HİMMETE MUHTAÇ DEDE KENDİNDEN
GAYRİSİNE NASIL HİMMET EDE
Yazı başlığındaki Atasözü yardıma muhtaç insanların başkalarına yardım etmek için ortaya çıkıp hava atmaları sonucu söylenmiş bir sözdür. Çok doğru bir söz olduğu aşikardır. Zira günümüzde yaşanan bazı olaylara şahit oldukça bu atasözünün ne kadar doğru, ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anlama imkanı buluyoruz. Önceki güne ait gazetelere göz attığımda bu Atasözü aklıma geldi . Adamın birisi ömrü hayatında her yaptığı işi batırmış, siyasette yol arkadaşlarını satmış, daha sonra kiminle arkadaşlık etmiş ise hepsine kazık atmış, sonunda şehrimizdeki itibarını bitirince Türkiye Cumhuriyeti'ne kapağı atmış olan benim tarifimle her tarafı oynayan bu adam şimdi çıkmış yurt dışındaki iş adamları ile ilgili bir sivil toplum örgütünde görev almış. Ve bu konuda yetkilileri de bilgilendirme işini de üzerine almış. Allah Allah yoksa dünya tersine mi döndü de benim haberim yok bir türlü anlayamadım.
Bu adamlar, nerede bir iflas etmiş tüccar varsa iş adamları ile ilgili kurulan derneklerde yönetici pozisyonunda. Bu adamlar bu derneklerde üyelerine nasıl iflas edilir onu mu öğretecekler çok merak ediyorum doğrusu. Allah hiç kimseyi gördüğünden geriye koymasın kaybetmek zor iştir, düşmanımın dahi işini kaybetmesini istemem, işini kaybeden kim olursa olsun ona üzülürüm, çünkü yarın kimin ne olacağını ancak Allah bilir. Benim üzerinde durmak istediğim konu meslek örgütlerinin yapılanmasında işin ehli olan iş adamlarının görev alma gereğidir. Bir sivil toplum kuruluşunda görev alan kişi mutlaka kendi iş alanında başarılı olmuş kişilerden oluşması gerekmektedir. Aksi halde onu kimse ciddiye almaz.
Şehrimizdeki mesleki sivil toplum kuruluşlarından bir kısmının yöneticisi veya başkanları işini kaybetmiş kişilerden oluşmakta. Dilerseniz bunu bir kaç örnekle açıklayalım. Genç İş Adamları Derneği'nin Karadeniz Federasyon Başkanı yirmi yıldır tanıdığım, sevdiğim bir delikanlıdır. Yıllarca yurt dışındaki babasının parasını yedi, daha sonra kendi iş yerini kurdu başarılı olamadı, ardından iş değişikliği yaptı oradan da sonuç alamadı, bu kez siyasete girdi, siyasette bir partinin gençlik kollarında görev aldı. Ardından o partili bir belediye başkanının verdiği işleri yapıp biraz para kazandı . Ancak belediye başkanı seçilemeyince bu kez farklı bir iş koluna el attı ama onu da beceremeyince başka birisinin yanında çalışmaya başladı. Şimdi bu arkadaşımız çıkıp ötede beride Genç İş Adamları adına beyanatlar veriyor. Hangi yüzle verdiğini çok merak ediyorum. Bunlar yetmezmiş gibi birde bir ülkenin fahri konsolosu olmaya kalkması çok daha enteresan bir durum.
Bir başka örneğe gelince yaklaşık otuz yıldır tanıdığım sanayide esnaflık yapan kardeşler aynı zamanda bir cemaate mensup olduklarından cemaate bağlı kuruluşlarda da görev alıyorlar. Bu arkadaşların kurduğu fabrika yurt dışındaki kriz nedeniyle sıkıntıya girince işlerini büyük ölçüde kaybettiler. İşin para ile ilgili kısmını yürüten en küçük kardeşlerini beceriksizlikle suçlayıp işten uzaklaştırdılar şimdi bu beceriksiz küçük kardeş mensubu bulunduğu cemaatin kurduğu iş adamları derneğinin yönetimine girmiş. İşin daha da enteresan tarafı adam ticareti bilmediği gibi konuşmasını, oturup kalkmasını hiç bilmiyor. Lokum diyeceği yerde başka bir şey diyen cinsten bir adam. Geçenlerde dernek yönetimi olarak ziyaretime geldiler . Baktım bu arkadaş da onlarla beraber. Çok geçmeden hemen açığı verdi. Misafirim olduklarından sesimi çıkarmadım ancak adam bağlamalık bir deli. Buna rağmen dernek yönetimine alınması düşündürücü.
Bu arada konu Fahri Konsolosluğa gelmişken bizim Fahri Konsolosumuz karınca ezmez . Şevkle ellerini ovuşturup malı götüren kardeşimiz bürodaki konsolosluk levhasını indirmiş, arabasındaki yeşil plakayı sökmüş herhalde konsolosluk işi bitmiş. Bu duruma en çok üzülenlerden birisiyim!.. Zira arkadaşımız o unvanı kullanıp iş alamayacak, iş takipçiliği yapamayacak falan filan. Sizin anlayacağınız bir hayli üzücü bir durum. Merhum İnönü işte bu yüzden bu memlekette namussuzlar kadar namusluların da cesaretli olması gerektiğini söylüyor. İşini adam gibi yapan dürüst insanlar ötede beride. İşini kaybeden, başka işler peşinde koşan insanlar, sivil örgütlenmelerde yönetici pozisyonunda ise onlar kadar bizlerde de suç olduğunu unutmayalım. Çünkü onlar oraları gidip kaparken bizler armut mu yiyorduk? Kalın sağlıcakla