HOLO PAŞA

Adem Alan

Sultan Abdulhamid Han'ın evladı gibi sevdiği ve en gizli sırlarına vakıf olan sırdaşı ve başdanışmanı.
20 yıla yakın Sultanın en yakınında bulunmuş ve hatıratını yazmış... Evlatlarına, üzerinden yüz yıl geçince yayınlayın vasiyetinde bulunmuş.
 

Abdulhamid Han devrileceğini anlayınca bu Holo paşaya, " Beni sağ bırakırlar fakat seni öldürürler derhal yurt dışına kaç diyerek danışmanını Avrupa'ya kaçırır ve oradan Mısır'a geçer ve 1924 yılında vefat eder.
Danışman Holo Paşa, kaçarken yanında öyle büyük bir servet götürür ki yurtdışında lüks ve ihtişam içinde yaşar ve tam 110 yıldır da nesli lüks ve ihtişam içindedir...


Kaçırılan servet hâlâ bitmemiştir.
Nesli yemeye devam etmektedir... 
İşte bu "çok mübarek(!)" paşanın hatıratı yakında yayınlanacak ve okuyabilirsek, Merhum Sultan Abdulhamid Han dönemini en yakınının ağzından dinleyeceğiz...
Tarih, belgelerle konuşur fakat önemli olan o belgeleri doğru yorumlayabilmektir.
Ben de bu yoruma katkı babında bu yazıyı yazıyorum. 
Evet, şanlı bir tarihimiz vardır fakat bu şanlı tarihin içinde kaçırdığı servet 110 yıldır bitmeyen paşalarımız da vardır.
1876-1909 yılları arasında hüküm süren Sultan Abdulhamid Han'ın bu has danışmanının bu kadar serveti nasıl ve nereden temin ettiği, nasıl kaçırdığından tarihlerimiz bahsetmez, ben de bilmiyorum, sadece dikkat çekmek istiyorum o kadar. 
Kendisi de hatıratında, bu servetin kaynağından hiç bahsetmeyecektir elbette! 
Ya o dönemde bizim dedelerimiz ne yapıyordu hiç düşündünüz mü?
Holo Paşa gibi hırsızlar servet yığarken, bizim dedelerimiz;
Yemen'de, Kırım'da, Balkanlarda, Kafkaslarda, Kuzey Afrika cephelerinde 7 değil 70 düvelle aç bî ilaç savaşıyorlardı...


1909 yılında Holo Paşa, Sultanın danışmanı olduğu dönemlerde yığdığı servetiyle kaçtı.
Merhum Sultan Abdulhamid Han, güya "Şeriat isterük" diye gelen, siyonist yahudilerin ve İngilizlerin güdümündeki, bir çoğu vatansever fakat kandırılmış ahmak İttihatçılar tarafından tahttan indirildi.
Ve koskoca 600 yıllık çınar 9 yıl içinde paramparça oldu ve Payitahtı dahi işgal edildi.
Danışman Holo Paşa gibi sütü bozuk hainler zevkü sefa içinde yaşarken, dedelerimiz;
Çanakkale'de, Sarıkamış'ta yokluklar içinde acı destanlar yazdılar...
Devamında ise, Eskişehir' de, Sakarya'da ve Dumlupınar'da destanlar yazarak batan imparatorluğun külleri içinden gül gibi bir "Türkiye Cumhuriyeti" çıkardılar.
Bu gül gibi Cumhuriyetin mayasında, ne Holo Paşa ve benzerlerinin ne de maalesef üzülerek söyleyim ki, şerefli Osmanlı Hanedanının zerre katkısı yoktur. 
Bil'akis bin türlü engelleme çabaları vardır ki o da ayrı bir yazı konusudur. 
Bu gün de Holo paşalar ve benzerleri devletimizin içinde var mıdır bilemiyorum!
 İnşallah yoktur diye temenni edelim.
Tarihimizi doğru okumaz ve doğru yorumlamazsak Holo Paşa gibi hainleri bile bize kahraman diye yuttururlar...


Fakat tarihin hafızası  kuvvetli, vicdanı hakemdir.
Toprağın altı da Adili Mutlak olan Allah'ın hesap yeridir.
Bu topraklar için can vermiş bütün şehitlerimize rahmet, Holo Paşa'ya da müstehakı neyse onu dilerim.
..

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.