HELÂL RIZIK

Sami Kesmen

 

     Helal rızık kazanmak, kazandığını helal yollarda harcamak ve ahiret yatırımı yapmak namaz gibi önemli bir farzdır. 
      Helal lokmayı talep etmek her Müslüman’a farzdır. Kişiye malını nerden ve nasıl kazandığı ahiretin ilk sorularındandır. 
     Helal lokma kalbi olgunlaştırır. 
     Haram lokma kalpte siyah bir leke yapar ve kalp gözü görmemeye başlar.
      Peygamberimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır;
“Yer yüzünde en güzel ameller üç'tür ; İlim talep etmektir. Cihattır. Helal kazançtır. 
     İlmi talep eden Allah ın sevgilisidir. Cihat eden Allah ın velisidir. Helal'dan kazanan Hakka karşı cömerttir.” 
      Bakara suresinin 275.ayetinde; “Faiz yiyen kimseler, şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: “ticaret, tıpkı faiz gibidir.” demeleri yüzündendir. Oysa, Allah, ticareti helal, faizi haram etti. Bundan böyle her kim Rabbi tarafından kendisine bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, artık geçmişte aldığı onundur ve hakkındaki kararı Allah verecektir. Her kim de döner, yeniden faiz alırsa, işte onlar cehennemin sakinleridirler, hep orada kalacaklardır.” 
     Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz; “Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki, başındakiler zülüm ile yönetim yapacaklar, ulemaları tamahkar, kullar ibadetlerini riya içinde olacaklar, tüccarları faiz ile ticaret yapacaklar, kadınları dünya ziynetine düşkün olacaklar.” 
      Nisa suresinin 29. ayetinde; “Ey iman edenler ! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, batıl(haksız ve haram yollar)ile aranızda(alıp vererek) yemeyin.” Batıldan maksat; nırsızlık, yalancı şahitlik, hainlik, gasp, faiz, kumar gibi günahlardır. 
       Bir hadisi şerifte; Allah temizdir, temizden başkasını kabul etmez.” buyurulmaktadır. 
     Kul çalışıp başkasına muhtaç olmamalıdır. Çalışmayıp dilenmek caiz değildir. 
Peygamberimiz; “Veren el alan elden üstündür” buyurmaktadır.
     Bir gün Hz. Süleyman (a.s.) bir karınca ile karşılaşır, karıncaya şöyle sorar;  "Bir yılda senin rızkın ne kadar” Karınca; “Benim rızkım bir buğday” diye cevap verir. Hz. Süleyman (a.s.) o karıncayı bir şişeye hapsedip ve yanına bir buğday koyar, bir yıl açmaz, daha sonra açar ve bakar ki karınca o buğdayın yarısını yemeyip, bırakmış. 
     Hz Süleyman (a.s.) karıncaya şöyle sorar; "Neden buğdayın diğer bölümünü yemedin ?” Karınca; “Ben eskiden Allah'a c.c. tevekkül ederdim ama şimdi sana tevekkül ettiğim için buğdayın bir diğer bölümünü gelecek seneye kaldırdım, doğrusu kaygılandım, belki rızkımı vermesin.” 
      Efendimiz (s.a.v) bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyor;  “Sadık tüccar kıyamet gününde, sıddık ve şehitler ile haşır edilecek” 
      Nitekim cenabı hak da çalışıp kazananı sever. Boş ve tembellik yapanı sevmez. Başka bir hadiste Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor; “Allah çalışan mümini sever” 
En güzel iş, ticaret işidir nitekim efendimiz de bu işi yapmış ve bizlere tavsiye etmiştir. Bir hadisi şerifte şöyle buyruluyor; “Ticaret yapın çünkü rızkın onda dokuzu ticarettedir” 
      Ticareti güzel kılan şey helalinden olmasıdır. İnsanları kandırarak ticaret yapmak helal değildir. Hazreti Ömer (r.a)'ın şöyle buyurduğu naklediliyor; "Hiç kimse çalışmayıp oturmasın, sonra kalkıp Allahım bana rızk ver deyip de kendini kandırmasın. Çünkü sizde biliyorsunuz ki gökten altın gümüş yağmıyor” 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.