer... Herkes işini yapacak... Özellikle gazeteciler yapacak. Yapmayan, bilgiyi sümen altı eden, gazetesini ihaleler için kullanan yüzkarası gazeteciler de çekip gidecek. Ne baş olacak ne de bağırsak...
Böyle bir olayın tekrarlanması halinde hukuk kuralları çerçevesinde gerekenin yapılacağını da bütün kamuoyuna açıklıyoruz.