İnsanoğlu öyle enteresan bir yaratıktır ki anlaşılması çok zordur. Bir insanı sevmez ise ağzıyla kuş tutsa nafile, havada uçsa şeytandandır derler. Büyükşehir’de görev yaptığım dönemde partili, partisiz ayırmadan herkesin işini görmeye çalıştım ama her gün ne zaman görevden alınacağım konuşuldu. Oysaki kimseye bir şey yapmadığım gibi herkesin de işini görmeye çalıştım. Aleyhimde konuşan insanların da tamamının işlerini görmeme rağmen aleyhimde konuşmaktan da geriye kalmadılar. Ben oradan ayrıldıktan sonra bu insanların hiçbirinin işleri olmadı ama kimsenin de aleyhinde olmadılar, olamadılar. Bunu söyleme nedenim; adayları değerlendirirken Tahsin Canikli ile ilgili yazdıklarıma Canikli soyadlı birisi enteresan bir yorum yapmış. Ne yazmış biliyor musunuz, diyor ki; ‘‘Tahsin Canikli bu parti kurulduğu günden beri para yardımında bulunmuş senin gibi çalmamış, sen mahkemede aklandın ama biz Mahkemenin aklamasına da inanmıyoruz’’ minvalinde yorum yazmış. Ne kadar enteresan değil mi? Biz şu meşhur A takımından ne çektik. Hiç alakası olmayan suçlar isnat edildi bize ve sonunda beraat ettik. Ama adam diyor ki ‘hayır kardeşim sen mahkemede aklansan dahi biz buna inanmayız.’ Demekki bu adam bizi havada uçarken görse şeytandandır diyecek.
Bunu diyen arkadaşlar Atakum’da yaptıkları binayı Kredi ve Yurtlar kurumuna kaça satacaklardı da bizim müdahalemiz sonunda kaça satmışlar? Aynı şekilde on beş yıldan beri OMÜ’nün yemekhanelerini kimler üzerinden işletmişler. Yine Canik’te yaptıkları yüksek katlı binaları nasıl imar yapmışlar da yüksek kata izin almışlar? Onları açıklasınlar da biz de bilelim. Büyükşehir Belediyesi Meclisinden geçen evrakların tamamı alt belediyede çözülemeyen evraklardır. Canik’te yapılan o yüksek binaların tamamı Büyükşehir’den geçmiştir. Şimdi bu arkadaşlar dürüst, biz ise hırsız olduk… Nasıl ama yemede yanında yat öyle değil mi? Daha önceki yazımda da dediğim gibi bu şehirde iki ilçede yapısal bir değişikliğe ihtiyaç var. Birisi Canik, bir diğeri ise Lâdik ilçesidir. Canik’te olup bitenlerin bir kısmını yazdım. Lâdik’te olup bitenleri de belirtmekte yarar var.
Lâdik Samsun’un en eski yerleşim yerlerinden birisi olmanın dışında ipek yolunun geçtiği çok yoğun nüfusun yaşadığı ilçelerinden birisiydi. Bundan çok değil elli altmış sene önceki nüfusu köyleriyle beraber 40 binlerde iken bugün köyleriyle beraber 17 binlerde. Selim Özbalcı ilk seçildiğinde ‘hayırlı olsun’a gittiğimde bana söylediği şey de buydu. ‘Şehir elli senedir göç veriyor, bunun önüne geçmek lazım’ dediğinde ona demiştim ki; ‘‘bunu bir sonraki seçimde Lâdik’in nüfusunun kaç olduğunu gördüğümüzde konuşmak lazım’’. Bugün Lâdik’in nüfusu 2014 yılından geride ve geçtiğimiz beş yıllık süreçte sürekli olarak göç verdi. Bunun en önemli nedeni Lâdik’te yaşayan herkesin bilip seslendirmeye korktuğu bir konu. Lâdik’teki sultanlık veya saltanatlığın ortadan kalkmaması halinde Lâdik’in bir gram ileriye gidemeyeceği ortada. Nedir bu konu derseniz, benim gibi Lâdikli olmayıp da sonradan Lâdik’e yerleşen bazı aileler var. Bu aileler şu veya bu şekilde zengin olmuşlar ve bu zenginlikleri sayesinde de Lâdik’i kontrolleri altına almışlar. Lâdik’teki siyasetçisinden bürokratına herkes bu ailelerden nefret etmesine rağmen korkusundan sesini çıkaramamış, onlara eyvallah demiş ve onlarda Lâdik ilçesine Allah kulunun yatırım yapmasına izin vermemişler. Biz orada tavuk çiftliği yaptık, neler çektik bilseniz aklınız şaşar. Bizim dışımızda kim olsa bırakıp giderdi.
Bu insanlar Lâdik’i tamamen kontrolleri altına aldıkları gibi maalesef Selim Özbalcı’yı da istedikleri gibi yönettiler. MHP’li meclis üyeleri dahi bunların kontrolünde. Eski Başkan Karahan bu işlerden bıkıp ilçeyi terk etti. Bir daha aday olmamak üzere de yemin etti. Lâdik’te kiminle konuştuysam hepsi aynı düşüncede. Bırakın milleti benim kümeslerdeki çöpleri dahi aldırmayacak kadar talimat verilen bir Belediye ile karşı karşıya geldik. Önceki gece MHP’li meclis üyesinin facebook paylaşımlarını görünce şaşırdım kaldım. Arkadaşımız diyor ki; ‘dik duruşuyla bilinen, kimsenin emrine girmediği için aday gösterilmeyen başkanımız gönlümüzün en iyi yerlerindesin’ minvalinde paylaşım yapmış. Altına da MHP’liler acayip destek vermişler. Benim şahsen Selim Özbalcı’yla en ufak şahsi bir meselem yok. Başkanlığı bıraktıktan sonra onunla bol bol oturup sohbetler yapacağız ama Lâdik ilçesinin geldiği nokta içler acısı. Burada birkaç ailenin saltanatını yıkmadan Lâdik’in önünü açmak mümkün değil. Canik ve Lâdik yeni Belediye Başkanlarıyla bu değişimi yapabilir ise emin olun bu ilçelerin elli yıllık sorunları ortadan kalkmış olur. Umarım önümüzdeki süreçte bu değişimler yaşanır da bu ilçelerin makûs talihleri ortadan kalkar. Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.
Not: Yazıyı yazarken gelen bilgiye göre Selim Özbalcı İYİ partiyle aday olmak için görüşmüş. Yine malum şahısların isteğiyle gerçekleşmiş bu gelişme. Ancak İYİ partinin cevabı henüz netleşmedi.