TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, yaptığı yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler'e (BM) tam üye olmayan devletlerin, BM Güvenlik Konseyi tarafından belirlenen kriterlere uymak kaydıyla Uluslararası Adalet Divanı'nın "yargı yetkisini kabul ettiğini ve Mahkeme'nin kararlarına iyi niyetle uymayı taahhüt ettiğini belirten bir beyan" vermek koşuluyla Divan önündeki uyuşmazlıkların tarafı olabildiklerini anımsattı. Uluslararası Adalet Divanı'nın, Filistin'in, 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kapsamındaki uyuşmazlıkların UAD'de karara bağlanmasını sağlayan 9. Maddesi kapsamında, Divan'ın yargı yetkisini kabul ettiğini bildirdiğinin altını çizen Yüksel, "Bu bildirim neticesinde Filistin, Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından İsrail aleyhinde açılan soykırım davasına müdahillik talebinde bulunmuştur. Filistin-İsrail meselesi kural temelli, uluslararası hukuka dayalı olması öngörülen mevcut uluslararası düzenin sürdürülebilirliğini dahi etkileyecek ve küresel sonuçlar doğurabilecek bir meseledir." değerlendirmesinde bulundu. İsrail'in, Gazzelilere yönelik saldırıları ve İsrailli yöneticilerin Gazzelileri topluca yok etmeye teşvik eden söylemleriyle, Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni açıkça ihlal ettiğine dikkati çeken Yüksel, "Uluslararası hukuk, hiçbir istisnaya ve istisnacılığa izin verilmeksizin, her koşulda herkese eşit bir şekilde uygulanmalı ve desteklenmelidir. Uluslararası Adalet Divanı'nın da bu prensiple hareket edeceğini umuyor; insanlık vicdanında mahkum olan İsrail'in hukuk önünde de mahkumiyetinin sağlanacağını temenni ediyoruz." görüşünü paylaştı.