İLAHİ İMTİHAN…

Sami Kesmen

        İlahi sınav; bazen şükrü gerektiren nimetlerle, bazen de sabrı gerektiren külfetlerle olur. Varlıkta şükür, yoklukta sabır gerekir. Ancak ilahi imtihanı yoklukla ve sabırla kazanmak, varlıkla ve şükürle kazanmaktan daha kolaydır. Genellikle varlıkta, varlığın sahibi unutulur ama yoklukta ve sıkıntıda Yüce Yaratan hep hatırlanır. Üstelik Peygamberler de varlıkla değil hep yokluk ve sıkıntılarla denenmişlerdir. Bu anlamda, felaketlerle karşılaşanlar sabreder ve “tedbirimizi almıştık ama irademiz dışında böyle bir durumla karşılaştık, veren de alan da Yüce Allah’tır, O’ndan geldik O’na gideceğiz” diyebiliyorlarsa kaybetmemiş aksine çok şey kazanmış olacaklardır. Çünkü bu tavırda olanları Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde müjdelemiştir. Yüce Allah bir kuluna cenneti ihsan murat ettiğinde, ona dünyada üst üste ve çekilmesi zor olan bir takım sıkıntılar verir ki; sabrını ve şükrünü zirve yaptırır, böylece cennete hak ederek girmesi sağlanmış olur. İmanı Kamil insanlar, uzun süre kendilerine her hangi bir sıkıntı gelmediğinde üzülürler, Rabbım beni unutma diye dua ederlermiş.
        Tüm insanlar; doğumlarından itibaren imtihana tabi tutulurlar. Dünya hayatının tamamı ilahi sınavla geçmektedir. Bu; Allahın sünnetinin bir gereğidir. Ahiret hayatının belirleyicisi dünya hayatımızdaki yaşam şeklimizdir. Dünya hayatı imtihanın yapıldığı mekan ve zaman, Ahiret hayatı ise, dünya hayatının şekline göre insanların ebediyen yaşayacakları ölüm sonrası hayattır. Dünyadaki ilahi imtihanın sonuçlarına göre; ahiret hayatı şekillenmektedir. Musibet ve belalara karşı asilik veya sakinlik, imtihanın sonucunu da belirlemektedir. Çok musibet ve bela; Allahın gadabı değil lütfudur. Ancak, bu durum; bazı kullar için azap, bazıları için uyarı, bazıları için ikramdır. Dünyayı nefsi arzularının mekanı, diğer insanlara zulüm ve Yaratan karşı asilikle geçirene, karşılaştığı belalar azaptır, cezadır. İnanan kullar için böylesi durumlar; uyarıdır, ikazdır, yola gelmesi için hatırlatmadır. Takva sahipleri izcin ise musibetler; şükür ve sabır vesilesi olarak ihsan ve lütuf tur.
        Allah kullarını değişik şekillerde ve çeşitli vesilelerle sınamaktadır. Bazılarını varlıkla, bazılarını yoklukla, bazılarını makam ve mevki ile, bazılarını zorlukla, bazılarını eşleriyle, bazılarını çocuklarıyla, bazılarını ölümle, bazılarını sevinç ve üzüntüyle imtihan etmektedir. Kur’an-ı Kerimde Yüce Allah ölümü ve yaşamı imtihan için yarattığını bildirmiş, insanların açlık, korku, mallardan ve mahsullerde yana eksiltme ile imtihan edileceğini buyurarak, sabredenlerin müjdelenmesini istemiştir. Hiçbir dünyevi sıkıntı Eyyup (a.s)’ın sıkıntısı kadar olamaz. Eyyup (a.s.) bir Peygamberdir ve Yüce Allah Onu en ağır bir şekilde denemiştir. Sabrettiği için de yine dünyada tekrar mükafatlandırmıştır.
        Yüce Allahın alemlere rahmet olarak gönderdiği Yüce Peygamberin karşılaştığı dünyevi ve maddi sıkıntıların yanında her sıkıntı hafif kalacaktır. İrademiz dışında karşılaştığımız bütün sıkıntılara karşı sabredelim, elimizde bulunan nimetlerin Allahın lütfü olduğunu unutmayalım. Sahip olduğumuz tüm maddi varlıkların sadece tasarruf hakkının bize ait olduğunu bilelim. Varlıkta ve yoklukta Yüce Yaratanımıza sığınalım. Kur’an ifadesiyle dünya hayatının bir imtihan yeri olduğunu, Peygamber ifadesiyle de dünya hayatının bir yolcunun gölgelendiği birkaç saatlik gölgelenme yeri gibi olduğunu her zaman hatırlayalım. Dünyanın karşılaştığı Pandemi de, ülkemizde yaşanan deprem de; insanlar için ilahi bir sınavdır. Bu sınavda her insan kendi durumuna göre imtihan edilmiştir. Sabredenler ve şükredenler, bu süreçlerden ders çıkarıp kendine gelenler; imtihanı kazananlardır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.