Padişahlık ve krallık sistemleri hariç, son yüz yılların sistemleri arasında en çok uygulanan yönetim şekli "Demokrasi"dir. Halkın kendi kendini yönetmesi anlamına gelen bu uygulama Cumhuriyet rejimlerinin vazgeçilmez belirleyenidir. Demokratik sistemle idare edilen ülkelerde; başkanlık, yarı başkanlık ve farklı idare şekilleriyle, ülkemizin son yönetim şekli olan Cumhurbaşkanlığı sistemi en belirgin olanlarıdır. Bu sistemlerle idare edilen ülkelerde; halk kendisini idare eden yöneticileri en geç bir sonraki seçimde değiştirebilmektedir.
Her ne kadar demokrasinin unsurlarından olan siyasi parti başkanları yıllarca siyasi koltuklarında otursalar da, milletin görev vermesiyle oturulacak devlet idare koltuğunu millete rahmen işgal edememektedirler. Vesayet rejimleri ve silahlı gücü arkasında tutan baskı rejimleri dâhil millete rahmen devlet koltuğunda uzun süre oturmak demokratik rejimlerde mümkün değildir.
Son yüz yılda, ülkemiz de demokratik bir sistemle idare edilmektedir. Tek parti dönemleri hariç son ön beş yıla kadar, devleti idare edenleri demokratik sistemlerle halk değiştirmiştir. Halkın getirdiği idareciler, gücü elinde bulunduranlar tarafından istemediğinde, farklı müdahale şekilleriyle yönetimden uzaklaştırılmışlardır.
Ama, her türlü müdahaleye rağmen millet bedeller de ödeyerek, her defasında müdahale ile başına dikilenleri bir şekilde demokratik yollardan değiştirmiş, kendi iradesini idareye yansıtmıştır. Tek parti döneminin idarecileri de, o dönemden sonra demokratik yollarla millet idaresine talip olsalar da karşılık bulamamışlardır.
Son 20 yıldır ülkemizde demokratik sistemin kodları ye
rine oturmaya başlamış, bu nedenle de istikrarlı bir yönetim dönemi oluşmuştur. 2002 yılında halk iradesiyle yönetime gelen Adalet ve Kalkınma Partisi; Cumhuriyet döneminin en uzun süre, hatta mukayese örneği bile olmadığı kadar tek başına devleti idare ederek, millete hizmet sunmuştur. Görünen o ki, şu anda da alternatifi olmayan bir siyasi oluşum ve hizmet hareketi olarak, taraftarları dışında olanlar da dahil olmak üzere kabul edilmektedir.
Ak Parti kendi içinde yenilenmesini yapabilmiş, liderine itaati kural olarak kabullenmiş ve hareketi "Dava" olarak görmüştür. Bu nedenle de, 16 yıllık süre içerisinde, tüm iç ve dış müdahalelere rağmen birliğini ve gücünü muhafaza etmiştir. Bir anayasa kitapçığının fırlatılmasıyla kaos oluşan ülkemizde, Ak Parti idaresinde; bir günde başbakan, bir gecede büyük şehir belediye başkanları, bir saatte il ve ilçe başkanları değişmiş ama istikrar bozulmamıştır. Bu da gösteriyor ki, Ak Parti milletin kodlarıyla örülmüş, halkın partisi olmuştur.
31 mart mahalli seçimleri nedeniyle, demokratik sistemin gereği olarak bir çok il ve ilçe başkanı aday olmak üzere mevzuat gereği görevinden istifa etmiştir. Bazı il başkanları da görülen lüzum üzerine genel merkez tarafından görevinden alınmıştır. Bunlara rağmen ne genel merkezde ne de taşrada her hangi bir olumsuzluk ve boşluk meydana gelmemiştir. Bunlardan birisi de Samsun ili ve bazı ilçeleridir. İstifa eden ve görevinden alınanların yeri hemen doldurulmuş, siyasi bir kriz oluşmamıştır. Herkes de yapılan idari tasarruflara saygı göstermiş, bunu da sözlü ve fiili tavrıyla ortaya koymuştur.
Doğup, büyüdüğümüz Samsun'daki, daha özelde de İlkadım İlçemizdeki siyasi ve idari gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Ak Parti İl Başkanlığındaki görev değişiminden sonra, İlkadım İlçe Başkanı da atandı. Uzun bir zamandır tanıdığım, eşimin Ak Parti İlkadım Kadın Kolları Başkanı olması dolayısıyla, geçmiş dönemde Gençlik kolları başkanı ve son dönemde başkan yardımcısı olan Oktay Avcılar, ilçe başkanı olarak genel merkez tarafından görevlendirildi. Başarılı olacağından eminim. Çalışkan, heyecanlı, teşkilatçı, ilkadımı tanıyan, gençliği bilen, sorunlardan haberdar olan ve siyasi ilişkilerini iyi yöneten bir kardeşimiz olarak, seçimlerde ve hizmetlerde geçmişin devamını sağlayacaktır.
Oktay Başkana görevinde başarılar dilerim. Hayırlı sonuçlara katkı sağlayacağından eminim. Heyecanını ve birikimini, donanım ve tecrübesini İlkadım ilçesi için hizmetlere tahvil edeceğinden hiç şüphemiz yoktur. Allah Yâr ve yardımcızı olsun...!