Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Veteriner Fakültesi Farmakoloji-Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Kürşad Daş, ballarda ilaç kalıntılarına rastlandığını, bunun da insanlarda akut ve kronik bozukluklara yol açtığını söyledi.Yrd. Doç. Dr. Daş, bal arılarının bal, bal mumu, arı sütü, arı zehiri, çiçek tozu, propolis gibi insan sağlığı ve beslenmesi yönünden son derece değerli ürünler ürettiklerini ifade etti.
İLAÇLAR BİLİNÇSİZCE KULLANILIYOR
Bal arılarının aynı zamanda bitkilerde tozlaşmayı sağlayarak doğada ve tarımsal üretimde hayati öneme sahip olduklarını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Daş, arı hastalıklarının Türkiye arıcılığında önemli kayıplara yol açtığını, pek çok arıcı tarafından ise ilaçların bilinçsizce kullanıldığını ifade etti.
Ballarda ilaç kalıntısının, arı hastalıklarının sağıltımı amacıyla kovanda ilaç uygulanması veya zirai mücadelede kullanılan ilaçların bitki özlerini emen işçi arılar tarafından kovana getirilmesinden kaynaklandığını bildiren Yrd. Doç. Dr. Daş, baldaki ilaç kalıntılarının insanlarda akut ve kronik çeşitli bozukluklara yol açtığını kaydetti.
BİLİNÇLİ DAVRANILMALI
Doğanın dengesinin korunması ve insan sağlığı için çiftçilerin de arıcıların da bilinçli davranması gerektiğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Daş, çiftçilerin, zirai ilaçlama yapılırken çevredeki arıcılara haber vermelerinin yasal zorunluluk olduğunu ifade etti.
BİR AY SONRA TÜKETİME SUNULMALI
Gereğinden fazla zirai ilaç kullanılmaması uyarısında bulunan Yrd. Doç. Dr. Daş, aracıların da tedavi süresince ve son ilaç uygulamasından sonra 30 gün boyunca elde edilen balı insan tüketimine sunmamaları gerektiğini kaydetti. Arıların bal üretimine başlamasına en az 32 gün kala ve bal üretimi boyunca ilaç kullanılmaması gerektiğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Daş, ilaç uygulanan kovanlardan elde edilen balların ise insan tüketimine sunulmaması gerektiğini belirtti.
EN YARARALI ÜRÜN
EN ZARARLI HALE GETİRİLİYOR
Hastalıkları belirlemeden kokteyl şeklinde farklı kimyasal madde ve antibiyotiklerin karıştırılıp arılara verilmesinin ise zararlı olduğunun altını çizen Daş, ''Değişik sınıf ve etki mekanizmalarına sahip ilaçların bir arada ve aynı zamanda kullanılması, ilaç etkinliğini değiştirmekte hastalıkları etkilememekte ya da tam tersine arılarda öldürücü sonuçlar oluşturmaktadır. Arı ürünlerinde ilaç kalıntısı sorunu, insanlar için yararlı bir ürünü riskli hale getiriyor'' dedi.
BALA KORUYUCU MADDE KATILMASI YASAK
Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliğine göre bala koruyucu amaçlı herhangi bir maddenin katılmasının yasak olduğunu vurgulayan Daş, Türkiye'de Ulusal Kalıntı İzleme Projesi ile elde edilen kalıntı değerlerinin ihracatta belirleyici olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Daş, iç tüketime sunulan ballarda da yasal yaptırımların olmasının insan sağlığı açısından son derece önemli olacağına işaret etti.
KENELERLE MÜCADELEDE ALAN İLAÇLAMASI
Yrd. Doç. Dr. Daş, arıların ürünlerinin ekonomiye sağladığı katkının 10 katı kadar katkıyı, bitkilerin tozlaşmasını sağlayarak zirai üretime verdiğini söyledi. Kenelerle mücadele için yapılan alan ilaçlamasının başta arılar olmak üzere faunaya zarar verdiğini, bunun yanı sıra yaz aylarında yapılan ilaçlamanın keneleri öldürmediğini, aksine direnç geliştirmelerine yol açtığını savunan Daş, yüksek dozda ilaca maruz kalan arıların öldüğünü, düşük dozda ilaca maruz kalan arıların ise ilaç kalıntısını kovana taşıdığını sözlerine ekledi.