Hipokrat denen Tıp Bilgini M.Ö.460 yılında İstanköy (Ege"de bir ada) adasında doğup,370 yılında Larissa da ( Selanik yakınlarında bir şehir)vefat etmiş, yani günümüzden yaklaşık 2500 yıl evvel yaşamış.
Anadolu"nun muhtelif bölgelerini özellikle Kuzey İllerini gezmiş, tıp ilmini genişletmiş, hastalara o dönemlerde bildiği kadar şifa dağıtmış.
Ettiği yeminde, Hipokrat andı olarak Tıp doktorlarına diploma andı olmuş.
Buraya kadar iyi ve güzelde!
Bakalım bazı tıp doktorları bu yemini nasıl anlamış.
Güzel ülkemizin doktorlarının çoğunluğu; İnsani değerlerine, yeminlerine ve meslek ahlaklarına bağlı kalmışlar ve halende böyledirler.
Allah, böylesi doktorlarımızın eksikliğini göstermesin, onlar başımızın tacıdırlar.
Ancak, insani değerlerini para hırsına takas etmiş, yeminlerini üç kuruşa satmış ahlaksız doktor müsveddeleri de maalesef tarih boyunca var olmuşlar ve sayıları az da olsa günümüzde de varlar.
Allah, onları ıslah eylesin ıslah olmazlarsa kahreylesin.
Bunlar ne biçim yaratıklardır ki:
- İlaçla tedavisi mümkün olan hastalarını beyin, omurilik ameliyatı yapar, medikal şirketleriyle anlaşıp prim alırlar!
- Medikal şirketleri tarafından yurt dışına gezilere götürülürler ve karşılığında elbirliğiyle devleti soyarlar!
- En kaliteli malzeme diye hastalarını ve devletini soydururlar, adi Çin malzemelerini kullandırırlar!
- Yapılmamış tetkik, tahlil hatta ameliyatı yapmış gibi gösterip parasını alırlar!
- 3 yaşındaki çocuğa gebelik testi, kadın hastalarına prostat ameliyatı yaparlar!
- İzinsiz ve kaçak organ nakli yapar, ocaklar söndürürler!
Daha sayamayacağımız kadar ahlaksızlık, sahtekârlık, rezillik diz boyu her gün gazetelerde boy gösteriyor
Hipokrat sağ olsaydı böylesi yaratıkların elinden yemini alır, patent hakkını da bunlara kullandırmazdı.
Hipokrat böylesi yaratıkların doktor olacağını bilse kahrından ölürdü
Yazıklar olsun böylesi ahlaksızlara
Bu insanlık dışı yaratıkların diploması neden ellerinden alınmaz, ilgili odaları neden böyle insanları deşifre etmez anlayabilmiş değilim.
Doktorluk kariyerine ulaşmış, toplumun en saygın kişileri olan bu meslek mensuplarının bir çuval pirinçteki 3-5 darı misali olduğuna inanıyor, o darılarında ayıklanması gerektiğini söylüyorum.
Not. Bir Hastane başhekiminin de; devamlı ihalelerini verdiği firma sahibinin sponsorluğunda yurt dışı gezileri yaptığı, sık sık beraberce lüks lokantalarda yemeklere gittiği duyumları almaktayım, ihaleyi alan firmanın teslim ettiği malzemelerin bir kısmını daha sonra gizlice geri aldığı dedikoduları söylenmekte!
Yalan ve dedikodu olmasını temenni ederim!
Eğer doğruysa, bir gün hesap soran Molla Kasım gelip, aldığı tüm malzemeleri ve hasta sayılarını saydırır da yazık olur o başhekime!
Dürüstçe mesleğini icra eden tüm doktorlarımıza saygı ve sevgilerimle