Hoşgörü!

Türk milletinin en önemli özellik ve güzelliklerinden biriydi; Hoşgörü…İslam öncesinde ve sonrasında bu özelliği hiç değişmedi Türk milletinde. Ne var ki son elli yıldır öyle bir kıyıma uğradıki  geçmiş senelere inat, durdurabilene aşk olsun. Şimdiki genç nesile baktığımızda hoşgörü kavramını eziklikten ibaret olduğu sanılıyor. Zaten gazetelere haberlere baktığımızda Anadolu mozaiğinin en önemli parçası olan hoş görünün yavaş yavaş düştüğünü görmekteyiz.

Hoşgörü bir vurdumduymazlık değildir. Hoşgörü görmezlikten gelmek hiç değildir. Hoşgörü eziklik yada başkalarının dinine saldırı da değildir. Hoşgörü kendini bilmektir. Hoşgörü haddini bilmektir. Hoşgörü haddini bilerek sürdürülen hayat biçimidir. Hoşgörü bir anlayıştır, anlayışlı olmanın adıdır, sevginin yoludur. Hataları düzeltebilmedir. Anlayışın ta kendisidir. Hoşgörü, çağın getirdiği sorunların, aç gözlülüğün, doyumsuzluluğun, sevgi yoksunluğunun, güvensizliğin çaresi olabilecek bir anlayış tarzıdır, insan olabilmenin özüdür hoşgörü. Bu güzel hissiyatın o kadar çok açıklaması var ki bir çırpıda aklıma gelen bu kadar. Dini, dili, rengi ve düşüncesi ne olura olsun, insan; sadece insan olduğu için yaratılanı Yaradan"dan ötürü sevmeli, düşüncesi farklı da olsa hoşgörü ile bakmalıdır. Bu bizim içinde geçerlidir başkaları içinde. Osmanlı imparatorluğunun asırlarca ayakta kalmasını sağlayan, devletin ilelebet payidar kalacağını ifade eden düstur haline gelen Devlet-i ebed müddet anlayışı ve hoşgörüdür. Atalarımız himayelerine aldıkları topraklarda ne bir yıkım ne bir zorlama ne şiddet ne de dinlerine karışmayarak islamın ve hoşgörünün nasıl bir olgu olduğunu avrupaya ve tüm dünyaya göstermiştir. Ama şimdi görüyoruz ki kendilerini medeniyetin beşiği olarak gören avrupada camilerimiz minaresine bile izin vermiyecek kadar hoşgörüsüz ve insanlıklarını yitirdiklerini görmekteyiz.

 

Hakkında karmaşaya düşüren gerçekten hep gerekli mi yoksa hayatın basit bir tuzağı mı diye karar verilemeyen, aslında uygulaması çok kolay olduğu halde kibir ve acımasızlıkla gölgelendiği için samimiyetini zaman zaman yitirip sevimsizleşen affetmeyle karıştırılan insan özelliklerinden biri olan hoşgörünün büyük üstatları derki;

 

Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi
ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

"Size Yapılmasını İstemediğiniz Şeyi Başkasına Yapmayın"