Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili daha önce yazdıklarımı hatırlayacak olursak zor bir seçim olacağını yazılarımı okuyanlar bilir. Muharrem İnce ile Fatih Erbakan aday olmasalardı, seçim ilk turda bitebilirdi ama Muharrem ince ve Fatih Erbakan aday olduğu bir seçimde ilk turda sonuç alınması imkansız. Muharrem İnce’nin sahada bir karşılığı olduğu belli, kanaatimce yüzde altı ile sekiz arasında bir oy alabilir, çünkü yeni oy verecek gençlerin yüzde otuzu Muharrem İnce diyor. Fatih Erbakan’ın öyle çok yüksek bir oy oranı yok, yüzde bir buçuk, ikilerde bir oy oranına sahip ama Cumhurbaşkanlığı seçiminde zaten bir buçuk iki oy farkıyla seçim biteceğinden seçime etki edeceği bir gerçek. Fatih Erbakan Cumhur ittifakına girmemekle çok büyük hata yaptı, şayet girmiş olsaydı hem kendisiyle birlikte birkaç vekil meclise sokardı hem de istikbalde Ak parti tabanından ciddi oranda oy transfer etme fırsatı yakalamış olurdu. Aldığım bilgilere göre yirmi civarında Milletvekili talebi olmuş, birde ablası Elif Erbakan’ın etkili olduğu yönünde duyumlarım oldu. Bazıları 6284 sayılı Kadınlara şiddetle ilgili yasayla ilgili Ak parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’in “6284 saylı yasa kırmızı çizgimizdir” ifadesinin ittifaka engel olduğunu söylese de ben şahsen buna ihtimal vermiyorum. Neden vermiyorsun derseniz bu konu arka planda rahatlıkla görüşülerek çözülebilecek bir konuydu, seçim sonrasına bakarız deyip çözülebilirdi.
Ak parti tabanında Özlem Zengin, Fatma Betül Sayan, Merve Kavakçı, Derya Yanık ve birkaç bayanın ailesinin Ak partinin her kademesinde ve çeşitli görevlerde bulunmalarına ciddi anlamda bir tepki var. Mesele 6284 olsa bazı maddelerinde tadilat yapılıp düzletilir, kadına şiddet konusunda 6284 sayılı kanunun az bile olduğunu düşünenlerdenim. Ancak bayanların üzerine değmeye dahi korkar hale geldiğimiz hatta kız çocuklarını sevmek bir yana yanlarına dahi yanaşamaz hale geldiğimiz yasaların da bir an önce düzeltilmesi gerektiği bir gerçek. Olayın bu boyutu bir yana da Fatih Erbakan’ın yaptığı kendi adına yanlış bir tercih olduğu kanaatimdeyim. Muharrem İnce konusuna gelince bana göre oda CHP’ye vefasızlık yaptı, her ne kadar 2018 yılındaki seçimde partisi kendisini istediği gibi desteklemiş olmasa da Milletvekili yapan, Cumhurbaşkanı adayı yapan CHP olduğu bir gerçek. Siyaset vefasız bir iş kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor, gerçi siyaset dışında durum farklı mı? Derseniz kesinlikle değil, ben bu güne kadar iyilik yapıp da kötülük görmediğim insan sayısını hatırlamıyorum bile. Adam sokakta kalır alırsın yanına hiç bir iş yaptırmadan para verirsin, sigortalı yaparsın ondan sonra da döner senden hak iddia eder, iyi ki ahiret var da hesaplaşacağız.
Gelelim yereldeki siyasete Ak parti İl Başkanlığı konusunda durum nedir derseniz geçtiğimiz Pazar günü yapılan temayül yoklamasının ardından ortaya çıkan isimleri bir önceki yazımda yazmıştım. İçeriden ön plana çıkan isimlerin başında Emrecan Sohum ismi gelmekte, yaşının genç olmasının dışında çok bir sıkıntı gözükmüyor. Mahmut İşbilir’le ilgili dün bir bilgi geldi kendisinin ilköğretim mezunu olduğunu söylediler, şayet doğruysa Samsun gibi bir şehirde Ak parti İl Başkanlığı yapacak kişinin İlköğretim mezunu olması zor bir ihtimal onun dışındaki tepkileri bir önceki yazımda da yazmıştım. Caner Göktepe’yle ilgili düşüncelerimi zaten biliyorsunuz. Mehmet Köse bu geçiş döneminde abilik yapar diye düşünmüştüm. Dışarıdan atama olursa Erkan Malkoç olur demiştim ama seçime çok az bir zaman kala bunu tercih etmeyebilirler.
Milletvekili aday adayları listesi elime geçti Ak partide daha önce de dediğim gibi seksen civarında müracaat var, bugün akşama kadar yüzü bulur diye düşünüyorum. Üzülerek ifade etmek isterim ki Ak parti gibi yirmi yıldan fazla bir zaman iktidarda kalmış bir partinin aday adayları çok daha donanımlı, yetişmiş, tanınan isimlerden olmasını beklerdim. İçlerinde bu saydığım kriterlere uyanlar yok değil ama hayatında Ak partinin önünden geçmemiş, bürokrasi nedir, parti nedir, teşkilat nedir bilmeyen insanlar da var. CHP ve İYİ partide de durum çok farklı değil, MHP’de bir Topsakal’dır aldı başını gidiyor, kimilerine göre çok donanımlı, konuşmasını bilen, eğitimli bir akademisyen, kimilerine göre sahada karşılığı yok, önümüzdeki günlerde tanışıp göreceğiz. Hasılı kelam şunu ifade etmek isterim ki seçim zordu ama şimdi daha da zorlaştı, Allah herkesin yardımcısı olsun diyerek sözlerime son veriyorum, kalın sağlıcakla…
İKİNCİ TURA KALIR
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.