I. TEHDİT

Fikret Kurt

                                I. TEHDİT

     Geçen hafta “Türkiye makas mı değiştiriyor?” sorusuna Prof. Nur Vergin"in verdiği cevap büyük tartışmalar doğurdu. Nur Vergin “Benim tasavvurumdaki ülke bu değil… Ama gidişat maalesef böyle” dedi. Ama adeta bir çeşit aforoz yaşadı. Mahalle baskısının şiddetlisini bu ülkede uygulayan dinazorlar bir defa daha açığa düştüler. Nur Vergin şöyle diyor:"Ne para pul, mevki düşkünlüğüm, ne AKP yala- kalığım, ne CIA ajanlığım, ne de cahilliğim kaldı. Hedefteki kadın oluverdim.”
     Kim bunlar? Yetkileri nereden geliyor?
     Prof. Nur Vergin ile geçen hafta mülakatı yapan gazeteci Mine Şenocaklı (VATAN) bu hafta sosyal bilimci Beykent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Ünsal Oskay"a benzer sorular soruyor ve benzer cevaplar alıyor. Mahalle baskısı mı sorusuna ise, “Hayır bu klan baskısı! İttihat ve Terakki zamanında başlayıp çok yakın zamana kadar toplum üzerindeki ekonomik ve siyasal hakimiyetini rakipsiz olarak sürdüren geleneksel elit, artık hakimiyetini kaybediyor.” cevabını alıyor.
     Bu klan"ın varlığını ben şahsen, 1986 yılından itibaren öğrenmekteyim, gözlem- lemekteyim, tespit etmekteyim ve mücadele etmekteyim. Yasin Hatipoğlu, Hasan Hüseyin Ceylan, Zahit Akman, Abdurrahman Dilipak, Cevat Ayhan gibi üze- rimizde emekleri olanları yad etmeden geçemeyeceğim. Politikada,diplomaside, medyada, üniversitelerde ve bilhassa bürokraside odaklanmış bu klan yapılanması milletimizin I. öncelikli tehdididir.
     Bakın bir partiden Milletvekili  adayı olan (şimdi Milletvekili) emekli bir diplo- mat 22 Temmuz öncesi özetle “AK Parti"nin, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ısrarından vazgeçmesi gerektiğini”, çünkü bunun “Cumhuriye- tin kurucu ilkelerini savunanlar tarafından kabul edilemeyeceğini” söylüyor. “Yoksa kaybeder. Kaybetmenin seçim ve darbe dışı yolları da var. Batı"nın itiraz edemeyeceği yol    lar…” Nedir bu yollar? Mesela “Kapatma davası.” Seçimden önce de, bugün de Ankara"da sohbetlerde bunu duyabiliyorsunuz.
     Klan diyor ki ”Sen ekonomiyi iyi götürüyorsun, hükümette çalışkansın… Haberleşmeyle, trenle, duble yollarla, sağlıkla ilgilen. Bununla yetin. Ancak daha ötesine karışma. Yani sistemin temel direklerine; Cumhurbaşkanlığı"na, Anaya-          sa"ya, kıyafet serbestliğine falan dokunma. Aksi halde her şeyi elinden alırız.”
     Bunlar hasta ruhlu insanlar. Seculer fundamentalizm tarikatının müridi para- noyak kişiler aynı zamanda. Madımak Oteli"ni yakarlar ve küllerinden de sigara tutuştururlar.
     Peki kapatabilirler mi? Kapatabilirler! Ama en fazla bir seçim dönemi atlatabi- lirler. Sonra kovdukları halkın temsilcileri, daha şuurlu olarak, tekrar geri gele- ceklerdir.
     Eski YÖK başkanı Mr. Teziç “Sadece iktidarı değil, devlet iktidarını da ele geçirmek istiyorlar.”  dedi geçen aylarda. Niye derseniz? Bizde iktidar iki adettir de; iki farklı tüzel varlıktır da ondan!... Bir bildiğimiz hükümet, iki (bilemediğimiz) devlet.
     Korkuyorlar! Neden mi? “Ya halk iktidara gelirse.” Yani Anadolu"nun çocukları ikinci iktidarda da olurlarsa!...
     Sıfatları halkçı, cumhuriyetçi, ulusalcı, demokrat vs.. Ama bu absürt sistemi; halka, cumhura, ulusa RAĞMEN kontrol etmeye, toplum mühendisliğini aksatma-
dan uygulamaya devam etmek istiyorlar.
     Pekiii kim durdurur bunları? Ankara"da, İstanbul"da, Urfa"da, Samsun"da; Terme"de kim durdurur? Sağıma ve soluma bakmadan söylüyorum: BİZ DURDU-
RURUZ. Bunları, derin Türkiye"nin beraber yaşamaya olan inancı, arzusu, direnci ve gayreti durduracak…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.