İletişimin yabancılaşması

Yaşar Yeşilyurt

Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki anormal olarak görülenlerin gayet normal olarak görüldüğü, isteyenin istediği gibi davrandığı ve konuştuğu bir dünyada toplumda yaşıyor hale geldik. Dolayısıyla böyle bir toplumda sağlıklı ve anlaşılır bir iletişim kurmak imkânı neredeyse ortadan kalkmaya başlamıştır.

Kendi rahat yaşma arzularını gerçekleştirmek isteyenlerin başkalarının yaşamlarını görmezden gelmeye çalışması ya da başkalarının hayatları hakkında küçümseyici ve horlayıcı tavırlar içinde olması sadece ve sadece kendi yaşam tarzını ve bakış açısını dayatan ama bunu belki karşısındakine açıkça söylemeyen sahte bir ilişkiler ağı yürütülmekte ya da yürütülmeye çalışılmaktadır. Kendi dar dünyalarında küçük hesapların peşinde koşan niteliksiz ve derinliksiz insanların her yöne yatan yılışık ve yalama olmuş dünyalarında düzgün bir iletişim kurmak elbette mümkün olmayacaktır.
             Hele hele aynı kurum içerisinde çalışan ve birbirlerine riyakârca davranan ya da davranmaları teşvik edilen bir ortamda sizin doğru olarak gördüğünüz şeyleri başkaları kendi bakış açılarından riyakârca algıladıkları için sizin bu anlamda düzgün bir iletişim kurma kanalları da ortadan kaldırılmış oluyor. Aynı kurum içinde bırakın yardımlaşmayı ve dayanışmayı, küçük hesaplar için birbirinin kuyusunu kazan herhangi, bir işin yapılmasından çok yapılmamasından yana olan ama bunu açıkça ifade etmeyip bir dizi çalışma terimleri ile sizi ikna etmeğe, ikiyüzlü gülücükler dağıtarak aslında ne kadar çalışkan dürüst ya da disiplin sahibi biri olduğunu anlatarak doğru iletişimin bütün imkânlarını ortadan kaldırdığının farkında bile değildir.

           Böyle bir durumda söylemler, konuşmalar, davranışlar sahte bir gülümsemenin ardına saklanarak yapılmakta, yapılan bazı hatalarda kılıfına uydurularak utanma duygusunun kalmadığı yanlış olanın süslenerek gösterme becerisi doğru iletişimin imkânlarını ortadan kaldırarak tabiri caizse iletişimin yabancılaşmasını ortaya çıkarmaktadır. Hepimiz bir iletişim ortamının içindeyiz, insanlarla neye göre ve nasıl iletişim kurmak gerektiği konusunda nasıl bir yol tutturacağımız yine yaşanan ilişkileri doğru anlayarak varılacak bir durum olabilir. İlişkilerimizde geçici ve küçük hesaplar elde etmeye değil uzun süreli ve hedefe yönelik birbirimizi anlamaya ve tanımaya çalışarak doğru iletişimin imkânlarını aramak sanıyorum hayatta daha çok başarı getirecektir.

Bilinen bir fıkra var tavsiye ederim. Neyi neden istediğini açıkça söylemeli insan.

İzmir'den trene binen yaşlı teyze, kondüktöre Ege şivesiyle:

- "Menimen'e gelence beni haber et yavrııım, unutma" der.

Gecenin ilerleyen saatlerinde Menemen'i geçer geçmez yaşlı teyzenin Menemen'de ineceği kondüktörün aklına gelir hemen makiniste gidip haber verir. Makinist de:

- "Gecenin bu saatinde teyzeyi buralarda indiremeyeceğimize göre geri geri gideceğiz soran olursa "tren makas değiştiriyor deriz"

  Yarım saat geri geri giderek Menemen'e geliniyor ve Kondüktör, teyzeye gidip haber veriyor:
" Hadi teyze Menemen'e geldik."

Teyzem:
- "sağol yavrııım...",deyip çantasından hapını çıkarıp içiyor.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.