Siyasetin zor iş olduğunu her fırsatta söylerim, ancak siyasette hiç sevmediğim veya hazmedemediğim durum nedir derseniz seçilmişlerle teşkilatlar arasındaki yaşanan gereksiz sıkıntılardır. Bu sıkıntıların kaynağını daha önce belirttiğim siyaset fareleri oluşturmakta. Bu tarla fareleri işi o kadar iyi beceriyorlar ki sormayın gitsin, bunlar her parti iktidarında iş başında olurlar parti yöneticilerini kafaya alıp, istediklerini yaptırırlar, ne zaman ki o parti iktidardan düşer parti yöneticilerini veya Milletvekillerini gördüklerinde tanımazdan gelirler.
Bu gün sizlere Havza ilçesinde yaşanan sıkıntılardan bir nebze bahsetmek istiyorum. Zira sıkıntı had safhada olduğundan el atma mecburiyeti hasıl oldu. Yaklaşık otuz yıldır Havza'da siyaset yapanları tanırım, İrfan Demiralp'ten Süleyman Yağcıoğlu'na, Musa Uzunkaya'dan Tuncer Keskin'e hatta Mahmut Karahan'a kadar bir çok siyasetçinin arka planını çok iyi bilirim. Hangi siyasetçinin ne kadar akçeli işi var, ne kadar belden aşağı işi var üç aşağı beş yukarı bilirim. Ancak bugünkü konumuz bunlar değil. Bu günkü konumuz Havza'da yaşanan çakma delege olaylarının perde arkasında olanlar ve toplumun duyduğu rahatsızlık.
Havza ilçesindeki en büyük problem tüm siyasi partilerin iktidarları döneminde söz sahibi olmayı becermiş bir hamamcının şu anda Ak Parti ilçe Başkanlığını gölge Başkan olarak yürütmesinden duyulan rahatsızlık ve teşkilat mensuplarının tepkisidir. Bu arkadaşımız o kadar maharetli bir arkadaş ki sormayın gitsin önce İrfan Demiralp'i kafa kola alıp ona istediğini yaptırmış, onun dönemi bitince Süleyman Yağcıoğlu'nu kafa kola almış, onun da dönemi bitince Musa Uzunkaya ile kanki olmuş, onun da dönemi bitince bu kez Mahmut Karahan ile kanki olmuş. İşin enteresan tarafı kanki olduğu adamları hep bitirmiş, ticarette de başarısız olduğundan babasına iflas topunu attırmıştır.
Bu arkadaşımız sadece ilçe Başkanı Mahmut Karahan'ı kafa kola almakla kalmamış, ilçedeki tüm bürokratlara korku salıp kendisinden habersiz kimsenin atanamayacağı havasını vermiş hatta bundan bir kaç ay önce Balıkçı Fevzi'nin lokantasında sevgili kayınçom, İl Başkanı Osman Çetinkaya, bilahare Mahmut Karahan ve Ilıca Belediye Başkanı'nın katılımı ile bir akşam yemeği yeyip Samsun'un ve Havza'nın sorunlarını konuşmuşlar!... Merak ettiğim nedir bilir misiniz?. Bu arkadaşla birlikte olan insanların birlikte olma nedenini bir türlü anlamış değilim. Bu adam iyi bir iş adamı mı?. Hayır çünkü kendi öz babasını iflas ettirmiş, peki iyi bir siyasetçi mi?. Yine hayır çünkü tuttuğu partiler Havza'da hep kaybetmiş peki kerameti ne ola ki bu insanlar bu adamla birlikte oluyorlar? Birisi anlatsa da biz de bu zatı muhteremin feyzinden, bereketinden istifade etsek!...
Ak Parti Havza İlçe Başkanı 24 saat bu zatı muhteremin yanından ayrılmıyorsa bu işte bir bit yeniği var demektir. Ak Parti Havza İlçe Yönetim kurulunda yirmi kişi var tek bir tanesi dahi olup bitenden haberdar değilken bu hamamcı arkadaşımız herşeyden haberdar ise ilçe başkanlığı görevini de üstlensin de insanlar gölge Başkanı aramak yerine gerçeği ile muhatap olsunlar. Bu konuda tezgaha gelmeyen tek kişi Belediye başkanı Murat İkiz kendisini bu duyarlı davranışından ötürü tebrik ediyorum.
Mahmut Karahan'ın ilçe kongresinde oy kullanacak delegeleri bu Hamamcı ile birlikte yaptığı ve herkesten sakladığı iddia edilmekte, hatta sadece iddia değil Ak parti tüzüğünde 40, 41 ve 42. Maddelerinde belirtilen şartlarda üyelerden yapılan delegelerin ilçe kongresinden 15 gün önce askıya asılması hükmüne rağmen askıya asılmadığı, bu maddenin ihlali nedeniyle kongrenin iptal edilebileceği konuşuluyor. Ben olsam yanıma bir noter alıp ilçe binasına gider delege listesini sorardım, şayet liste yoksa doğru ilçe seçim kuruluna ve Genel Merkeze durumu bildirip, gereğinin yapılmasını isterdim. Demek ki olay o kadar vahim ki yapılan delegelerin tamamı çakma ve partiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar olduğundan ortaya çıkacak tepkiden korktukları için delege listesini gizli tutmak zorunda kalıyorlar. Sandık kurulmadan, oturdukları yerden belki hamamda, belki de saunada yaptıkları listenin bir gün başlarına bela olabileceğini unutmasınlar. Benim Mahmut Karahan'a iki tavsiyem var.Birincisi rüzgar eken fırtına biçer. İkincisi ise iki kişi arasında yaşanan hiç bir şeyin sır olarak kalmayacağını bilmesidir. Zira, bankalardan alınan kredilerden, kullanıldıkları yerlere, işe yerleştirilen kişilerden, bürokrat atamalarındaki sıkıntılara dek elimde bir çok evrak var bunları zamanı geldikçe yayınlayacağımı bilmesini istiyorum. Kalın sağlıcakla