Dün gazetemizde dikkatimi çeken haberi Anıl Olfaz kardeşimiz yapmış Hayati Tekin'in haberi. Hani Baykal hakkında verdiği demeçle CHP'den ihraç edilen, sonra da yakın zamanda tekrar geri dönen, halkın en çok sevdiği belediye başkanlarımızdan Hayati Tekin haberi. Tekin, Olfaz'a partisinin iç tüzük tartışmalarına çok ilginç açıklamayla yorum getirmiş ve "Gerçekten samimiyetle söylüyorum ben parti ile ilgilenmiyorum" demiş.
CHP'li Başkan Tekin Anıl Olfaz kardeşimize yaptığı açıklamasında ilk olarak "Yok delegeler seçiliyormuş. Yok üyeler varmış. Yok kurultay varmış. Kuran hak adına bunlardan haberim yok o kadar da ilgisizim. Gelelim Kurultay ve Parti Tüzüğü'ne; demokratik olmayan şeylere karşıyım. Her şey demokratik olsun. Ben, Baykal'cı grubun atağı ise şayet bu film içinde film çevirmek diyelim ki CHP'de bunlar olağan hale geldi. Film içinde film çevirerek Baykal grubu bu Kemal Kılıçdaroğlu'nu alaşağı edip de yerine Baykal'ı getirmeye çalışıyorlar ise son derece yanlış buluyorum ve buna karşıyım. Baykal artık siyasi meftadır ve ondan daha hiçbir şey olmamalı. Kendi de ortalıkta görünmemelidir. Bu benim şahsi kanaatim" ifadelerini kullanmış.
Partide eğer bir düzenleme yapılacak ise demokratik olan her yolun denenmesi gerektiğini savunan Başkan Hayati Tekin, "Tüzük eğer demokratik değil ise gerçekten demokratik tüzük haline gelmeli. Ona katılıyorum. Çünkü CHP'nin tüzüğü demokratik değildi. Antidemokratikti. Baskıcıydı. Bir takım gruplara göre organize dizayn edilmiş bir tüzüktü. O manada ben karşıyım. Demokratik olmalı herkes hakkını kullanabilmeli" diye konuşmuş.
Tekin şöyle devam etmiş; "Kılıçdaroğlu başarılı oluyor mu? Başarılı diyemem. Başarılı olacak mı? Başarılı olacağına dair çok umutluyum diyemem." yani şimdiki genel başkanını da beğenmediğini anlatmış. "Ama efendi, akıllı ve partiyi geleceğe demokratik bir parti olarak hazırlama çabasında dürüst ve alçak gönüllü bir insan. Partiyi demokratik bir yapıya kavuşturabilir ise bu Cumhuriyet Halk Partisi'nin şansı olur." diye de açık kapı bırakmış.
"En azından CHP'nin herkesi kucaklayacak demokratik bir yapıya ihtiyacı var. Bu tüzük bunu sağlarsa, ülke, millet ve parti için de hayırlısı olur. Ama bundan sonraki tüzüğün doğrultusunda, CHP'de daha ne gibi dalgalanmalar gelişmeler olur bilmiyorum. Yani 26 Şubat son dalga değil. 26 Şubat'tan sonra da CHP'de çalkantılar olacak diye düşünüyorum. CHP'yi daha çok çalkantılar bekliyor." diye de parti içindeki tehlikeye işaret etmiş. Tekin'in bildikleri vardır! Sözlerine dikkat etmek gerekir.
KAZADA İHMAL VAR DAAA!..
Bildiğiniz gibi, birkaç gün önce, Samsunspor kafilesini taşıyan takım otobüsü, kendilerine yeşil yanarken geçtiği hemzemin geçitte, kırmızı yandığı için durması gereken trenin altında kalmaktan, şoförün refleksleri sayesinde son anda kurtulmuştu. Olay ucuz atlatıldı. 23 yıl önce yaşanan büyük bir acı yaşanmadı, çok şükür. Şimdi suçlamalar başladı. İhmal var mı, yok mu? Makinist alkollü mü değil mi? Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Kenan Şara Belediyeevleri Kavşağı hemzemin geçidinin balıkçı barınağı inşaatının ulaşımı için açıldığını belirttiği AA muhabirine şunları söylemiş:
"Belediyeevleri kavşağı hemzemin geçidi DDY ile Samsun Büyükşehir Belediyesi arasında sorumluluk anlamında hali hazırda tartışılan bir konudur. Bu geçidin açılma sebebi balıkçı barınağı inşaatının ulaşımı içindi. Balıkçı barınağı inşaat faaliyetlerini de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü (DLH) üstlenmişti. Bu inşaat tamamlandıktan sonra DDY bize yazı yazdı. DDY geçidin sorumluluğunu bizim kabul etmemiz için protokol taslağı gönderdi. Biz de bu geçide ihtiyacımız olmadığını, yalnız balıkçı barınağının ulaşım yolu olması sebebi ile onların ihtiyacı olduğunu, DDY'nin bu problemi balıkçı barınağı ile çözmesini istedik. Bu konuyla ilgili yazışmalar sürdü. Biz buranın sorumluluğu belediye'ye aittir diye bir protokol imzalamadık. Ancak Belediyeevleri Kavşağı hemzemin geçidi bariyerlerini yaptık. Bariyerin denetim görevlisini bizim vermemiz şartı ile anlaşma önerdik. DDY'ye bunu kabul etmeyip tüm sorumluluğu belediyenin almasını istedi. Bu konuda DDY ile anlaşmaya varamadık. Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin bu olayda bir protokol olmadığı için yasal bir sorumluluğu yoktur." Protokol yapmamak sorumluluk yok anlamını taşır mı? Herkes konuşuyor. Tam makinist alkollüymüşü konuşurken bir gazete haberini gördüm. "Bilim adamları, gece yorgun şekilde araç kullanmanın, alkole benzer etkileri olduğunu tespit etti. Alman Aerztezeitung gazetesinin haberine göre, yapılan araştırmada, sürücülerin gece araç kullanırken yorgunlukları, bulundukları şeridi ne kadar doğru kullandıkları ölçüsünde değerlendirildi.Deneklere, gece iki, dört ve sekiz saat süreyle olmak üzere, üç farklı aralıkta araç kullandırıldı. Deneklerin, sürüş zamanı uzadıkça, aynı alkollüyken direksiyon başına geçenlerdeki gibi tepki verdikleri görüldü. Sürücülerin iki saat sonra, kanında 0,5 promil alkol bulunan bir sürücü gibi davrandıkları görülürken, sürüş süresi üç saate çıktığında, tepkiler 0,8 promil alkollü bir sürücününkiyle aynı oldu."
