Herkes Eşit mi?

İnsan hakları evrensel beyannamesi herkesin dil, din, ırk, cinsiyet, felsefi inanç ve düşünce farkı gözetmeksizin eşit olduğunu söylüyor. T.C.Devleti bu uluslar arası sözleşmeyi imzaladı ve yaptığı yasayla imzaladığı uluslararası antlaşmaları anayasa hükmünde tanıdığını söyledi. Ülkemizde yaşayan herkes yasalar önünde eşittir.

Devlet yasalar çerçevesinde herkese eşit mesafededir. Vatandaş bu yasalara uymak zorundadır. Devlete karşı sorumlulukları da bu çerçevede çizilmiştir. Buraya kadar hiç kimsenin itirazının olmadığını düşünüyorum.

Peki, her şey yukarıda anlatıldığı gibi midir? Zamanında askere giden, vergisini ödeyen, yasalara uyan vatandaşa bir başka vatandaş; sizin burada oturmanızı istemiyoruz, ilçemizi terk et diyorsa, evini ocağını yıkıyorsa devlet ne iş  yapar?

Manisa"nın Selendi İlçesi"nde yılbaşında, kahvehanede iddialara göre sigara içilmesi ya da çay verilmemesi üzerine başlayan tartışma, Roman vatandaşlarının topluca Gördes"e oradan da Salihli"ye göçleriyle sonuçlandı. Selendi Belediye Başkanı MHP"li Nurullah Savaş “İlçe halkı dışardan gelen kişilere karşı her zaman hoşgörülü davranır. İç içe yaşadığımız Roman vatandaşlara her zaman yardımcı olmaya çalıştık.”  Gördes"e gönderilen Roman vatandaşlar, Manisa Valisi Celalettin Güvenç'in Romanlardan 'Selendi"yi kendi isteğimizle terk ediyoruz' ifadesinin altına imza atmasını istediğini iddia etmişti.  Bu iddiayı  NTV'ye değerlendiren Manisa Valisi Celalettin Güvenç ilginç bir yorumda bulundu. Vali, Romanların göçebe hayatı yaşamasının 21. yüzyılın dünyasında insana yakışmayacağını söyledi. Süreceğiz ve yakışmaz diyeceğiz!

Yoksa bizim bilmediğimiz başka yasalar mı var? Bunları bilmesek nasıl uyacağız!?... Bir vatandaş bir başka vatandaşı sürmek, yetkililerde bunu onaylamakla mı görevlidir?

Bu düşünce kalıbı bizim yıllardır bu ülkedeki farklılıklara nasıl baktığımızı ve devlet olarak nasıl yaklaştığımızı göstermektedir. Bu bakış açısına göre ya seveceksiniz, ya da terk edip gideceksiniz.

Kürt sorununun neden çözülemediğini başkalarına sormaya gerek var mı? Boşalttığımız üç binden fazla köy, faili meçhul on yedi bin cinayet. Alevi sorununa karşı farklı mı yaklaşıyoruz. Bizim gibi inanmıyorsa sapkındır. İsveç"te Camii minaresine sınırlama getiren halk oylamasını faşizan uygulama olarak nitelendiriyorsak, Cem evini de vatandaşının ibadethanesi olarak görüp saygı duyacaksın. Üstelik cem evi de senin maaşlı tuttuğun dedeyi istemiyor. Bu arada işe koyacağın dedeyi yarın devletin her hangi bir dairesine müdür olarak ta atamayacaksın.  Bizim gibi düşüneceksin, inanacaksın, yaşayacaksın ki eşit olabilesin demeye hakkımız yok.  Yazının başında alıntı yaptığım BM Beyannamesini ya okumasını bilmiyoruz ya anlamıyoruz ya da savcılarımız gereğini yapmıyor.

Bu arada ülkemiz Avrupa Birliğine girmeye, yasalarını da uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Yalnızca ülkemiz adım atmıyor.  Avrupa ülkeleri de bize benzemeye çalışıyor. Norveç, bir vatandaşımızın acil sağlık isteğine polis baskın ile karşılık verip ardından mağdurları derdest ederek sağlık hizmeti getiriyor! Yine yasalar önünde eşit olmaya devam ediyoruz.

 

Yasalar ezilenlerin uymakla yükümlü olduğu kurallar değildir!  Ya hepimiz uyacağız ya da Norveç"te bizim vatandaşımıza yapılan faşist uygulamaya sessiz kalacağız! Yüreğimiz kabul ederse…

Sorun yalnızca yasalarla çözülmez... Sorun insana bakış açısıyla ilgili. Siz vatandaşınızı tıkır tıkır (!) işleyen makinenin bir çarkı olarak görüp, sorunu yaratanı değiştirerek çözemezsiniz. Filistin"de sorun çözülmüyorsa İsrail"in Filistinlileri insan olarak görmediğinden çözülmüyor.

Bizi dünyaya getiren annemize benzeyebiliriz ama aynısı değiliz. Çevremizdeki insanlar da öyledir. Farklılıklarımız eşit olmamızın önünde engel değildir.

Herkes eşit ve özgürse, bizde özgürüz.