Toplum olarak siyaseti o kadar benimsemişiz ki anlatamam, siyasetle ilgili yazdığım yazılar adeta uçuyor, normal yazılarımın günlük okunma oranı iki bin civarıda iken siyasi yazıların okunma oranı iki katı civarında olunca her gün köşe yazısı yazmak zorunda kalıyoruz. Ancak siyasetle ilgili yazdığım yazıları işkembei kübradan atarak yazmadığımdan siyasetin nabzını bizim köşe yazılarımız oluşturuyor. B u yazıları yazmadan önce saatlerce telefon görüşmeleri yapmak zorunda kalıyorum, bazen gece saat ikilere, üçlere kadar telefonun başında kalıyorum, hatta telefonun şarjı bitiyor, şarja takınca prizin yanında ayakta konuşmak zorunda kalıyorum. Siyasi gelişmeleri takip etmek öyle sanıldığı gibi kolay değil her cenahı dinliyeceksin, birisinin konuştuğu ile diğerinin konuştığunu yorumlayıp sonuca ulaşmada daha kestirme yolun nasıl olabileceğini tahmin edeceksin ondan sonra da bunu toplumla paylaşacaksın. Hatta konuştuğun kişilerin hangisini doğru konuştuğunu hangisinin siyaset yaptığını da kestiremez isen balıklama olaya dalıp çuvallarsın.
Bazı meslektaşlarımız bir falanca partili ile uzun uzadıya sohbet ettim onun konuştuklarından edindiğim bilgiye göre başlayıp sürdürdükleri köşe yazılarını görünce kendimi gülmekten alamıyorum. Siyasi partilerde elli türlü entrika, yüz türlü fitne vardır, bunları iç yüzünü bilmeden, kimin kime çalıştığını, kime düşman olduğunu, hangi siyasetçinin Parti Genel Merkezinde güçlü olduğunu bilmeksizin siyasi yazılar yazmak abesle iştigaldir. Bırakın siyaseti Allah'ın kelamı olan Kuranı Kerimdeki dahi ayetleri mota mot anlamları ile yorumlamaya kalkarsanız hata etmiş olursunuz . Örneğin her Verem Haftasında veya sağlıkla ilgili haftalarda Hoca Efendiler Cuma günleri Minberlerde Vela tülgü bieydiküm ilettehlüke ayeti celilesini okuyarak Kendinizi tehlikeye atmayın anlamını vermek suretiyle sağlığımıza dikkat etmemizi önerirler. Oysa ki o Ayeti Celile de Efendimizle birlikte bir harbe katılmayan sahabei kiramın bu hareketinin yanlış olduğunu savaşa katılamakla sahabenin kendilerini tehlikeye attığı anlatılmakta. Ayeti Kerimelerin esbabı nüzülünü yani iniş nedenini bilmeden hüküm vermeye kalkmak çok büyük hata olduğu gibi siyasetin arkasını önünü bilmeksizin hüküm vermek de bir o kadar yanlıştır.
Dilerseniz bu konuyla ilgili bir, iki örnek vererek yazımıza devam edelim Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmadıklarını ısrarla söyleyen Bakan Kılıç ve Cemal Yılmaz Demirin bu söylemlerini arka planına bakıldığında çok daha farklı bir pozisyonla karşılaşmak mümkün. Cemal Vekilin tarzını bilenler 2002 yılında da Milletvekilliğine müracaat etmediğini, teşkilat temayüllerine girmediğini ama neticede Milletvekili listesinde üçüncü sıradan girip seçildiğini bilir. Hatta Vekil her konuşmasında istemediğim halde beni vekil yaptılar dediğini onu tanıyanlar bilir. Bu nedenledir ki Cemal Vekilin son siyasi hayali Büyükşehir Belediye Başkanlığıdır. Bakan Kılıç'a sıra gelince o da ısrarla yerel yönetimlerle ilgili bir düşüncesi olmadığını, Samsun'la ilgili ise aklından en ufak bir şey geçmediğini beyan ettiğini basından hepimiz sürekli okuduk. Ancak ben onun tüm çalışmalarının Samsun Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı üzerinde yoğunlaştığını her fırsatta dile getiriyordum. Son yapılan teşkilat temayülünde önce Aslan Karanfil'e temayüle girmesi yönünde icazet veriyor ardından ise kendisi de temayüle giriyor. Bu olaydan önce Ahmet Yeni Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı olacağını söyleyip Bakandan destek istiyor. Bakan olur diyor, daha sonra kendisi de temayüle girince Ahmet Yeni adeta isyan ediyor ve Bakanla ciddi bir münakaşa yapıyor. İşte iki olayın görünür ve görünmez yüzü.
Bir de İl Başkanı Israrla Yusuf Ziya Yılmaz'ı desteklediğini söylüyor ama arka planda Bakan Kılıç için çok ciddi bir uğraş verdiği Ankara kulislerinden gelen bilgiler arasında, hatta Bakan Kılıç'ı adaylığı kesin gibiydi ancak son Bülent Arınç ve Cemaat olayları Bakan Kılıç'ın adaylığına engel olduğu söylenmekte. Yusuf Ziya Yılmaz şayet kesin adaylığı garantilemiş olsaydı dün yarı resmi el ahram gazetesinde ilan edilirdi, bu demektir ki Başbakan'ın önceki akşam ATV ekranlarında söylediği 22 Büyükşehir Belediye Başkanı belirlendi ifadesindeki 22 rakamında Samsun'un bulunmadığı anlamı taşıyor. Bu arada İl Başkanı boşalan dört ilçe Başkanlığına yapılacak atamalarla ilgili de Ankara'da yoğun bir çalışma içerisinde bakalım sonuç ne olur. Siyasi gündem o kadar hareketli ki her an, her dakika değişiklik olacak gibi bir pozisyonla karşı karşıdayız, ancak biz anlık gelişmeleri deİnternet sitemizden sizlerle paylaşacağız. Bugünlük siyasi kulislerde geçen bilgiler bunlar yenisi geldikçe paylaşmak üzere kalın sağlıcakla...