16 Nisan Referandum ’unun ardından ülkenin yönetim biçimi fiili olarak, yönetilenin resmiyete dönüşmesine neden olmuştur, zaten fiili olarak icranın başı Reisicumhur idi ama bu durumun yasal altyapısının da olması için Referandum yapıldı. Çıkan sonucu beğenirsiniz veya beğenmezsiniz o ayrı bir konu ama artık ülkenin yönetim biçimi Partili Cumhurbaşkanlığı sistemidir, ben şahsen Partili Cumhurbaşkanlığına çok da sıcak bakmam, zira kendimi bildim bileli Partili Cumhurbaşkanlığına karşı çıkmışımdır. Ancak ülkenin tek elden yönetilmesi bakımından fevkalade güzel bir sistem, geçmişte aynı siyasi partiden gelen Atatürk ile İnönü, Menderes ile Bayar, Özal ile Mesut Yılmaz ve son olarak da Ecevit ile Sezer çekişmeleri bu söylediklerime en güzel örnekleri teşkil etmekte. Gönül isterdi ki Reisicumhur bağımsız olsun ama Başbakan da olmasın her şey tek elden yönetilsin ama olmadı, çok da önemli değil, önemli olan ülkemizin istikrarlı bir yönetime sahip olması. Diyeceksiniz ki Ak Parti on beş yıldan beri iktidar istikrarlı Hükûmet yok mu, elbette var, zaten bu sayede ülke ciddi anlamda çıta atladı ama ilk iktidar olduğunda eski Cumhurbaşkanı’nın birçok şeye muhalefeti nedeniyle sıkıntılar yaşadı, daha sonra Parti Kapatma, E-muhtıra, 17/25 Aralık operasyonları ve son olarak 15 Temmuz Darbe teşebbüsü nedeniyle çok sıkıntılı günler geçirdik. Umarım ve dilerim ki ülkemiz artık bu günleri bir daha yaşamaz da bizden sonraki nesiller rahat ederler.
15 Temmuz Darbe girişimi deyince aklıma bu konudaki toplumun beklentileri geldi, son bir aydan beri gerek telefonla arayan gerek ziyarete gelen gerekse ileti yazan insanların yüzde doksan beşi “bu FETÖ denen zıkkım ne zaman siyasetçilere sıçrayacak, artık alttaki insanlarla uğraşmak yerine siyasi uzantılarına el atmanın zamanı geldi de geçiyor.” diyorlar ve ben de buna canı gönülden katılıyorum. Hele, hele şu Kavurmacının tahliye edilmesi olayı toplumu çok ciddi anlamda strese soktu, böyle saçmalık mı olurmuş Özel Hastanenin verdiği raporlar kamuda nerede işe yarıyormuş da Adaletin tesis edildiği Mahkemelerde delil niteliği taşıyacak. Şayet bu doğru ise inanın içeride yatan insanların yüzde yetmişinden çoğunda o tür hastalıklar var, tamamını serbest bırakmak lazım. Toplum bir yandan bu işin siyasete uzayacağını beklerken diğer yandan Kavurmacının serbest bırakılma olayı insanların beklentilerini sukutu hayale uğratmıştır, inşallah bu hatalar düzeltilir aksi halde 2019 seçimlerinde olacakları değil yazmak, düşünmek bile istemiyorum.
Anladığım kadarı ile bu konudaki takvim şöyle yürüyecek, Referandumun ardından Ak Parti Büyük Kongresi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Parti Genel Başkanlığına getirilmesi ardından Partinin en üstünden başlamak kaydı ile en alt kademesine kadar FETÖ yapılanmasına karşı bir temizlik olacağı kanaatindeyim. Ardından Hükûmet değişikliği yaşanacak, ardından da Siyaset ve Belediyelerdeki temizlik yapılacak. Bu değişiklik yapılırken ölçü ne olacak derseniz kanaati acizanem o ki öncelik Referandum ’da yüksek oyu alan bölgelere verilip oralardaki Bakanlık sayısı artırılacak, ardından yüzde on civarında oyların artış gösterdiği Güneydoğu’yla ilgili özel bir plan uygulanabilir. Düşük oy alan veya “Hayır” oyunun çok yüksek olduğu bölgelerle ilgili de farklı bir çalışma yapılabilir ama Bakanlar Kurulu’ndan on Bakanın değişeceği yönünde bir kanaat var.
Siyasi kulislerde yeni kabinede yer alacak isimler arasında Akif Çağatay Kılıç’a çok şans verilmiyor, bunun nedeni nedir derseniz aldığım bilgilere göre Reisicumhur bazı Bakanları Bakanlıklarındaki FETÖCÜ’leri temizlemedikleri için fena haşlamış, Çağatay Bey’de bunlardan birisiymiş. Karadeniz Bölgesinde “Evet” oylarının yüksek çıkmasında siyasetçilerin en ufak bir katkısı yok, tamamen hemşehricilik duygularının öne çıkması sonucu alınan bir sonuç olduğunu siyasetçiler kadar Reis’te biliyor. O nedenle de Samsun’a Bakanlık verip vermeme noktasında bu kriteri dikkate almayabilir. Çağatay Bey Bakan olmaz ise yerine kim gelir derseniz Vekiller içerisinden adı geçen Çiğdem Hanım ancak, Çiğdem Hanım Genel Başkan Yardımcılığı yaptığı dönemde Samsun’a hiçbir şey veremedi ne bir yatırım ne de Halka inme işinde başarılı olamadı. O nedenle çok şanslı olduğunu da düşünmüyorum ama Reis bu belli olmaz yapar mı yapar. Diğer Vekillerimizden Bafralı olan arkadaşın ismini ben hatırlamıyorum, Kavaklı olan arkadaşın Soyadının Kurt olduğunu biliyorum o kadar. Demircan eski arkadaşım olduğundan biliyorum ama bana göre siyasi misyonunu tamamlamış bir arkadaş. Kayınçoma gelince ondan güzel teşkilatçı veya Meclis İdare Amiri olur, halkla ve teşkilatlarla ilişkileri gayet güzel. Önümüzdeki günler çok şeylere gebe bekleyip görelim. Hoşçakalınız.