İletişim engelleri

Ahmet Yıldız

“satışta sibernetik” isimli kitabın yazarı Brian Adams bir günümüzün nasıl geçtiğini şu sözlerle anlatmaktadır; “%9 yazarak, %16 okuyarak, %30 konuşarak, %45 dinleyerek” yani günümüzün tamamını aslında iletişim kurarak geçiriyoruz. Sağlıklı iletişimin önünde var olan engeller iletişimin kalitesini büyük oranda azaltmakta ve de iletişim çatışmalarına neden olmaktadır.

 

Emir vermek, yönlendirmek, uyarmak, gözdağı vermek: İletişimde emir vermek, bilmişlik taslamak, doğru yol göstermek iletişimi bozan bir etkidir. Karşınızdaki kişi/ kişiler ona gözdağı verdiğinizi hissederek karşılık verme, direnme, bağırıp çağırma gibi olaylar meydana çıkabilir. Karşınızdaki kişiye güvenmediğiniz iletisini göndermiş olursunuz. “yapman gerekir…, yapacaksın…, yapacaksın yoksa…,”.

 

Ahlak dersi vermek: Bende öğrenciyken öğretmenlerim bana “yapmalısını, etmelisin” gibi kelimeleri kullandığı zaman ben “yapmamalısın, etmemelisin” şeklinde anlıyordum. İnsan ilişkilerinde de durum bu şekildedir. Karşınızdaki kişinin sizin sözlerinize farklı anlam katmasına neden olabilirsiniz. “… yapmamalıydın, şöyle yapmak gerekir…”

 

Nasihat etmek, çözüm ve öneri yolları göstermek: Bu tür iletişimle karşınızdakine “sen kendi özgür iradenle sorunlarını çözemezsin, doğru olanı ben bilirim” mesajı veriyorsunuzdur. Bu tür bir iletişimle karşınızdaki kişilerin sorunlarını kendisinin çözememesine, sizin sözlerinize bağlı kalmasını, sorumluluğu kendi üzerine değil de sizin üzerinize atmasına neden olur. Kendi kararlarını vermek isteyen kişiler ise bu sözleri üstünlük sağlamanız olarak görebilir ve size tepki oluşturabilir. “ben olsam…, neden yapmıyorsun….., sana şunu önereceğim…”

Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşüncede olmamak: Siz avukat değilsiniz kimseyi yargılamayın, eleştirmeyin, suçlamayın. Bu tür bir iletişim karşı eleştiriye, suçlamaya zemin hazırlar. Bu tür bir iletişim dostluk, arkadaşlık ilişkilerinizi zedeleyebilir. Öğretmeninizi kızdırabilir. Bu tür bir iletişimle insanlara yaklaşırsanız o kişi size duygularını, düşüncelerini açamaz, saklar ve savunmaya geçer. Bu da dostluk ilişkilerinizin az olmasına neden olur. “olgunca düşünmüyorsun…, sen zaten tembelsin…”

 

Övmek, aynı düşüncede olmak: Karşınızdaki insanı sürekli övüyorsanız, aynı düşüncede olduğunuz iletisini veriyorsanız bazı kişiler bunu eleştiri olarak algılayabilir. Yada onunla dalga geçtiğinizi, onu kandırmaya ve yönlendirmeye çalıştığınız hissine kapılabilir. “sen çok zekisin, mükemmel bir insansın.”

 

Ad takmak, alay etmek, aşırı derecede şakacı davranmak: Öğrenciler arasında kendileri açısından masum olan lakap takma, alay etme oldukça yaygındır. Bunun abartılı da olsa en iyi göstergesi “hayat bilgisi” isimli dizide öğrencilerin birbirleriyle yapmış olduğu konuşmalardır. Bu tür bir iletişim aynı tipte iletişimle cevap bulur. Zamanla kişi tarafından hakaret olarak algılanabilir. Bu da sözü söyleyene olan saygıyı dolayısıyla iletişimi bozar. “geri zekalı, ayıcık, hadi bakalım Süpermen ”

 

Soru sormak, sorgulamak: Sorulara dünyada en çok antipatisi olan millet bizizdir herhalde. Karşınızdaki kişiyi sorgulama şeklinde soru bombardımanına tutarsanız o da sizinle iletişimi kesmeye çalışır. Sorularla bir şeyler öğrenmeye çalıştığınızı zanneder ve iletişim kopar. “neden?, niçin?, sen ne yaptın?....”

 

Sözünden dönmek, oyalamak, konuyu saptırmak: İnsan bazı sorunlarını konuşmak için birinin yanına gitmişse o kişi çok ciddidir. O konuşurken konuyu saptırmak, oyalamak iletişimi bozucu etki yapar. Verilen sözden dönmek ise size duyulan güvenin zedelenmesine sebep olur. “şimdi gelemem…, şu anda kitap okuyorum sonra konuşsak, …demek öyle okul nasıl gidiyor.”

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.