Bak kardeşim, biz bu dünyaya niçin geldik? Hoş bir sada bırakarak buracıktan ayrılmak için...
Hz Peygamberimiz SAV şöyle buyurur:
"Kıyamet ancak, aynı ülkenin; rejime inanmış iki etnik grubunun kavga etmesi anında kopar. Aralarında kanlar sel olmakta; oysa davaları bir!"
Kütüb-ü Sitte 5021.
"Nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a andolsun ki, İmamınızı öldürmedikçe, kılıçlarınızı birbirinize kullanmadıkça, dünyanızın yönetimine kötü düşünceleriniz seçilmedikçe kıyamet kopmaz" Tirmizi Bizler; gerçeği, doğruyu, ülkemiz için yararlı olanı, Allah'ın cc güzel dediğini bizlere duyuran önder insanları katletmedikçe kıyımat kopmayacak.
Bizler. ülkezi için canını ve sağlığını yok etmeyi göze alabilen siyasi önderlerimizi ve seçilmiş kadrolarını gözden çıkarmadıkça kıyamet kopmayacak.
"Otuz kadar ipsiz sapsız, kötü yönetici deccaller çıkmadıkça kıyamet kopmaz. Üstelik hepsi de Allah'ın elçisi olduğunu da dilden asla bırakmaz."
Ebu Davud Tirmizi
İşte işin kötüsü yanlış yolda olmasına rağmen,kendisini ille de Allah'ıh oğlu olacak kadar saf duygulu göstermeleri ve yalancı medya yardımlarıyla halkı yanıltmaya çalışmaları çok ilginçtir. Bu otuz sayısının kimler olduğu konusu ulemayı hayli yanıltmıştır. 70 olduklarını da söyleyerler vardır. Anlatılmak isten her çağda ve her yerde bu gibilerin bulunacağıdır. Özellikle Türkiye Cumhuriyeti hükümet Başkanı ve dışişleri Bakanlığının yetkililerinin uzun uğraşı sonucu elde edilen başarı ile Türkiye Türkiye BM geçici üyeliğine seçildi. Ama nasıl? Elbette büyük özveri ve dost kazanmak için her türlü maddi ve manevi fedakarlıklar sonucu...
Daha önce 1951-52 ve 1954-55 yıllarında konsey üyeliğine seçilmiş ve son olarak da 1961'de konseye üye olmuştu. aysa gurubunda ise seçimi İran'ı geride bırakan Japonya kazandı. BM Güvenlik Konseyi'de toplam 5 daimi üye, 10 geçici üye bulunuyor.
New York'tan gelen haberi yorumlayan Erdoğan, "5 yıldır uğraşıyorduk. Hayırlı uğurlu olsun" dedi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e de teşekkür etti. Partililer, kabul kararını üç kez ayağa kalkarak alkışlarla kutladı...
Denge Gazetesi
Cumhurbaşkanı Gül: "Bu netice esasen, Cumhuriyet diplomasisinin her vatandaşımızın iftihar etmesi gereken mühim bir başarısıdır. Türkiye'ye verilen destek, uluslararası toplumun devletimize gösterdiği güvenin ve milletimize karşı beslediği dostluk ve sevgi duygularının bir yansımasıdır."
"Türkiye, insanlığın ortak değerlerinin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması; açlık, yoksulluk, salgın hastalıklar, iklim değişikliği gibi ortak sorunlarının çözüme kavuşturulması için uluslararası toplumla elbirliği içinde çaba harcamaya kararlıdır. Terörizm ve şiddet, kitle imha silahlarının yayılması, ırkçılık, hoşgörüsüzlük, yabancı düşmanlığı ile her türlü etnik dini ayrımcılık ve aşırılıkla mücadele alanlarında da titizlikle gayretlerini sürdürecektir"dedi.
Dışişleri Bakanı Babacan da : "BMGK'da nasıl bir Türkiye göreceğiz?"sorusunu şöyle yanıtladı: "Türkiye BMGK'ye kendine özgün bakış açısını getirecektir.Özellikle Afrika ile alakalı çalışmalarımızı son yıllarda yoğunlaştırılmış olmamız bize önemli avantajlar kazandıracak.Çünkü
Afrika'yı daha iyi anlamaya başlayan bir ülke olarak oturacağız orada.
Afrika'da 15 tane yeni büyükelçilik açma kararı almıştık, o süreç
devam ediyor.
Bu süreç bize Türkiye'nin bu seçimler vesilesiyle şimdiye kadar çok
irtibatta olmadığı sayısız ülkeyle temasa geçmesini sağladı.Pek çok sayıda
ülkeyle diplomatik ilişkilerimizi son 5 yıl içinde kurduk. Türkiye'nin
dış politika ufku çok daha genişlemiş oldu" dedi.
Türkiye aylardır BM güvenlik Konseyinde geçici iki yeni üyeden biri
olmak için uğraşıyor. Bunun için 50 milyon dolarlık bütçe oluşturuldu.
Bütçenin 20 milyon doları BM'ye aidat borcu olduğu için oy kullanma haklarını kaybeden
yoksul ülkelere ayrıldı.
Peki Ankara üyelikte neden bu kadar ısrarlı?
Konseyi'nin karar ve yaptırımlarıysa tüm üye ülkeler için bağlayıcı...
Bunun ardında yatan sebep Ankara'nın tüm uluslararası örgütlerde daha görünür olmak istemesi. Kıbrıs, Irak ve Kafkasya gibi kritik konularda kendi tezlerini doğrudan anlatabilmesi... Türkiye gerektiğinde İran, Ortadoğu veya Rusya-Gürcistan meselelerinde net bir tavıır ortaya koymak zorunda...
Türkiye, son dönemde bölgesel arabuluculuk soyunmuştur.
Bu uluslararası başarının sırrı ne? Sıdık yarışına girmeden özverili çalışmak...