Yollar bizi nereye götürür?
Yollarda neler görür,nelerle karşılaşırız?
Peki yolu ne kadar hızla gideriz?
Hayatın bir yol,bizim de bir yolcu olduğumuzu düşünürsek; nasıl bir yol aldığımızın farkında mıyız?
Bütün çabamız hayat yolculuğumuzda kendimizi, benliğimizi bulmak üzerine.Hayatta anlam arayanların yolu eninde sonunda kendine çıkar.
Her düştüğümüzde, kalktığımızda, kaybettiğimizde, kazandığımızda, attığımız adımlarda, kaybolduğumuz sokaklarda , geçtiğimiz her yolda kendimizi ararız aslında.Yürüdüğümüz o yolların manzaraları yaşadığımız olaylar ve anılardır.Yerleri de duygularımız ile döşenmiş taştan yollardır.Üzerine bastığımız o taşlar duygularımızdır.Çünkü hayatta yolumuzu ilmek ilmek ören duygularımızdır.İnsan aklından çok duygularını kullanır bu yolda yürürken.Duygular ayakta tutar insanı,duygular yıkar.Duygular savurur oradan oraya,duygular toplar tek tek her parçasını.Duygular ağlatır,duygular güldürür,duygular söyletir,duygular susturur.Ve insan en çok onların üzerine basar,en çok çiğnediği duygudan yara alır.
Bu hayat yolunda sadece biz yürümeyiz,bizimle birlikte yaşamımızdaki insanlar da yürür.Kimi bize yakın,bizimle birlikte,kimi bizden uzak ama yolumuzu etkleyen bir şekilde.Bazıları yolda yardım eder, ışık olur,can olur.Tutar elimizden,desteğiyle rahatlarız.Bazısı kendi yükünü biz istesek de istemesek de vurur sırtımıza, altında kalırız.Bazısı o yolu zorlaştırır, karartır, yönümüzü kaybederiz.Bazıları bir taşı oynatır yolumuzda,takılırız o taşa, düşeriz, canımız yanar.Çıkacak bir yol ararız öfkeyle, hayal kırıklıklarıyla, pişmanlıkla.Bir gayret yine kalkarız düştüğümüz yerden,o taşı yerine koyarız,duygumuza tutunuruz,yaramızı sararız,bir umut feneri yakarız.
O yarayı kendimiz sararsak güçleniriz,o feneri kendimiz yakarsak yolumuzu bulabiliriz.Çünkü asıl cesaret, asıl özgürlük başkalarının izinden gitmek değil, herşeye rağmen kendi yolunu yürüyebilmektir.
Kimi iyilik iyilik yakmaya çalışır o ışıkları bıkmadan yeniden yeniden yakar umut mumlarını.Kiminin içindedir o karanlık,o takılıp düştüğü taş aslında kendi içindeki korku ve endişe taşlarıdır. Bazıları öyle hızlı alır ki o yolu,koşarak,gözleri kapalı. Hızından anlamaz yorgunluğunu ve aldığı yaraları.Kendine yenilir en çok,kendine teslim olur.O kendiyle savaşından dolayı bir adım ilerleyemez.En kötüsü de yolda kalmaktır,geride kalan olmaktır.Çünkü geride kalmak ;eksik olmak, yarım kalmak,pişman olmak,menzile varamamaktır.
Farketmek ve kabullenişe geçmek güçlendirir bizi.Karanlıkta yol almanın zor olduğunu anlarsın.Her yaşadığın tecrübenin seni sen yaptığını.Farkedersen anladığını,anlayınca öğrendiğini, öğrenince güçlendiğini görürsün..Boş sokaklarda kavga etmenin en çok kendine zarar vermek olduğunu,yeldeğirmenleriyle savaşmanın anlamsız olduğunu fark edersin, kabule geçersin.
Hayat yolumuzda yön gösteren işaretler vardır.O işaretleri görüp,farketmek çıkışa götürür.Bazen o işaretler virajlarda,bazen sarp yollardadır,bazen de görmesi ,okuması zordur ama bu yolculuğun kolay olacağını kimse söylemedi bize.Belki de gönüllü çıktık bu yola.
Aldığımız yolu değiştiremeyiz,yolda yaşadıklarımızı da ama ilerleyeceğimiz yolu değiştirebiliriz.Ve nereye gideceğimizi bilirsek o zaman yolda kaybolmayız.