Atalarımız, “Ekmeği ekmekçiye ver, üstüne de beş kuruş ver.” demişler. Bu atasözünün anlamı işi ehline verin, üstüne de beş kuruş verin ki işiniz adam gibi doğru yapılsın demektir. Avrupalıların da meşhur bir sözü vardır. Derler ki “Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Neden böyle derler? Ucuz malı alırsan bozulur, tekrar almak zorunda kalırsın ve iki kat parayı ödersin. Önceki gün arkadaşlarla beraber otururken Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’nın sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı gösterdiler bana. Paylaşımda diyor ki “Kardeşim Lionel Messi, yeni takımın Paris Saint-Germain’de başarılar dilerim. Mevkidaşım Anne Hidalgo, şehrinize hayırlı olsun.” Paylaşımı Sandıkçı Başkan’a atınca aradı, ‘Arkadaşlar yanlış yapmışlar sildirdim.’ dedi ama bizim arkadaşlardan bazıları haberi yapmıştı bile. Hani sürekli anlatılır ya hocanın birisi Hazreti İbrahim’in oğlu Hazreti İsmail’i kurban ederken Cebrail’in koç getirmesi olayını anlatırken Hazreti Ali, oğlu hazreti Hasan’ı kurban ederken Azrail öküz getirdi de Hazreti Ali’nin oğlu Hasan kurban edilmekten kurtardı diye anlatınca, hocanın biri olaya müdahale edip hangisini düzelteyim ki ‘Hazreti Ali değil Hazreti İbrahim, Hazreti Hasan değil, Hazreti İsmail, Azrail değil Cebrail, öküz değil koç.’ demiş. Sandıkçı’nın paylaşımı da buna benzer bir şey.
Futbolla çok ilgilenmediğimden Messi’nin uyruğu, dini, dili nedir diye de merak etmemiştim ama arkadaşlar Messi’nin İspanyol uyruklu bir yahudi olduğunu, hatta Filistin’deki yahudilerin ağlama duvarında dua ederken resmi olduğunu söyleyince şaşırıp kaldım. İşin garip yanı mevkidaşım Anne Hidalgo dediği de dünyanın en büyük metropollerinden birisi olan Paris metropolünün belediye başkanıdır, bizim İbrahim Başkan gibi yüz bin nüfuslu bir ilçenin Belediye Başkanı değil. Gerçi biz de nasip olursa önümüzdeki dönem Sandıkçı'yı Büyükşehir’e taşıyacağız. Atakum’da proje imam hatip okulunun dernek başkanı, İlkadım’da İlim Yayma ve Eğitim Vakfının başkanı, Canik’te de belediye başkanı olunca artık Büyükşehir’e gitmesi farz oldu diyebiliriz. Bir de şu İlim Yayma ve Eğitim Vakfının, Bulvar’daki okulların olduğu kısmın ön tarafını ticari alana çevirip oraya çok güzel bir benzin istasyonu veya AVM yaparsa yeme de yanında yat. Ama bu konuyla ilgili detaylı ve belgeli bazı gerçekleri haber yapınca onların anlattığı gibi masumane bir gelir kapısı mı yoksa Allah rızası için bağışlanan ve bazılarının arsalarını satıp okul yapılması için imam hatip derneğine verdiği paraların nasıl hiçe sayılmaya çalışıldığını görünce şaşıracaksınız. Şu anda konumuz bu olmadığından burayı geçiyorum.
Konumuza dönecek olursak; bazı belediye başkanları geçmişte basına ödenen yüksek meblağlara tepki olarak kendi basın kuruluşlarını kurdular. Buna benim şahsen itirazım da yok ancak şu bir gerçek; nasıl ki insanın kendi kendisini anlatması mümkün değilse, aynı şekilde kurumların kurmuş oldukları basın kuruluşlarına toplumun inanması da mümkün değildir. Bunu belediye başkanları da anlamış olmalı. Belediyeler kendi işlerini yapacaklar, basın da kendi işini yapacak. Belediye başkanları sürekli olarak kendi sosyal paylaşım sitelerinden haber yapmaları onlara asla bir şey kazandırmayacağı gibi tam aksine toplumdan sürekli olarak tepki alırlar. Özel bir ekip kurup gelen yorumlardaki hakaret içerikli paylaşımları sildirmek zorunda kaldıklarını da biliyoruz. Bu işlerle ilgili aldıkları personellere ödedikleri paraların onda birini internet haber sitelerine haber ilan şeklinde harcasalar çok daha yararlı olur ama bunu anlamak istemediklerinden sürekli olarak kendi kalelerine gol atmaktalar. Canik Belediyesinin yaptığı çok fazla bir şey yok. Başkan ötede beride gezip yeni atanan başhekim, müdür vs gibi bürokratları ziyaret edip sosyal paylaşım hesabında paylaşmanın dışında Büyükşehir’in açtığı yolları kendileri yapmış gibi anlatıp işi götürdüğünü zannediyor. Haa pardon bir de transfer olan futbolcuları tebrik ediyor. Milli eğitimle alakadar oluyor, belediyecilikten ziyade AK Parti il başkanının ve bürokratların işleri ile meşgul olup işi götürdüğünü zannediyor. Ancak gerçekten güzel işler yapan Büyükşehir Belediyesi, yaptıklarını sadece kendi haber sitelerinde anlatınca kimse ilgilenmediği gibi tepki veriyor. Oysaki şu anda büyükşehir belediye başkanı, genel sekreteri, SASKİ genel müdürü ve büyükşehir belediyesinin araç gereç ve yardım kamyonları Sinop ve Ayancık’ta canla başla calışmaktalar ama bunu kimseye anlatamıyorlar. Biz anlatınca da bir şeyler alıp yazdığımızı zannediyorlar. Allah şahittir bugüne dek abonelik dışında bir kuruş almış isek zehir zıkkım olsun. Abonelik de para kazanmaz, zarar eder. Neden herkes kendi işini yapacak dediğimi sanırım anladınız. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.