HAYIR GİBİ GÖRÜNENLER ŞER OLABİLİR

Mustafa Cemal Tomar

Devlet fabrika mı çalıştırırmış, uygar ülkeler üretim yerlerini ve fabrikalarını şirketlere devretmişler. Devletin fabrika ve gayrimenkullerini özelleştirmenin başarılı bir icraat imiş gibi anlatılmış; en başarılı hükümetler en çok özelleştirme yapan hükümetler olduğu bilgisi verilmiştir.

Hatırlıyorum; parti liderleri siyasi propaganda yaparken "şu kadar özelleştirme de yaptık" diyerek övünüyorlardı. Millet de onları alkışlıyordu. Özelleştirme noktasında Ak Parti hükümeti diğer hükümetlere göre açık ara öndedir. Önemli olan neticedir. Konuya açıklık getirmesi açısından Tarihte konu ile ilgili nakledilen bir anekdotu aktarmak istiyorum:

Mustafa kemal, Mersin gezisindeyken şehirde gördüğü büyük binaları sormuş. - Bu köşk kimin? "Kirkor'un" demişler. "Ya şu koca bina kimin?" "Yargo'nun" , "ya şu?"- "Solomon'un" demişler.
M. Kemal haklı olarak sinirlenerek sormuş: "Onlar bu binaları yaparken siz neredeydiniz !? "
Toplananların arasında bir köylünün sesi duyulur. "Biz Yemen'de Tuna Boyları'nda Balkan'larda
Arnavutluk Dağları'nda, Kafkaslar'da, Çanakkale'de savaşıyorduk Paşa'm !" diye cevap vermiş. Bu cevaba M. Kemal "bayılmış" halkın haklılığını anlamış, gerekli dersleri çıkarmıştır.

Bu anekdottan esinlenerek bir vatandaş olarak kafama takılan sorular var. Gelin kafama takılan sorulardan bir kaç tanesini hatırlayalım: -Bu şeker fabrikası kimin? -İsrailin ! -Tekel kimin, İsrailin! -Sümerbank kimin?İgilterenin - Peki "Seka" Yunanistanın! -Pektim ,Amerikanın! - Peki ya tüpraş kimin? - Amerikanın! -Telekom? -Amerikanın! -Limanlar kimin? -Yunanistanın! Peki onlar bunları alırken siz neredeydiniz Türk halkı !? Hangi cephelerde savaşıyordunuz da bunları kaybettik? Birşey söyleyelim. Vatanım için şunu yapıyordum da kaybettim diyelim meselâ ! O aksakallı dedemin söylediği gibi bir şey söyle! Atalarımız bu yaşananları görse çok üzülürlerdi. Ata'sını sadece belirli günlerde anan Türk milleti haline dönüştük.

Kimimiz Osmanlı tarihini ağzımıza almaya utanır hale geldik, kimimiz de Cumhuriyet tarihini ... Özelleştirme konusunda en kapsamlı satışı gerçekleştiren hükümet kuşkusuz AKP hükümetidir demiştik. Özelleştirme programı hükümet kurulduğundan hemen sonra başlamıştı. Geçmişi şöyle bir hatırlatalım. AKP iktidarının ilk Maliye Bakanı Kemal Unakıtan satış sürecini "Satacağız satacağız. Her şeyi satacağız. Kâr edeni de satacağız, zarar edeni de satacağız. Devleti ekonomik faaliyetlerden kurtarıncaya kadar satacağız. Pamuk eller cebe. Yerli yabancı herkes gelsin" cümleleriyle başlatmıştı. Özelleştirmeye yapılan tepkilere karşı da "babalar gibi satacağız" diyerek meydan okumuştu. Hakkını verelim, dediğini de yaptı. AKP iktidarı dediğini yaptı ve Türkiye'nin en büyük şirketlerini, fabrikalarını, otellerini, limanlarını, enerji üretim tesislerini, elektrik ile doğalgaz dağıtım şebekelerini ve arazilerini yerli ve yabancı özel şirketlere sattı. 2002 yılından bu yana 273 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış-devir işlemleri yapıldı. Bu kuruluşlardan 268'inde kamu payı kalmadı. 1986 yılından AKP'nin iktidara geldiği döneme kadar 8 milyar dolarlık özelleştirme yapılırken, 2002'den günümüze toplam 63 milyar dolarlık satış gerçekleştirildi. Son rakamlar 70 milyar dolar diye telaffuz ediliyor.

Şimdi konunun başlığına dönelim. Devletin fabrikalarını özelleştirme ismi altında hayırlı bir icraat gibi görünse de netice itibarıyla şer meydana gelmiştir. Şeker pancarı üreten üreticilerimiz tarlalarını ekmez- biçmez duruma düşmüşler. Şekeri, kağıdı ve diğer bir çok ürünü dışardan ithal eder hale geldik. Marketlerimizdeki ürünlerin %70 seviyelerine ulaşmıştır. GDO'lu ürünlerini ithal ederek kanser vakaları ayyuka çıkmıştır. Bütçe açığımız yıllık 100 milyar doları aşmıştır. Buna paralel olarak işsizlik artmakta fakir insanın sayısı her geçen gün fazlalaşmaktadır. Kârlı, uzun vadeli ve akıllı politikalar geliştirmedikçe gelişmiş ülkelerle rekabet etmek mümkün değildir.

Konumuzla alâkalı Bakara Suresi 216. Ayet-i Kerimesi'nin meâlini vererek sonlandırmak istiyorum: Allah Teâlâ, "Ey müminler, hoşunuza gitmediği halde, din düşmanları ile savaşmak üzerinize farz kılındı. Olur ki, bir şey hoşunuza gitmezken, sizin için o hayırlı olur ve bir şeyi de sevdiğiniz halde o, hakkınızda şer olur. Allah bilir, siz bilemezsiniz. Savaşmak hoşunuza gitmese de, o sizin için bir yazgıdır" buyurmaktadır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.