Güçlülerin hâkim olduğu rejimden, haklıların hâkim olduğu bir rejime geçmenin mücadelesini veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belki Dünyada yalnız kaldı gibi ama önemli olan yalnız kalması değil, hakkı hâkim kılmak için verdiği mücadeledir. Her iktidarın kendi zenginleri ve çeteleri olduğu gibi Ak Parti iktidarının da zenginleri oldu ancak asla çeteleri olmadığı gibi iktidara geldiği günden bugüne dek sürekli çetelerle mücadele etti. Bunu yaparken de Cumhurbaşkanının yanında hiç kimse olmadı, sadece kendi inisiyatifi ve mücadelesi sonunda bu noktaya gelindi. Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan çetelerle mücadele konusunda Hükûmetin verdiği mücadeleyi takdir etmemek haksızlık olur. Ancak Hükümet’in bu mücadeleyi verirken içerden ihanete uğradığını da unutmamak gerekir, bazı embesillerin çetelerle olan birliktelikleri sonucunda geçmişte şehrimizde ne tezgahlar çevirdiklerini benden iyi kimse bilemez. Bu insanların arka planda nasıl iş birliği yaptıklarını da elimdeki belgelerle birlikte yayınlayacağım, ama henüz zamanı gelmediği için yayınlamadım, ilerleyen günlerde Devletin resmi polis ’inin yaptığı yasal takibat sonucunda hangi çetelerin hangi siyasetçilerle buluştuklarını, yapılan fiziki takip raporlarından yayınlayacağım.
Her zaman belirttiğim bir şeyi tekrar ederek yazıma devam etmek istiyorum, benim verdiğim mücadelenin yüzde yetmişi Allah için ve ülkem içindir, yüzde otuzu da nefsime karşı yapılan haksızlıklarla verdiğim mücadeledir. Bu mücadeleyi yaparken ben sütten çıkmış ak kaşığım demiyorum, elbette ben de insanım, zaman zaman hatalarım olmuştur ama şunu açık ve net rahatlıkla söyleyebilirim bilerek ve kasten asla yanlış yapmam söz konusu olamaz. Bilerek yaptığım şeyleri de açık ve net bir biçimde yazar, Allah’ın bildiği şeyleri kullardan saklamak gibi bir riyakarlığı da yapmam söz konusu değildir. Şayet bir hatam olmuş ise onu da çıkar toplumun önünde söylerim, kullar huzurunda itibar hiç önemli değil, asıl itibar Rabbimiz’in huzurundaki itibardır, ben böyle inanır, böyle davranmaya çalışırım. Verdiğim mücadelenin ne olduğunu beni okuyan, tanıyan herkes bilir, benim için siyasette şu olmuş, bu olmuş hiç önemli değil, önemli olan şehrimizin, toplumun huzurudur.
Yaklaşık otuz yıllık mücadelemde yanlış insanların siyasette olmaması için bir hayli uğraş verdim, hamdolsun yüzde yetmiş oranında da başarılı oldum, mücadele ettiğim şer güçlerin tamamı bir araya gelip benimle uğraşmış olmalarına rağmen tamamıyla baş etmemin tek nedeni Rabbime olan bağlılığım ve dürüstlüğümdür. Bu insanların bir kısmı son günlerde hakkımda aslı astarı olmayan yayınlar yapmaktalar, oturduğum evden tutun da geçmişte isimsiz dilekçelerle bizi dinleyenlerin yaptıkları operasyonlarda, hesabını verdiğimiz her şeyi tersine çevirip internetlerden reklamlar yaparak yayınlamaları beni ziyadesiyle mutlu ediyor. Neden mutlu ediyor derseniz ödediğim tazminatları alma imkânım olacak da ondan mutlu ediyor. Burada sadece tek bir noktada izahat verme gereği duyuyorum, belki teknik olarak bilmeyen okurlarımız var onları aydınlatmam gerekmekte, oturduğum evi 1994 yılında kendim yaptım ve yapı ruhsatının ardından iskân raporunu da aldım. Evim Dubleks bir daireden oluşmakta olup, projesinde alt katında beş odası, üst katında da üç odası vardır. Projeye ilave tek bir tuğla koymuş isem gelsinler evimin tamamını yıksınlar razıyım. Sadece balkon kısmına cam balkon yaptım ve bu da uydu sisteminde gözükmektedir. Bu şehirdeki cam balkonları yıksınlar benimkini de gelsinler yıksınlar hiç sorun yok, ortada bazı ahlak fukaralarının dediği gibi kaçak kat olmadığı gibi, en ufak bir sıkıntı da yok. Bunu onlar da biliyor ancak, onların yaptıkları kaçak binalar yıkılmasın diye feryad-ü figan edip, bize saldırıyorlar ki sesimizi çıkarmayalım da kaçak yapıları yıkılmasın. Ama korkunun ecele faydası yok. Atakum sahilindeki tüm kafelerin, lokantaların kaçak kısımları yıkılırken SASA ve benzerlerinin kaçak kısmıları yıkılmayacaksa buna Adalet denmez dense dense adam kayırmacılık denir.
Dünkü manşetimizde kimlerin, kimlerin Avukatlıklarını yaptıklarını da belgeleriyle birlikte yayınladık, şimdi buradan açık ve net bazı Bürokrat arkadaşlara sesleniyorum, kendilerine Avukat tuttukları insanları yeniden gözden geçirip gereğini yapsınlar, aksi halde bizim bunu toplumla paylaşacağımızdan en ufak şüpheleri olmasın. Ayrıca oturup kalktıkları mekânları da yeniden gözden geçirsinler onlara yakışan neyse yapsınlar aksi halde kimse bizden merhamet beklemesin. Kalın sağlıcakla.