Herkes istiyor ki birileri taşın altına ellerini koysunlar, sıkıntısını çeksinler kendileri de bu işin kaymağını yesinler. Siyaset yapan insanlar en ufak bir sorumluluk üstlenmeksizin veya kimseyle kötü olmadan siyaset yapmak istemeleri insanı çileden çıkarıyor, siyaset yapmak sorumluluk gerektirir, sorumluluk almak istemeyen insanların siyasete girmeleri fevkalade yanlış bir durumdur. Dikkat ederseniz bu şehirde siyasetçilerin yapmaları gereken bir çok işi DENGE gazetesi yapıyor. Gazetecilik mesleğine başladığımız günden itibaren ortaya çıkardığımız işlerlerle ilgili hiçbir seçilmiş siyasetçinin tavır koymaması manidar değil mi? Bundan üç dört yıl önce Kredi ve Yurtlar Kurumu'nun Atakum'da satın almak üzere fiyat teklifi aldığı bina ile ilgili yaptığımız haber sonrası Devlet bir Milyon liranın üzerinde para kazandı, Eski Yimpaş bitişiğindeki arsa ile ilgili ortaya koyduğumuz tavır sonunda Devletin heba olan Milyonlarının geriye dönmesi noktasında ciddi kazanımlar oldu, İl Özel İdaresinde yapılan işlerle ilgili ortaya çıkardığımız belgeleri yayınlamamız sonrasında belli firmalara yapılan ödemeler artık yapılamaz oldu.
Biz bu kadar uğraş verirken siyasetçiler ne yaptı derseniz kocaman bir hiç cevabını alırsınız, bize gelen belgelerin bazıları Milletvekillerine gitmiş olmasına rağmen en ufak bir şey yapmamışlar, tam aksine ellerindeki belgeleri sümen altı yaparak konunun kapanması cihetine gitmişlerdir. İşin daha da enteresan yönü elimize gelen belgelerle ilgili aslı astarı olmayan masum insanları suçlamaya kalkmaları insanı çileden çıkarıyor. Bu belgeler önce bir meclis üyesi tarafından alınıp bir Milletvekiline veriliyor, Milletvekili de belgeleri bize direk ulaştırmaya korkuyor, dolaylı olarak birilerine verip işin içerisinden çıkıyor. Bunu yapan Milletvekili neden böyle bir davranışta bulunuyor derseniz kimseyle kötü kişi olmamak adına yaptığı ortada ancak bu Milletvekili bunu yaparken diğer siyasetçilerden en ufak bir ses çıkmamasına ne demeli? Üzülerek söylemek gerekirse bu şehirde muhalefet yok, nedeni de herkes bir yerlerden nemalanmış korkudan sesini çıkaramıyor. Dikkat ederseniz bir Partinin Grup Başkan Vekili bu şehrin Milletvekili bu güne kadar şehrimizdeki önemli konularla ilgili taşın altına elini koyar mahiyette bir açıklamasını duyanınız var mı? Ben duymadım duyanınız varsa Allah rızası için söylesin.
Diyelim ki iktidar Milletvekilleri sessiz kalmak zorundalar, kendi partileri iktidarda yolsuzlukları ortaya çıkarmaları halinde siyasi gelecekleri sıkıntıya girebilir ama bu konuda ben Başbakan'ın asla taviz vermeyeceğini düşünüyorum, yolsuzluğun yanında olacak bir insan değil ama seçilmişler risk almamak için sessiz kalmayı tercih ediyor iseler onların tercihi. Peki muhalefet partilerinin Milletvekilleri ne iş yapar derseniz onların bir kısmı şehirdeki çetelerin emrine girmişler onları istemediği hiçbir şeyi yapma şansları yok, hatta bazılarının seçim çalışmalarında kimlerden neler aldıklarını yayınladığımızda aklınız şaşacak. Siyaset temiz toplum için yapılmaz ise hangi parti iş başında olursa olsun, hangi Milletvekili hangi görevde olursa olsun hiçbir işe yaramaz. Adam seçim çalışmasında bir Holding patronundan para, otobüs almış ise o patronun yapacağı yanlışla ilgili sesini çıkarması söz konusu olabilir mi? Ancak merak etmeyin zamanı geldiğinde bunları belgeleri ile yayınladığımızda sizler de gerçekleri göreceksiniz.
İl Özel idaresi ile ilgili yaptığımız yayınlar ardından en ufak bir işlem yapılmadığını görünce bizzat kendim Cumhuriyet Savcılığına gidip suç duyurusunda bulunmuştum, ardından Savcılık konuyu Valilik makamına taşıdı, Valilik ise İçişleri Bakanlığından Müfettiş istedi buraya kadar olanlar tamamen bizim uğraşımızla olan şeyler, bundan sonra olması gerekenler ise Devletin yetkili kurumlarınca yapılması gereken şeyler. İçişleri Bakanlığı bundan üç, dört ay önce iki müfettiş gönderdi ancak müfettişlerin tavrı bana pek iç acıcı gelmemişti, o konuda ben üzerime düşeni yaptım ancak iki seçilmiş arkadaşın anlattığı beni bir hayli üzdü, arkadaşlar bu konunun Ankara'da ört bas edilmek istendiğini hatta bununla ilgili bazı toplantılar yapıldığını söylediler. İçişleri Bakanlığı Müfettişleri yaklaşık üç, dört ay önce gelmiş olmasına ve ben bu konunun şikayetçisi olmama rağmen konuyla ilgili bana bir sonuç gelmedi. Normal süreçte konunun tarafı olduğum için bana da bilgi verilmesi gerekir, kaldı ki yaptığımız haberlerle ilgili Valilik tarafından görevlilerle ilgili soruşturmaya gerek olmadığına dair karar verilip tarafıma da tebliğ edilince ben mahkemeye müracaat ettim, bu konu da aynı şekilde olması gerektiğini düşünüyorum ancak aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen henüz ses yok. Umarım olaya siyaset müdahale edip kapatmaya kalkmazlar, şayet öyle olur ise biz sonuna kadar bu işin takipçisi olacağımızı unutmasınlar. Sözlerime son verirken yazıyı yazarken gelen üzücü haber beni bir hayli üzdü, Erdoğan Tok'un yeğeninin eşinin intihar haberi bir hayli üzücü ailesine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Kalın sağlıcakla...