Ülke yöneticiliği için şehir şehir dolaşan liderlerimizin mitinglerde sarf ettikleri sözler ve gösterdikleri tutumlar, hedefinden sapmış bir ok gibi ahlaksızlığa ilerlerken, Eskişehir'de açılan sanat sergisindeki görüntüler hoş görülüyor. Hoşgörünün sebebi sanat kaynaklı olmasından değil üst mevkilerimizin tutumlarından kaynaklanıyor. Sanat adı altında ifade ediş şeklini yansıttığı söylemleri uzaktan kulağa normal gelen bir duyum. Ancak, sunulan görüntülere sessiz kalmak mümkün değil. Bir grup insanın tepkilerini gösterme amacı taşıyan faaliyetler toplumun değer ve inançlarına hakaret etiketine, ifade özgürlüğü demek hangi aklın kapısından çıkıyor? Toplum olarak savunma şeklimiz hemen her konuda ezberlenmiş sözler üzerinden yapılır. Ancak yılların birikimi ile bakış açısını mantığa yaklaştırmak gerekiyor. Sergide sunumu yapılan görüntüleri belli bir kalıp içinden çıkararak bakınca ifade özgürlüğü kelimesi havada kalıyor. Nasıl ki her şey talepleri oranında değer kazanırsa, fikirler, inançlar ve ahlaki değerler de öyledir. Bir ülkede belli bir inanç sistemine talep diğerlerinden fazla ise, o ülke için o inanç sistemi daha değerlidir. Norm ve değerler birbiri ile doğrudan ilişki içinde olduğuna göre nihai amaçlar uğruna özgürlük kelimesine sığınmak aklın dar alanını gösterir. Ancak ülkemizdeki faaliyetlere bakarsak İlginçtir ki halkın %99'u kendi hür iradesi ile talep ettiği İslam dinine yönelik yapılan hizmet, norm, tutum ve itinada %1'lik kesim önem kazanıyor. Çoğunluğa yapılan hakaret görmezden gelinerek sanat ve ifade özgürlüğü hakkı aranıyor. Kişisel tercihlerin anlamını idrak edemeyip, kişinin savunduğu ilkeler ile dalga geçmeye yeltenen cesareti takdire şayan, cahillikleri ise ayan beyan belli olan kişiler sizi sükûnete davet ediyorum.