Önceki gün manşet haber olarak verdiğimiz, köşe yazısı şehrin gündemine bomba gibi düştü. Şehrimizde yaşamakta olan duyarlı insanlar, konunun hassasiyetini bildiklerinden, yıllardır kangren haline gelmiş olan Büyük Otel olayının perde arkasındaki gerçekleri öğrenmiş olmaktan duydukları memnuniyeti bildirmişler. Yaşanan bu gelişmelerle ilgili ise adeta şok yaşamışlardır. Aslında bu gerçekleri şehri yönetmekte olan birçok insan bilmesine rağmen sessiz kalmış, kimisi konuşmaktan çekinmiş, kimisi bana ne demiş, kimisi ise olaya taraf olduğundan susmayı tercih etmiştir. Burada üzerinde durulması gereken en önemli konu İl Genel Sekreteri Sayın Aslan Karanfil'in, İl Genel Meclisi"nden yetki almaksızın, mahkemenin tahliye kararı verdiği bir şirketle, yeniden oturup protokol imzalamasıdır. Bu olay öyle bir yazı ile veya bir manşetle geçiştirilecek bir olay değildir. Zira Büyük Otel bu şehrin en önemli kurumlarından birisidir, işletmecisinin kim olduğu veya nasıl işletildiği beni hiç ilgilendirmiyor, ancak kamuya ait bir binanın kiralanıp, kirasının ödenmemesi kararı çıkmış olmasına rağmen, bu firma ile yeniden sözleşme imzalanması olayı beni çok ama çok ilgilendirdiği bir gerçek. Dilerseniz olayı biraz daha enine, boyuna tahlil edelim, zira burada sadece Aslan Karanfil'e yüklenmek gerçekten haksızlıktır, çünkü Sayın Karanfil"in bu sözleşmeyi imzalamadan önce, Vali Bey'le görüşüp, ben böyle bir protokole, imza atacağım demeden o protokolü imzaladığını sanmıyorum. Protokolün imzalandığı günleri iyi hatırladığımdan, o günlerdeki şehrin gündemi bu konu olduğundan, ben de haliyle konuyla ilgilenme gereği duymuştum. Kuraş tahliye edilmeden önce, gelin oturup anlaşalım, konuşalım, protokol imzalayalım diye diretince, onlar da bu dayatmaya boyun büküp, protokole imza attılar, şayet o imzayı atmadan önce İl Genel Meclisi"nden yetki istemiş olsalardı, onlar da çok iyi bilmekte idiler ki o yetkiyi alma şansları yoktu. İşte o nedenle yetki alınmaksızın protokol imzalandı. Bu konunun Sayın Vali'nin bilgisi dahilinde yapıldığı da ortada, ama Vali Bey"e sorun, benim haberim yoktu diyebilir, zira her zaman yaptığı iş olduğundan, şimdi aynı şeyi yapması yadırganamaz. Zaten bu doğrultuda bir mahkeme müracaatları olmuş ve o protokolün geçersiz olduğunu, meclisten yetki alınmaksızın yapıldığını beyan ederek, yetkisizlik davası açmışlardır. Sizin anlayacağınız oyun içerisinde oyun, bir yandan tavşan kaç, diğer yandan tazıyı tut mantığı ile hareket edildiği ayan, beyan ortada olmasına rağmen, insanlara verilen mesajın tam tersi olduğunu görmemek için deli olmak gerek. Bu olayı ben bizzat yetkili mercilere adımı da vermek sureti ile şikayet ettim. Konuyla ilgili soruşturma devam ediyor. Kanaatimce şayet sağlıklı bir soruşturma yapılırsa buradan hem Vali, hem Aslan Karanfil, hem de diğer imzası olan yetkililer ceza alır. Sadece ceza almakla kalmazlar, devleti uğrattıkları zarar nedeni ile hepsine zimmet çıkar. Yok birileri devreye girip, siyasi ağırlığını koyup, olayı ört, bas etmeye çalışırsa, Adnan Bahadır'ın, kendi imzası ile verdiği şikayet dilekçesinin takipçisi olduğunu unutmasınlar. Daha önce verdiğim dilekçe ile yapılan operasyonlar sonunda, açılan davalarla ilgili resmi evraklar elime yeni ulaştı. Onları da teker, teker sizlerle paylaşacağım. Belki bedel ödedik, çile çektik ancak bu şehirde birçok karanlık olay da aydınlandı, ne mutlu bize ki bu güzel olayların yaşanmasına vesile olduk. Büyük Otel olayını ağızlarına, gözlerine bulaştıranlar işin içerisinden çıkamayacaklarını görünce, bu kez olayı İlkadım Belediyesi"ne ihale etmeye kalkmışlar, eski Gazi Belediyesi"nin olduğu bina ile, şimdiki İlkadım Belediyesi"nin binalarını alıp, karşılığında Büyük Otel'i İlkadım Belediyesi"ne vermek istiyorlar, Necattin Başkan'ın bu konudaki tavrını bilmiyorum, ancak bana göre yanlış bir karar olur, zira Büyük Otel'in olduğu yer, kıyı kenar çizgisi içerisinde, yarın binayı yıkıp, yenisini yapmaya kalksanız bunu yapma imkanınız yok. Birileri her zaman yaptığı gibi yine günübirlik çareler peşinde koşmak yerine, sağlıklı ve kalıcı çözümler bulmalı, palyatif çözümlerin olayı çıkmaza götürdüğü ortada iken hala daha günü kurtarmanın alemi var mı? Kalın sağlıcakla