HERKES YAPTIĞININ BEDELİNİ ÖDEMEK ZORUNDADIR
Hürriyet bedelini ödemek kaydı ile dilediğini yapmaktır. Bir şeyi yaptım ama bedelini ödemiyorum demeye kalkarsanız ananızdan doğduğunuza pişman olursunuz. Gazetecilik mesleğine başladığım günden bu güne kadar yazdığım köşe yazılarında kişileri eleştirmem nedeniyle yaklaşık iki yüz bin lira civarında tazminat ödedim. Yazdığım yazılardan asla pişman olmadığım gibi ödediğim paralara da asla yanmıyorum. Zira o yazıların muhataplarının o yazıları fazlasıyla hak eden insanlar olduklarını düşünüyorum. Ancak bazı Hakimler eleştiri sınırını aştığım kanaatine vardıklarından tazminat ödememize hükmettiler. Şayet yerel mahkemelerin verdikleri kararlara itiraz edip Yüksek Mahkemelere göndermeseydik, ödeyeceğimiz tazminat miktarı üç yüz bin lirayı geçerdi. Ama hamdolsun Yüksek Mahkemeler yerel mahkemelerin verdiği kararları bozunca bizim de işimiz kolaylaşmış oldu. Bu konuyla ilgili anlatılan bir fıkra çok hoşuma gittiği için, ikinci kez sizlerle paylaşma gereği duydum. Adamın birisi arkadaşına küfretmiş, arkadaşı da onu mahkemeye vermiş. Mahkeme devam ederken Hakim, küfreden adama demiş ki Evladım doğruyu söyle arkadaşına küfrettin mi? O da demiş ki Hakim Bey doğruyu söylemem sonucu değiştirecek mi? Hakim, Hayır evladım bende zaten bir kanaat oluştu, ancak senden de işin doğrusunu duymak istiyorum. Bunun üzerine adam şöyle demiş, Evet Hakim Bey arkadaşıma küfrettim. Hakim küfreden adama para cezası vermiş. Para cezasını gören adam, Hakime demiş ki Hakim Bey küfretmenin cezası bu mudur? Hakim, Evet evladım budur deyince, adam bu kez, Hakim bey madem ki küfretmenin cezası budur, o zaman senin de........
Bu kadar latifeden sonra gelelim olayın aslına. Manşet haberimizde gördüğünüz gibi Hedef Halk Gazetesine dün sabah, Avukatım İcraya gitti. Nedenini haberde okudunuz. Ancak olayı biraz daha detaylandırma gereği duymaktayım, zira olayın görünmeyen kısmını da burada sizinle paylaşmak istiyorum. Bundan yaklaşık iki yıl önce Hedef Halk Gazetesinde adını burada zikretme gereği dahi duymadığım bir kişi, şahsımla alâkalı her gün köşe yazısı yazdı. Sadece yazmakla kalmadı adeta iftiralar, hakaretler, olmadık ithamlarda bulundu. Bunu birileri özellikle yaptırdığı kanaatindeyim. Zira gazetenin Genel Yayın Yönetmeninin ve Sahibinin haberi olmaksızın bu tür yazıları kimse yazamaz. Bunu yapanlar veya yaptıranlar zannettiler ki yazıları yazan kişiyi gazeteden ayırdığımız zaman her şey biter, yazılan yazılar yanımızda kâr kalır. Oysa bu insanlara sorsanız onlardan daha iyi gazeteciliği bilen kimse yok bu şehirde. Bizler çakma gazetecileriz, onlar hakiki gazeteciler amma ve lakin uygulamaya gelindiğinde Kazın ayağının hiç de öyle olmadığı ortaya çıktı. Nedir olayın aslı derseniz izin verin açıklayayım.
Basın Kanununun 13. Maddesi der ki, bir gazetede köşe yazan bir kimsenin yazdığı köşe yazıları nedeniyle muhatapları tarafından mahkemeye verilip tazminata mahkum edilirse, gazete sahibi de bu tazminattan sorumludur, velev ki gazete satıldı, el değiştirdi, gazeteyi satın alan kişi bu tazminatı ödemekle yükümlüdür. Bu arkadaşlar bu Kanunu bilmediklerinden zannettiler ki köşe yazılarını yazan kişiyi gazeteden çıkarmakla bu işi çözecekler. Ne zaman ki mahkeme kağıdı ellerine ulaştı anladılar ki gazetenin sahibi de bu işten sorumlu. Gazete sahibinin sorumlu olduğunu görünce bu kez gazeteyi satıp işin içerisinden çıkacaklarını sandılar ve gazeteyi sattılar. Hatırlarsanız o günlerde gazeteyi satın alan arkadaşlara bu minvalde uyarı yazısı yazmıştım. Yazıyı ciddiye almadı , ama bize 18.500 lirayı tıpış tıpış ödedi. Parayı ödeyince soluğu bir Belediye Başkanının yanında aldı ve gazeteyi Belediye Başkanının Meclis Üyesinin dünürüne devretti.
Biz yolumuza devam ettiğimizden bıkmadan usanmadan olayın üzerine gittik. Mahkeme devam ederken gazete el değiştirdiğinden bu kez İcra Mahkemesine Müracaat ederek olayın yeni muhatabının yeni sahibi olduğunu bildirdik ve Mahkeme yasanın gereğini yerine getirdi. İcra Müdürlüğü Hedef Halk Gazetesi'ne Tazminatı ödemesi için bir hafta süre tanımasına rağmen parayı ödememe konusunda direnç gösterince dün sabah Avukatım görevlilerle birlikte Hedef Halk gazetesine icraya gitti. Biz olayın bu şekilde olmasını arzu etmezdik ama muhataplarımız ısrarla parayı ödememekte direnince, çaresiz olarak İcra marifetiyle parayı tahsil etmek zorunda kaldık. Bu arkadaşlara tavsiyem yaptıkları işle ilgili Kanunları iyi okusunlar ondan sonra gazetelerinde istediklerini yazdırsınlar. Gazetelerinde neredeyse her gün Adnan Bahadır'ın aleyhinde olmadık hakaretler çıkarken sesleri çıkmıyor idiyse bunun bir bedelinin olacağını bilmeleri gerekirdi. Burası bir Hukuk Devleti Muz Cumhuriyeti değil. Herkes dilediğini yapacak ama bedelini de ödeyecek. Bu böyle biline. Bizimle ilgili döner dağıtanlar şimdi nerelerdeler çok merak ediyorum. Biz bir şeyi yazar isek adam gibi bedelini ödemesini de biliriz. Çizdim ama oynamıyorum demek bize yakışmaz. Kalın sağlıcakla.