Evet tam da başlıktaki gibi ilk yarı bitince futbolcular soyunma odası tüneline doğru ilerlerken 3-0 lık skor oluşunca aklıma Müslüm Gürses'ten Olmadı Yar şarkısı geldi.
Gerçekten de ilk yarı skorun bu kadar kötü olmasındaki en başta sorumluları arasında kalecimiz Okan Kocuk geliyordu. Yediği üç golün üçünde de yer tutma, konsantrasyon artık ne dersek diyelim hatalıydı. Bunun sinyallerini aslında birkaç haftadır alıyorduk. Bu hafta deplasmanda oynayacağımız takımın kalecisi belli Jakub Szumski. Okan dinlendirilmeli ısrar edilirse seyircinin önüne atılmış olur.
İlk yarı aslında zaman zaman hızlı atakları biz başlattık ancak oynadığımız takımda Galatasaray ve seyircisinin önünde oynuyoruz. Galatasary’ın kadro değeri olarak yüzde yirmilik dilimde oluşturduğumuz bir kadro var.
1-0 dan sonra Landry Dimata’nın direkten dönen topu filelerle buluşabilirdi. İlk yarı için buluşsaydı bir şey değişirmiydi? Zannetmiyorum. Dediğim gibi içimden ilk yarı bitince stat hoparlörlerinden bu şarkı Samsunspor için çalmalıydı.
İkinci yarı başladığında eminim kimse Samsunspor’dan böyle bir başlangıç beklemiyordu. İleride baskı kurarak tempo ile birlikte maç 3-2 ye gelince acaba sezonun ilk geri dönüş maçına şahitlik mi ediyoruz diye düşünmeye başlarken o fırsatı da aslında yakaladık.
Ancak Galatasaray’ın ikinci yarıda oyuna giren Ziyech bu hayali oyundaki performansı ve attırdığı golle sona erdirdi. Ve maç bitiminde de aklıma Ah Keşkem şarkısı geldi. Geri dönüşü keşke becerebilseydik.
Takımın yeni transferlerle birlikte mevcut durumdan Antalya deplasmanından ayağa kalkacak skorla dönmesini bekliyoruz. Ben takımın oyunundan aslında ümitlendim fakat daha çok işimiz var. En zor görev de teknik kadroda artık zaman daralıyor.
Kalın sağlıcakla…