HÜSEYİN DEĞERLİ DENİZ BAYKAL"I KARŞILAMALIYDI
Deniz Baykal geçtiğimiz hafta sonu Samsun"a geldi, kendisini birçok seveni karşıladı, hatta bu konudaki haberler izdiham olduğu yönünde idi. Deniz Baykal hem örgüte, hem de Atakum Belediyesi"ne uğradıktan sonra yoluna devam etti. Buraya kadar olanlar normal ancak CHP il Başkanı Hüseyin Değerli"nin daha sonra yaptığı açıklamalar bana biraz garip geldi. Sayın Değerli Baykal"ı karşılamak için partiye gitmesinin doğru olmayacağını, zira kendisinin Kemal Kılıçdaroğlu"nun temsilcisi olarak bunu yapmasının doğru olmayacağını söylemiş.
Her siyasi partide iç çekişmeler vardır ve olmalıdır da, iç çekişme olmayan partilerde demokrasi olmaz, demokrasinin en güzel yönlerinden birisi de farklı görüşteki insanların aynı çatı altında toplanabilmesidir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte tek partili hayata geçişte dahi CHP de iç çekişmeler olmuş, ardından bu çekişmeler başka siyasi partilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Nasıl ki CHP den DP çıktı, AP"den Demokratik Parti, MSP, MHP çıktı, daha sonra MSP çizgisindeki partilerden AK Parti, SP ve son olarak da Has Parti çıktı. Bu demokrasinin gereği olan bir şeydir. Siyasi partiler içerisinde yaşanan iktidar savaşları zamanla ya yatışıp normal seyrine döner veya yeni partilerin doğmasına neden olur. Bu anlattıklarım siyasetin doğasında var olan şeylerdir.
Gelelim Hüseyin Değerli"nin Deniz Baykal"ı karşılamama meselesine Sayın Değerli"nin bu konuda yapmış olduğu açıklamanın tatmin edici bir açıklama olduğunu düşünmüyorum, nedenine gelince Sayın Baykal uzun yıllar CHP de görev yapmış, hayatının büyük bir bölümünü o partide geçirmiş, son olarak da aralıklı olarak yirmi yıla yakın bir süre Genel Başkanlık koltuğuna oturmuş bir insandır. Kendisini sevsek de, sevmesek de, partisine oy versek de vermesek de, parti içerisinde ister yanındaki cenahta olalım, ister karşısındaki cenahta olalım herkesin kendisine saygı duyması gerektiği kanaatindeyim, zira ülkemizde en zor olan işlerden birisi de adam yetiştirmektir. Deniz Baykal yıllardır siyasetin içerisinde olan bir insan olarak gittiği her yerde saygı görür, velev ki başka partilileri ziyaret etsin, onlardan da gereken saygıyı göreceği kanaatindeyim. Ben ömrümde CHP ye hiç oy vermemiş bir insanım ama beni ziyarete gelse asla saygıda kusur etmem.
Hüseyin Değerli iki dönem CHP den Çarşamba Belediye başkanı olarak seçilmiş ve bu görevi de başarılı bir biçimde yapmıştır, en azından halkla ilişkiler noktasında toplumun büyük bir bölümünü memnun ettiğini çok iyi bildiğimden bu kanaat bende hasıl olmuştur. Peki bu görevleri ifa ederken partisinin Genel Başkanı kim idi derseniz Deniz Baykal cevabını rahatlıkla alabilirsiniz. Belki ara geçiş dönemlerinde Altan Öymenler, Hikmet Çetinler olmuş olabilir ama büyük bölümünde Deniz Baykal"ın olduğu muhakkaktır. O halde eski Genel Başkanını gelip kapıda karşılamış olsaydı, gerek partililerin nezdinde, gerek kamuoyu nezdinde, gerekse Kemal Kılıçdaroğlu nezdinde yadırganacağını tahmin etmiyorum, tam aksine takdir edileceği kanaatindeyim.
Peki Hüseyin Değerli Deniz Baykal"ı kapıda karşılamam doğru olmazdı derken gerçekten öyle mi düşünmüştür, yoksa daha önce içerisinde var olması muhtemel olan bir sıkıntının tezahürü olarak mı böyle davranmıştır diye kendi kendimize fikir jimnastiği yapacak olursak, bana göre Hüseyin Değerli Milletvekili aday adayı olmuş, ancak Baykal tarafından listenin ön sıralarına konulmamıştı, bu olayın Hüseyin Değerli"yi üzmemesi mümkün değil, değil Hüseyin Değerli"yi herkesi üzer. Hüseyin Değerli bu nedenden ötürü de Deniz Baykal"ı karşılamamış olabilir. Zira bizim kültürümüzde evimize gelen misafirin düşmanımız dahi olsa ona hürmet edilmesi gereği vardır. Hüseyin Değerli kültürlü, bilgili, donanımlı ve tecrübeli bir insandır örgütüne gelen kim olursa olsun ona ev sahipliği yapması gerektiğini hepimizden iyi bilir ve uygulayacak kişilikte bir insandır. İşte bu nedenledir ki yaptığı açıklama beni tatmin etmediğinden bu yazıyı kaleme aldım. Şayet sizi tatmin ettiyse saygı duyarım.
Gelelim bundan sonraki süreçte CHP yi bekleyen gelişmelere aslında bu konuda yakın geçmişte yazmıştım, ancak kısa bir özetleme yapıp, yazıma son vermek istiyorum. CHP nin önünde üç seçenek var, birincisi mevcut yapıyla seçime gitmek bu biraz zor gözüküyor, ikincisi kurultay yapmak, kurultay yapılması halinde CHP iki olasılıkla karşı karşıya gelecek, ya Baykal ile Kılıçdaroğlu birleşip yeni parti meclisini belirleyecekler veya Baykal ile Önder Sav anlaşıp parti meclisini belirleyecekler. Burada hangi olasılık ağır basıyor derseniz onu önümüzdeki günler gösterecek. Zamanı geldikçe onu da yazacağız. Bu günlük bu kadar yeteceği kanaatindeyim. Kalın sağlıcakla