Hz. Ömer 585 yılında Mekke'de dünyaya gelmiştir. Mekke'nin Hicaz kentinde dünyaya gelen Hz. Ömer İslam'ın halifelerinden bir tanesidir. Hz. Ömer aynı zamanda Hz. peygamberin en iyi dostlarından bir tanesidir. Peygamber efendimizin kızı olan Ümmü gülsüm ile evlenmiştir. Hz. Ömer Hz. Ebu Bekir'den sonra İslam'ın ikinci halifesi olmuştur.
Çocukluğunda, babasına ait sürülere çobanlık yapmış, sonra da ticaretle meşgul olmuştur. Suriye taraflarına giden ticaret kervanlarına iştirak ettiği bildirilir.[3] Cahiliye döneminde, şehrin eşrafı arasında yer alır, Mekke şehir devletinin Sifâre (elçilik) vazîfesini deruhte ederdi. Bir savaş hâli zuhûr ettiğinde Ömer (r.a.) elçi olarak gönderilir, sonra da verdiği bilgilere ve ileri sürdüğü görüşlere göre hareket edilirdi. Kabileler arasında çıkan ihtilafların çözümünde büyük tesiri olur, verdiği kararlara hürmet gösterilirdi.[4] Îmanla şereflenmeden evvel Müslümanlara pekçok eziyette bulundu. Nüfûzuyla, güç ve kuvvetiyle meşhur olduğundan, onun îman etmesi Müslümanlara büyük bir kuvvet kazandırdı.
İslâm ile şereflendiği gün bütün Müslümanlar Kâ’be’ye giderek ilk defâ açıktan namaz kıldılar. Ömer (r.a.) Müslüman olduktan sonra devamlı Allah Resûlü’nün yanında bulundu, O’ndan hiç ayrılmadı ve İslâm için elinden gelen her şeyi yaptı. Kâfirlerle mücâdele etti, pek çok meşakkat ve eziyetlere mâruz kaldı. Medine’ye hicret edince, şehir merkezine 3 km. uzaklıkta bulunan Kuba’ya yerleşti. Hz. Ebûbekir’den sonra Allah Resûlü’nün en büyük yardımcısı oldu. Efendimiz’in katıldığı bütün savaşlarda bulundu. Resûlullah Efendimiz mühim kararlar alacağı zaman Ömer (r.a.) ile de istişâre ederdi. Kızı Hafsa vâlidemizi Resûlullah ile evlendirerek Peygamber Efendimiz’in kayınpederi olma şerefine erdi. Efendimiz’i o kadar derin bir muhabbetle severdi ki, O’nun vefat ettiğini duyunca büyük bir şoka girdi, kılıcını çekerek, “Peygamber Efendimiz öldü” diyenlerin kafasını koparacağını söyledi. Peygamber Efendimiz’in vefatı üzerine zuhûr eden karışıklığı, Hz. Ebûbekir’in kısa zamanda halife seçilmesini sağlayarak büyük bir dirayetle önledi. Hilâfeti müddetince Hz. Ebûbekir’in en büyük yardımcısı oldu.
Hz. Ömer'in Hayatı
Hz. Ömer Suudi Arabistan'ın Mekke şehrinde dünyaya geldi. Babasının adı Hattab annesinin adı ise Hanteme'dir. Doğduğunda Beni Mahzum adlı kabileye aitti. Orta sınıflı bir aileden gelen Hz. Ömer'in babası tüccar işi ile uğraşıyordu. Çok zeki bir babaya sahip olan Hz. Ömer, babasından çok şeyler öğrendi. Babası Müslüman değil birçok tanrıcıydı. Hz. Ömer doğduktan sonra yetişkinlik çağına kadar çobanlık yapmaya başladı. Deve çobanlığı yaparak geçimini sürdürmüştür. Henüz çok küçük yaşta iken okuma yazma öğrenmiştir. Arap edebiyatına ilgi duymuş ve şiirle de ilgilenmiştir. Dövüş sporlarına da meraklıydı ve çok iyi bir güreşçiydi.
Hz. Ömer'in Halifelik Dönemi ve Sözleri
Hz. Ebu Bekir vefat edince İslam'a yeni bir halife gerekiyordu. Bu kişi ise Hz. Ömer oldu. Bizanslılar ile birlikte yapılan savaşlarla ünlendi. 634 yılından 644 yılına kadar halifelik dönemi geçirdi. Hz. Ömer'in sözleri şu şekildedir;
- Adalet mülkün temelidir.
- Dünyayı az meylet hür yaşa.
644 yılının kasım ayında Fars bir köle olan Ebu Lule hançerle birlikte Hz. Ömer'e saldırdı. Ağır yaralanan Hz. Ömer 3 gün sonra vefat etti.
Ömer (r.a.), devlet idâresinde mühim yenilikler yaptı, pek çok ilk’e imzâ attı. İdârî, adlî, mâlî ve askerî teşkilâtlar kurdu. Onun devrinde yeni fetihlerle İslâm devletinin hudutları genişlemiş, zaferlerden elde edilen ganimetlerle devlet hazinesi dolup taşmıştı. Bunun üzerine Ömer (r.a.), İslâm’a hizmetlerini göz önünde bulundurarak Müslümanlara maaş bağlamaya karar verdi. Hz. Ömer’in Müslümanlara bağladığı bu maaş, senelik tahsisat şeklindeydi. İlk olarak askerlerin kayıtlarını tutturduğu, fey ve ganimet gelirlerinin dağıtımını kaydettirdiği “Divan” teşkilatını kurdu. Divan defterinin başına da derece derece Efendimiz’in akrabalarını ve şanlı Bedir Ashâbı’nın isimlerini yazdı.