Makinist kaç promilmiş? 0.5 değil mi? Konunun bir de bu yönü var mı, yok mu? Makinist kaç saattir uykusuz? Samsunspor otobüsünü kullanan arkadaşın da saatlerin 03.40'ı gösterdiği sıralardaki durumu ne?
SAMİ BEY
Adam yılların berberi. 40 yılı aşkın zamandır mesleğini en iyisiyle yapmış. Samsun'da çalışıyor. Geçen gün yanına uğradım, bana berberliğin geçmişi üzerine ansiklopedik bilgiler verdi "15. yüzyıldan önce herkes karşılıklı olarak birbirlerine berberlik yaparlardı. Daha sonra berberler ortaya çıktı. O zamanlarda berberler sadece saç sakal kesimi değil, sünnet, hacamat, diş çıkarmacılık, sülükçülük, kellik ve uyuz, bit tedavisi ve halk hekimliği de yapıyorlardı.Berberler saglık için zeytinyağlı sabunlar kullanırlardı. Böylece kellige, kepeğe, saçkırana engel olmaya çalışırlardı.
Sakal tıraşı, modernleşme öncesinde müslüman dini inancı çerçevesinde hadiste 'bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın' emriyle fıtrattan görülüp haram, mekruh sayılır, erkekler sakallarını uzatırlar, sakal duası yaparlardı.Osmanlı padişahları içinde Yavuz Sultan Selim dışında bütün padişahlar sakallıydı. Tarihin en eski mesleklerinden biri olarak bilinen berberlik, gelişen teknoloji ve günümüz kültürüne ayak uydurabilmek adına dönüşüm yaşayarak, sadece saç, sakal kestirilen bir yer olmanın ötesinde her türlü kişisel bakımın yapılabildiği erkek bakım merkezleri haline gelerek adeta kabuk değiştiriyor." dedi. Berber Sami Demir'den bahsediyorum. Traşı iyidir. Reklam gibi olmasın! Hani berberimi merak ediyorsanız diye dedim!
GÜZEL SÖZ
İnsanlar birbirlerine egemen olmak isterler ama, kendi kendilerinin bile efendisi değillerdir.
(Maksim Gorki)
KOPYA ÇEKTİĞİ NERDEN BELLİ
Temel'in öğretmeni, babası Cemal'e oğlunun ödevlerini arkadaşı İdris'ten
kopya çektiğini anlatıyordu. Cemal:
"- Ya arkadaşı ondan çektiyse, nerden belli oğlumun kopya çektiği?" diye sormuş. Öğretmen cevaplamış: "-Olur mu..Sorduğum bir soruya İdris 'Bilmiyorum' yazmış. Temel , 'Ben de bilmiyorum' yazmış."
KADININ FENDİ
İki araç trafikte seyrederken bir şekilde çarpışırlar.
Biri kadın diğeri erkek şoförlerin arabaları mahvolur ama şans bu ya
ikisinde de çizik bile yok. Kadın adama dönerek:
"-Neyse ki bizlere bir şey olmadı. Bu belki de Tanrı'nın bir işareti.
Tanışıp dost olmamızı hayatımızın sonuna kadar mutlu olmamızı istemiş anlaşılan."
Adam müthiş heyecanlanmış ve:
"-Evet galiba haklısın" der.
Kadın:
"-Bak arabam hurdaya döndü, ama arka koltuktaki bir şişe şarap sapasağlam duruyor. Bunu kutlamalıyız" diyerek şarabı adama uzatır. Adam şişeyi açar kafaya diker neredeyse yarısını içer ve kadına uzatır.
Kadın reddeder ve: "-Hayır ben polisi bekleyeceğim" der.