Terör!...
Maganda!
Trafik!...
Psikopat!...
Sarhoş sürücü!...
Ateş!...
Silah!...
Aşırı hız!...
Kömür!...
Zehir!...
Kavga!...
Pitbull!...
Elektrik Kaçağı!...
Dalgalı deniz!...
Falez!...
İnşaat!...
Kıskançlık!...
Yanlış teşhis-tedavi!...
Töre!...
Deprem!...
Belediye çukuru!...
PTT çukuru!...
Karayolları çalışması!...
Yanlış yönlendirme levhası!...
Küfür!...
Vesaire
Vesaire
Vesaire
*
Duyduğumuzda zihnimizin duvarlarına bir bir çarpan, yukarıdaki sözcüklerin sizdeki ilk elden çağırışımı da eminim ki, kurukafa üzerine çarpı işareti konmuş, ölüm yazılı tabeladır!...
*
Tokat'ta, daha 16 yaşındaki lise öğrencisinin kaldırımda yürürken kafasına bir binanın tadilat yapılan 4. katından beton parçası düşmesi sonucu hayatını kaybetmesi, beni derinden üzdü!...
Onun adı Merve'ydi!...
Telafisi olmayan büyük bir ihmallik ve gerekli tedbirin alınmadığı büyük bir aptallığa haybeden kurban gitti, yazık!...
Diğerleri, içinde şiddet ve aptallık barındıran felaket yolunun yolcusu oldular, olmaya da devam ediyorlar gün gün
*
İnsan, insanın, ömrü olduğu gibi, maalesef ve hem de çoğunlukla eceli de (!), demeye dilim varmıyor!...
İnsanın, büründüğü devlet yada vatandaş suretiyle kabul edelim, etmeyelim gerçek bu!...
Hala daha, işleyeceği fiilin hayatına mal olacağını bile bile, Atın ölümü arpadan olsun diyen bir insan figürümüz var ya!...
İşte bu yüzden, mezarlıkların haybeden ölümlerle dolup taşıyor olduğunu düşününce içim ürperiyor!...
*
İhmal!
Kusur!
Hata!..
Vurdumduymazlık!...
İş bilmezlik!...
Beceriksizlik!...
Yönetimsizlik!...
Basiretsizlik!...
Mantıksızlık!...
Ne derseniz deyin:
Kendimizin kendimize
Bizim bize
Devletin vatandaşına
Vatandaşın devletine...
Yaptığını yedi düvel gelse yapamaz!...
*
Öyle, böyle, şöyle
Amma velakin..
Hayata sessizce veda edişlerin çoğu;
Haybeden mi?!...
Değil mi?!...
Sen söyle hekim bey!...