İktidarda olma sorumluluk gerektirir

Mehmet Akyüz

      AKP"li Milletvekilleri,son aylarda fırsat buldukları her yerde,küçük bir  kulubenin açılışında bile uzun uzun konuşuyorlar.Bu konuşmalarında yaptıklarını ya da yapamadıklarını anlatma yerine ;o anda akıllarına ne gelirse, hiçbir ayıklamaya tabi tutmadan

Konuşmaya devam ediyorlar.Sanki iktidar kendileri değilmiş gibi bütün olumsuzlukları onların dışındaki kurum,kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarıyla MHP ve CHP"ye  yüklemeye çalışıyorlar.

        İktidar,ağlama yeri  değil,problemleri çözme,icraat makamıdır.Ülkenin ekonomisini de ,güvenliğini de,sağlık ve eğitimin de idare ve ikamesini iktidar yapacaktır.İktidar bu görevlerini,yürütmenin alt birimleri olan idare vasıtasıyla yerine getirir.İdare,görevlerini  yürürlükteki mevzuata göre yerine getirmemesi durumunda;aynı mevzuata göre cezai işlem uygulanır.Bu silsilenin en üst makamında siyasi yetkili olan Bakan vardır.Bakan,en üst cezayı veren  ya da taltifi yapan  yetkilidir.Hiyerarşik makamlardaki hukuka aykırı durumlar yine hiyerarşik yolla çözüme kavuşturulur.

      Yürütmenin başı Cumhurnbaşkanıdır.Onu  Başbakan-Bakanlar Kurulu takip eder.Genel Kurmay Başkanlığı,Milli Güvenlik Kurulu,Yüksek öğretim Kurulu,Diyanet İşleri Başkanlığı

Yürütmenin en üst kurumlarıdır.Genel Kurmay,Başbakanlığa bağlı bir yürütme organıdır.Genelkurmay personelinin,diğer kurumların personelinde olduğu gibi  tabi oldukları

mevzuata göre terfi,taltif veya cezalandırılırlar.

       Devlet Kurumlarındaki yanlışlarla MEDYA aracılığıyla miücadele edilmemelidir.En alt yetkiliden en üst yetkiliye kadar uzanan  silsile aracılığı ile yürürlükteki mevzuat uygulanmalıdır.Mevzuatın gereği yerine getirilmeyip siyaseten MEDYA"ya lanse edilirse;kurumlarda düzelme olmaz,aksine yıpranma olur.Devletin kurumlarının yıpratılması Devletin fonksiyonunu yerine getirmesine engel olur.Devlet tartışılır hale gelir.Bu  durumdan en büyük zararı iktidar partisi çeker.

       Günümüz iktidar Milletvekillerine bakıldığında,bu durumun şuurunda olmadıklarını görmek mümkündür.Asker ve adalet organlarının alenen ve hukuka aykırı olarak deşifre edilmesi ,bu kurumların zaafa düşmesini fırsat bilen anarşı ve terörün işine gelir.Kanun kaçaklarını şımartır.Kanun ve kurallara karşı gelmek giderek alışkanlık haline gelir.Böyle bir ülke ve toplumda huzur ve güven olmaz.

      Hafta sonunda Sayın Avni DOĞAN(K.Maraş milletvekili)”Bugüne kadar onlar bizi fişliyordu,şimdi ise biz onları fişliyoruz.”demekle;yürütme kendisine bağlı kurumları hasım ilan ediyor.Fişlemenin hiçbiri doğru değildir.Bunu böyle bilip ,böyle uygulamak lazımdır.Aksi yanlıştır.

     Suat KILIÇ(Trabzon"da);”Şıvan PEREZ,üç kürt şarkı söyledi,diye ülke mi,bölünecek?”sözüyle;dilin ve kültürün toplumdaki önem ve değerini bilmediğini ortaya koyarken başka bir bölücülük yaptığının farkında bile değil.Sayın Başbakan da bir zamanlar Diyarbakır"da”Burada kürt sorunu var.Bu bizim ayıbımızdır.”demişti.O günden bugüne “AÇILIMI” gördük.Sayın Cumhurbaşkanı"na,Sayın Başbakan"a hakaret  eden edene….Ülke bölünme noktasına gelmiştir.Bunlara karşılık;CHP Grup Başkanvekili KILIÇDAROĞLU,”Bu ülkede adalet olsaydı,O insan Adalet Bakanı olur muydu?”diyor.Buna ne demeli?

    Başbakan ve diğer yetkililerin bölücüleri şımartan açıklamaları;Güneydoğu"da mahalle,cadde ve sokaklara terörist isimlerinin verilme noktasına getirilmiştir. Gelecekte Atatürk"ün yerine Öcalan"ı,T:Erdoğan yerine Leyla ZANA"yı,Fevzi Çakmak yerine Osman ÖCALAN"ın konulmayacağına kim  garanti verebilir.

      Tek çözüm,; bu Sayın vekillerin  söylediklerinin farkında olmasıdır.Aksi halde demokrasiden ve tam bağımsız Türkiye"den bahsetmek zor olacaktır.

      Allah(cc)Vatanımızı ve Milletimizi korusun

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.